Pazar Dekoltenin siyaseti olur mu?

Dekoltenin siyaseti olur mu?

05.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

2009 başkanlık seçimlerinin en iddialı adaylarından Hillary Clinton'ın dekoltesi haber olunca Amerika'da ortalık karıştı. Peki Türkiye'de bir kadın siyasetçi dekolte giyse tepki alır mıydı? Kadın siyasetçilerin dekoltesi haber değeri taşır mı?

Dekoltenin siyaseti olur mu

axpaz031.jpg Yazısında muhafazakar Senato'da ilk kez cinsellik ve feminenliğe doğru küçük bir adım attıklarını belirten Givhan şöyle diyordu: "Hillary'yi izlerken kendimi bir röntgenci gibi hissettim. Ama ben dekolte göstermenin kadını bir objeye dönüştürdüğünü düşünmüyorum. Kendine güvenin ve kendisiyle barışık olmanın da simgesi olabilir. Bir kadının hem seksi hem de akıllı ve otoriter olabileceğinin bir göstergesi bu." Ve bu yazı üzerine ortalık karıştı... Clinton cephesinden büyük tepki geldi. Clinton'ın kampanyasını yöneten Ann Lewis, gazeteyi Hillary'nin sözleri yerine göğüsleriyle ilgilenmekle suçladı. Bunun üzerine gazetenin ombudsmanı neredeyse tam sayfalık bir yazıyla moda editörünü savundu: "Bu haber bir hafta boyunca en çok okunan haberimiz oldu. Hillary'nin rakibi Barrack Obama'nın mayolu fotoğrafını yayımladığımızda hiç sesiniz çıkmamıştı. Ya da John Edwards'ın 400 dolarlık saç kesimi haberinde... Ama şimdi bizi suçluyorsunuz. Başkan adayı olan Hillary Clinton giyimi dahil her yönüyle ön plandadır. Bu nedenle dekoltesi bizim için haber değeri taşımaktadır. Yazarımızın arkasındayız."Peki benzer bir olay Türkiye'de gerçekleşseydi ne olurdu? Kadın siyasetçilerin ciddi görünmek için feminenlikten uzak kalması mı doğru? Siyaset dekolteyi kaldırır mı? Hillary Clinton'ın göğüs çatalını göstermesi ne ifade ediyor? Ve bu olay haber değeri taşır mı? Geçen hafta Amerika, New York senatörü, başkan adayı ve eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın eşi Hillary Clinton'ın dekoltesiyle çalkalandı. Ülkenin saygın gazetelerinden Washington Post'un moda editörü Robin Givhan, ABD'de 2009 başkanlık seçiminin en iddialı adaylarından biri olan Hillary Clinton'ın Senato'da yaptığı bir konuşma sırasında göğüs çatalının görünmesini haber yaptı. "Giderek kapandığımız için bir kadın siyasetçinin dekolte giymesi ihtimali yok" Hillary Clinton'ın dekoltesi hangi gazetede yazıldığına bağlı olarak haber değeri taşır. Asıl haber değeri taşıyan ise Hillary'nin ekibinin tepkisi. Seçmenlerin tepkisinden bir kadının bu kadar korkmak zorunda bırakılması bence haber değeri taşıyan ve üzerinde yorum yapılması gereken bir konu. Başta Hillary Clinton olmak üzere bütün Amerikan siyasetinin düşünmesi gereken bir şey bu çünkü kadın olmanın bu kadarcık bile gösterilmesinden oy kaybedileceğini düşünen ve adına da "demokrat" denen bir hareket bile bu kadar korkuyorsa, bütün bu sahne zaten haber değeri taşıyor.Türkiye'de böyle bir şey olsa önce muhafazakarlar ayağa kalkar. Kadın eteklerinin boylarını röntgenlemekten başka işi olmayan muhafazakar ve milliyetçi milletvekilleri "Başımıza taş yağacak" diyerek başımıza taş yağdırırlar. Dolayısıyla onların yaptığı terbiyesizlikler de haber olur zaten sonra.Kadınlar Meclis'e gelene kadar son derece "terbiye edildikleri" için, bizim bir şey söylememize gerek kalmıyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Segolene Royal de son derece mutaassıp bir mayoyla fotoğraflanmasına rağmen bu fotoğraf Fransa'da bile sinir yarattı. Türkiye'de böyle bir şey yapmaya zaten gerek kalmaz. Giderek hepimiz kapandığımız için bir kadın siyasetçinin dekolte giymesinin ihtimali yok. Hillary'nin dekoltesi bence hiçbir şey ifade etmiyor. Sadece "Ah yakaladık" diye çatalın arasına atlayanlar çok zavallı görünüyor bana. "Dekolte kadının ciddiyetini alıp götürüyor" Kadın parlamenterlerin cinsiyetini arka plana alarak vekillik makamını ön plana çıkarması gerekiyor. Burada da kıyafetin içeriği, yaka boyu, etek boyu önemli. Çünkü erkek egemen bir alanda çalışıyoruz. Burada milletvekili sıfatını ön plana alabilmek için buna dikkat etmemiz gerekiyor. Ben o anlamda Türkiye için de önemli olduğunu, bizim muhafazakar demokrat yapı içerisinde de önemli olduğunu düşünüyorum. Belki çok ses çıkarılmayabilir, belki doğrudan basına haber olmayabilir ama ben uzun vadede bu tür şeylerin ilgili kişileri yıprattığını ve makamı farklı noktaya taşıdığı fikrini taşıyorum. Dikkat etmek gerekiyor. Makamı bir bütün olarak görmek ve her yönden, giyim, kuşam ve hareketleriyle bu makamın içini doldurmak gerekiyor. Dekolte kadının ciddiyetini alıp götürüyor. Ben dikkat etmeye çalışıyorum. İnce ayarlar ve nüanslar olayı başka noktalara götürebiliyor. Buna dikkat edildiğinde bu görevin daha uzun soluklu ve başarılı olacağı yönünde tabandan bir izlenim alıyorum. "Kimseyi utandıracak bir kıyafet değil" Türkiye'de bir kadın siyasetçi göğsünün çatalını gösteren bir kıyafet giyse topa tutarlardı. Ama zaten mümkün değil. Türkiye'de hiçbir kadın siyasetçi bu şekilde giyinmez. Aklını peynir ekmekle yemiş olması gerekiyor. Bizde kadınların siyaset yapması, erkekleşmeleri anlamına geliyor. Sadece kıyafet olarak da değil... Makyaj yapmayan ya da çok az yapan; iyi giyinmeye özen göstermeyen çünkü modayı küçümseyen kadınlar topluluğu ne yazık ki bizdeki kadın siyasetçiler... Gerekçeleri de şu: Kafası çalışan insanlar bu kadar biçimle ilgilenmez, çatal açma dertleri olmaz. Aksi örneklerin artması dileğiyle..."Hillary'nin dekoltesi haber değeri taşımıyor" diyenler palavra atıyor. Tabii ki taşıyor. Herkesi konuşturacak ve tartışma yaratacak bir mesele. Hem de dünyanın her yerinde. Normalde kapalı giyinen Hillary'nin göğsünün çatalını gösteren bir kıyafet giymesinin ne ifade ettiğine dair hiçbir fikrim yok. Bunu onun dışında kimse bilemez. Onun istediği gibi giyinmeye, gazetecilerin de bunu istedikleri gibi haber yapmaya hakları var. Ama giydiği kıyafet, bir kadını ya da bir başkan adayını utandıracak bir kıyafet değil.Bizim ülkemizde ve dünyanın her yerinde şöyle bir ayrım var: 1- Dişi olan ve öyle görünmekle sorunu olmayan kadınlar. 2- Dişi olmayan ve dişi görünmek istemeyen kadınlar... Bu bir yapı ve tercih meselesi. Birinci kategoriye girenler genellikle siyasete filan soyunmuyor, akademisyen olmuyorlar. Ama istisnalar da yok değil. Ezber bozan kadınlar da var. Nilüfer Göle mesela. Hem sıkı bir akademisyen hem de son derece dişi bir kadın. Müthiş cazibeli ve seksi. Yanılmıyorsam onu seksi olarak tanımlamamdan da rahatsız olmaz. Oysa, başka ciddi akademisyenler olur. Karizmaları çizilir. Bir de Sevil Atasoy var, o da bana hep çok dişi gelmiştir. Ama bana dişi gelen bir tane bile siyasetçi yok. İkinci kategorideki kadınlarsa, isimlerinin önüne "akıllı", "saygın" sıfatlarının gelmesini tercih eder. Dişiliklerini budamak için ellerinden geleni yaparlar. Bence bu da, kurallarını erkeklerin belirlediği bir oyundur. "Ezber bozan kadınlar da var" "Siyasetçilerin giyimi toplumun görüşüne karşı düşmemeli" Ben bir kişinin kadın olarak değil, birey olarak kabul edilmesinden yanayım. Kadın haklarından bahsettiğiniz zaman insan haklarını sorgulamak gerekiyor. Meclis de toplumun bir uzantısı. O yüzden isteyen istediği gibi giyinmeli, kimseye karışamayız ama söz konusu yer Meclis ise buradaki giyimin toplumun görüşüne karşı düşmemesi gerekiyor. Dekolte olur, başka şekil olur... Orada giyinmenin belli bir adabı vardır. Karşıyım açıkçası. Bazılarımızın demokrasisinin başladığı yerde kimimizinki bitiyor. O yüzden ben bu tip konularda biraz tutucuyum herhalde.Meclis'te bir içtüzük var. Üniversitede bile dekolte giydiğinizde tepki alırsınız. Bunun simgesel olarak kullanılması da kötü. "Meclis'in cart curt etmesi için kadınların dekolte giymeleri gerekmiyor" Bizim Meclis'in cart curt etmesi için kadınların dekolte giymesi gerekmiyor. Biliyorsunuz, Meclis çalışanlarından bir kadın pantolon giydi diye, kadının pantolonunu çıkarttırıp etek giydirmişlerdi. 84 yıl öncesinin fikirlerini ezbere tekrar etmeyi marifet sayanlar, içeriğe değil biçime dikkat ederler. Çünkü mutlaka bir şeyler hakkında bir şey söylemek mecburiyetindedirler. Bu mesele bundan ibaret. Başka bir tabirle, bunların öz hakkında fikirleri yoktur; bunlar biçimle uğraşmayı marifet bilirler.Bizdeki medya sansasyona çok meraklı olduğu için böyle şeylere durmadan takar. Oysa insanların ne taktığı veya ne çıkardığı beni hiç ilgilendirmiyor. Mesela üniversitede 18 yaşına gelmiş, rüştünü ispat etmiş dediğimiz insanlar üniversiteye devleti temsil etmedikçe (çünkü devlet bütün inançlara eşit mesafede durmak zorundadır) istediğini giyer, istediğini çıkartır. İster sutyensiz gider, ister başı bağlı gider. Dolayısıyla benim için bunlar mevzu edilecek şeyler değil. Fakat Türkiye'de basın çok zor sattığı için heyecan uyandıracak şeyi ele almayı çok gerekli görüyor. Yani burada dekolte giyen bir kadın siyasetçi olsa mutlaka konu edilirdi. Mesela, günahım kadar sevmiyorum ama Tansu Çiller'in kuru bir yüzme havuzunda son derece kapalı, tek parça bir mayoyla güneşlendiği fotoğrafını marifet gibi çarşaf çarşaf bastılar.Amerika muhafazakarlık açısından Türkiye'ye taş çıkarır. Özellikle orta kısım eyaletlerde son derece muhafazakar insanlar vardır. Bu halka dalkavukluk etmek politikacılar için vazgeçilmez bir şeydir. Dolayısıyla, bu sadece bir kadının göğüs çatalını göstermesi veya bilmem neresini kapatması meselesi değil. "Göğüs çatalı sıradan bir hadise. Ama BBC'de ciddi ciddi 'Hillary seksi mi?' diye tartışıldı" Hillary Clinton genellikle dik yakalı süveterler giyer. Çocukluk ve ilkgençlik fotoğraflarına baktım, orada da aynı giyim tarzını gördüm. Daha ileriki yaşlarda da üzerine ceketler giyiyor. Şimdi bir dekolte bluz giymiş. Geçen hafta sonu Londra'daydım, BBC'de ciddi şekilde bu tartışıldı ama konunun başlığı doğrudan doğruya "Hillary seksi mi?" idi. Hoş tespitlerde bulundular. Bence çok kapanmanın fazla alemi yok. Göğsünün biraz çatalı görünmüş. Böyle bir şey ilk defa olması sebebiyle haber değeri taşır. Estetik değeri ayrı bir tartışma konusu. Ben seksi olmadığı görüşündeyim. Estetik açıdan açılmasının ona çok büyük bir artı getirdiği kanısında değilim. Bunu bilinçli yapmıştır. Hillary Clinton çok akıllı bir kadın. Hayatının her aşaması hesaplı, iyi bir avukat, kaç yıllık New York senatörü. Neden böyle bir şey yaptığına gelirsek... Kadını anladım diyen erkeklerin budala olduğu kanaatindeyim. Hillary'yi de anlamanın çok kolay olduğunu düşünmüyorum.Herkes bin tane şey söyleyebilir. Bir yaş bunalımından tutun, kendini kanıtlama veya reklamını yapma... Belki kendine yakıştırdı, belki bir yakını söyledi, belki değişik bir insan portresi çizmek istedi. O kadar çok neden var ki... Ama böyle bir değişiklik yapmış hayatında ve bir renk katmış kendine. Çok da öyle rahibe gibi dolaşmaması fena değil.Aynı şey Türkiye'de olsa o kadar ilgi çekmezdi. Göğüs çatalı dediğiniz nedir ki? Gayet sıradan bir hadise bence. Biz bugüne kadar kimler için ne başlıklar attık "Bilmem ne hanımın şıklığı" diye. Deniz şamandırasına kumaş sarılmış gibi insanlara dahi... Bunu mühim bir hadise gibi görmüyorum ama Amerika'da olan her şey dünyada tartışılır. Doların durumu, üretim, Merkez Bankası'nın faizi tartışılır. Hillary Clinton'ın da göğüs çatalı tartışılır. Ama düşük belli bir jean giyip arkasındaki çatal görünse, onun haber değeri daha yüksek olur. "Oldu mu şimdi?" falan diye. Bir de g-string'i falan görülürse daha da fazla tartışılır. "Türkiye'de hiçbir siyasetçi kadın buna cesaret edemez" Hillary Clinton'ın göğsünün çatalını gösteren bir kıyafet giymesi muhakkak haber değeri taşır. Hele de başkanlığa aday bir kadının, bugüne kadar kimse göğüs çatalını göstermezken bu şekilde Senato'da konuşma yapmasının haber değeri vardır. Bu bence ayıp bir şey değil, bu onun kendi tercihi. Ha "Sen yapar mısın?" derseniz, ben yapmazdım çünkü benim son dönemdeki tek derdim göğüs çatalını göstermeyen bluz bulmak. Katiyen bulamıyorum. Göğüs çatalını göstermeyen bluzlar hep yaşlı işi oluyor. Ben yaşım kemale erdiği halde genç gözükmek istiyorum. Artık bu sene koyverdim, benim de gözüküyor çünkü başka türlüsünü bulamıyorum; başka türlüsünü bulduğum zaman kendimi yaşlı hissediyorum. Hillary Clinton'ın göğüs çatalını göstermesi onun edinmek istediği yeni kimliğin ve yaratmak istediği imajın bir parçası. Daha feminen olmak istiyor. Meclislerde erkek gibi davranarak erkek dünyasında var olabilme dönemi geçti. Türkiye'de de, dünyada da tayyörlü kadın dönemi geride kaldı. Artık başka bir şekilde düşündüğü için kadını aralarına almak zorundalar. Sadece erkeklerin var olduğu bir dünyada rekabet sağlanamıyor. Artık küresel bir dünya var. Şirketler de ülkeler de küresel olarak var olabiliyor ya da o küresel yarışta ileri gidebiliyor. Orada sadece erkek beyniyle düşünmenin sınırına gelindi, kadın beyni de lazım. "Muhafazakar bir toplumuz""Bütün kadınların göğüslerinin çatalını orada görsen memnun mu olursun?" diye sorsanız... Bilmiyorum, olmam galiba. Feminenlik ille de göğüs çatalını göstermekmiş gibi gelmiyor bana. Çünkü bir yandan bütün kadınlar kapanırken bir yandan da açılıp saçılıyorlar. Bundan 20 sene önce kadınlar bütün dünyada daha normaldi. Şimdi kadınların soyunmasında belki küresel ısınmanın da payı vardır; çok sıcak çünkü. E öbürleri de kapanıyor. Türkiye'de hiçbir siyasetçi kadın dekolte giy-meye cesaret edemez. Cesaret edemediği için de iyi eder. Hesapları vardır, muhafazakar bir toplumuz sonuçta. Böyle biri çıkarsa da, çiğköftelerin tavana fırlatıldığı Meclis'te bu tepki çeker herhalde. "İmajın bir parçası" "Bir sınır getirilsin ama yeter ki pantolon serbest olsun" Bence politikada kılık kıyafet kurallarının bir daha gözden geçirilmesinde fayda var. Hele bizim Meclis'te kadınların tayyör giymesi isteniyor. Halbuki niye ben pantolon giyemeyeyim? Bu beni ciddi şekilde düşündürüyor ve rahatsız ediyor. Tabii bunlar çok resmi işler, o yüzden resmi ve muhafazakar kıyafet giymesi çok acayip gelmiyor bana. Bazı kurallar olması da iyi bir şey ki orada tuhaf bir görüntü ortaya çıkmasın. Ama kadınlar renkli giyinebilir. Düzgün gözüktükten sonra bence her şey giyilebilmeli.Türkiye'de bir kadın siyasetçi hafif dekolte bir bluz giyseydi o kadar dikkat çekmezdi gibi geliyor bana. Ama Amerikalılar çok daha tutucu bu tür konularda. Bizim işe giderken giydiğimiz kıyafetlerle orada işe gidemezler. Onlardaki mağazalarda iş kıyafetleri bölümü var. Takım elbiseler, pantolonlusu, pantolonsuzu... Bir sürü seçenek var. "Bugün ne giyeyim?" gibi bir telaşları olmuyor. Bu da forma giyip gitmek gibi oluyor. Ben burada kendime kıyafet arıyorum. Ancak bir koleksiyonun bir kenarında bulabilirsem buluyorum... Onların toplumunu göz önünde bulundurursak Hillary Clinton'ın dekolte giymesi çok alışılmadık bir şey. O yüzden dikkat çekmesi normal. Amerika'da iş hayatında kadınların feminen gözükmesi pek istenmiyor. Kadınların kadınsı yanlarından dolayı kimseye cazip ya da itici gelmemeleri amaç. Bizim Meclis bile biraz daha serbest bu konuda. Renkli giyinebiliyor kadınlar. "Daha da olsun mu?" derseniz, bence bu yeterli. Biraz bir sınırlama olsun ama yeter ki pantolon olsun. Geçen yıl bir kadını 3/4 kollu ceketle sokmamışlar Meclis'e, uzun kollu ceket giymesi için geri yollamışlar. "Bu kadarı yeterli" "TBMM'de bir kadın siyasetçi hafif dekolte bir kıyafetle konuşsa tepki almazdı" Nimet Çubukçu'nun seçimden sonra Bakanlar Kurulu'na girerken resimleri çekildi ve gazeteler "Yeni imaj, yeni görüntü" diye haber yaptı. Erkek bakanların hiçbiriyle ilgili böyle bir haber yapılmadı. Nimet Çubukçu şık giyinen bir insan, her zamanki gibi giyinmiş, Bakanlar Kurulu'na gidiyordu. Diğer zamanlardan bir farkı yoktu ama özel olarak onu öne çıkardılar. Bence kadın olduğu için onun kıyafetiyle ilgilendiler. Aynı şey DTP'den seçilen kadın milletvekilleri için de geçerli. "Normal kıyafetlerle Meclis'e geldiler" diye yazıldı. Nasıl geleceklerdi? Niye özellikle kadınlar ve kadınların kıyafetleriyle bu kadar çok ilgileniliyor? Anlamakta zorluk çekiyorum. Bu kadınlara bakış açısının farklı olduğunu gösteriyor. Bilgisiyle, başarısıyla, toplumda gösterdiği değerlerle kadınlardan söz etmek yerine, bu konulardan söz ediliyor. Amerika'da siyasette kadın sayısı az. Hillary Clinton'ın dekoltesiyle gündeme gelmesi Amerika gibi muhafazakar bir toplumun bir kadının başkan adaylığını bile hazmedememiş olmasını ortaya koyuyor. Bir taraftan da Amerika'da sahneye çıkan pek çok kadının neredeyse çıplak halde şovunu yaptığını görüyoruz. Dolayısıyla kadınların kıyafetleri Amerika'da da, Türkiye'de de sorun olmaya devam ediyor. Meclis'te bulunduğum 4,5 yıl içerisinde kadınların kadınsılıklarını ortaya koymalarına karşı bir tepki olduğunu görmedim. Her zaman renkli giyindim. Kimse de bunun üzerinden değerlendirme yapmadı. Normal hayatımızda nasıl giyiniyorsak, Meclis'e de öyle giyinip geldik. Tabii Meclis'in kuralları gereği döpiyes giyerek geldik ama diğer zamanlarda, kendi kentimizde siyaset yaparken o kente göre giyindik. Mesela Adana sıcak olduğu için kısa kollu kıyafetlerle, elbiselerle çalıştık; kimse de yadırgamadı. Meclis'te bir kadın siyasetçi hafif dekolte bir kıyafetle konuşma yapsa tepki almazdı diye düşünüyorum. "Bizim Meclis'te tepki almazdı" "Bu bluz 'kadınlığa dönüş' sayıldı, siyasette kadının yerini gündeme getirdi" Türkiye'de bir kadın siyasetçi hafif dekolte bir kıyafetle TBMM kürsüsünden konuşsa ve diyelim ki AKP'liler bunu eleştirse, eminim ki "Yakında bütün kadınları tesettüre sokacaklar. İrtica kapımızda" diye şahlananlar olurdu. Ama bir kadın siyasetçinin hafif dekolte giymesini eleştiren kafayı eleştirenlerimizden kaçı, bu ülkede başörtülü kadınların eğitim, çalışma ve siyaset hakkı kısıtlanmış ikinci sınıf birer vatandaş muamelesi görmesinden hicap duyardı acaba? Hillary Clinton'ın dekoltesinin haber olması, siyasi kontekstle ilgili. ABD bugün hâlâ, kadın siyasetçileri "erkeklere özgü bir işi erkekler kadar iyi yapacağını kanıtlama" sınavından geçiren bir siyasi kültüre sahip. Beyaz Saray'a gelmiş geçmiş en yakın kadın aday olan Hillary Clinton, 11 Eylül sonrasının "erkek lider, güçlü başkomutan" söylemiyle iyice pekişen hegemonik cinsiyetçiliğe büyük ölçüde teslim oldu. Hatta ön seçimlerdeki rakibi Senatör Edwards'ın eşi Elizabeth Edwards tarafından "siyaseti erkeklerden farklı yapmayı denememekle" eleştirildi. Bu ortamda, Clinton'ın V yakalı bir bluzla Senato'da boy göstermesi, bazılarınca "kadınlığa dönüş" sayıldı ve bu abartılı yorum sayesinde de, siyasette kadının yeri yeniden tartışılıyor. Hillary Clinton'ın kafasında tek bir hedef var, başkan seçilmek. Zaten dekolte bluz tartışmasını da, haksızlığa uğradığına ilişkin bir bildiri hazırlayıp seçim kampanyası için para toplamakta kullandı. "Artık daha kadınsı olayım" gibi bir derdi olduğunu pek sanmıyorum."Meclis'te kadınsılığa yer var mı?" sorusunun cevabı, bence kadın siyasetçilerin cinsiyet farkını kıyafetleriyle ne derece ortaya koydukları ile ilgili değil. Kadın milletvekilleri, içten içe "Bana ne kadar benzersen, farklılığına o kadar saygı duyarım" diyen bir zihniyete karşı, çoğulcu bir bakışla siyaseti yeniden tanımlamaya, mevcut güç hiyerarşisine uyum sağlamak yerine onu değiştirmeye katkıda bulunacaklar mı? Hâlâ bazı yörelerde töre adına kızlarını öldüren bir toplumun, ataerkil bir düzenin içinden yetişip Meclis'e gelmiş kadın vekiller, kadınların eşitliğinden Kürt meselesine, eğitime, adalete kadar her alanda seslerini yükseltebilecekler mi? Önemli olan bu. "Kadınsılık derdi değil bence"