PazarFenerli yamağın fendi terziyi yendi

Fenerli yamağın fendi terziyi yendi

08.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal, Fenerbahçe Kulübü'nün kuruluşunun 100'üncü yılı için bir koleksiyon hazırladı. Galatasaraylı Mayruk'u ikna eden Fenerbahçeli Şansal "Yamağın fendi terziyi yendi" diyor. Zaten Aziz Yıldırım'la tanıştıktan sonra Mayruk'un da aklı karışmış: "Fenerbahçe Kulübü'ne Galatasaraylı olarak girdim, çıkarken yüzde 50 Fenerbahçeliydim"

Fenerli yamağın fendi terziyi yendi

axpaz011.jpg 120 parçadan oluşan koleksiyon kulübün önümüzdeki ay gerçekleştirilecek balosunda tanıtılacak ve orada satışa sunulacak. Daha çok koleksiyonerleri cezbedecek nitelikteki ürünler arasında sarı pırlanta, lacivert safir ve 900 ayar gümüşten yapılan puro kapları, gece çantaları, kemerler, şapkalar, tunikler var. Ünlü modacı Yıldırım Mayruk ve "yamağı" Barbaros Şansal, Teksas'tan lacivert ve sarı çıngıraklıyılan derisi buldular. Güney Afrika Cumhuriyeti'nden devekuşu derisi getirttiler. 50 yıllık kumaşları depolarından çıkardılar. Üç ay boyunca el emeği göz nuruyla çalıştılar. Neden mi? Fenerbahçe Kulübü'nün 100'üncü yıl için üretilen koleksiyonu hazırlamak için. Barbaros Şansal: Teklifi biz götürdük, onlardan almadık. Kafamızda hep böyle bir proje vardı. Bir kurum için sınırlı sayıda özel üretim bir koleksiyon hazırlamak istiyorduk. Ben Fenerbahçe nüfusuna kayıtlıyım. Fenerbahçe Lisesi mezunuyum. Bir dönem eski asbaşkan Zeynep Sabancı'nın strateji danışmanlığını yürüttüm. Ayrıca Fenerbahçe'nin kongre üyesiyim. Böyle bir proje için aklıma ilk olarak Fenerbahçe geldi. Yıldırım bey Galatasaraylı. Buna rağmen Fenerbahçe için 100'üncü yıl koleksiyonu hazırlama teklifi neden size geldi? Barbaros Ş.: 1907'deki orijinal Arapça logo, 100'üncü yıl logosu ve Latinceye çevrilmiş Fenerbahçe logosundaki sarı, lacivert, yeşil, beyaz, kırmızı, siyah pantone renklerine ve desenlerine sadık kalmalıydık. Ama bunun altından kalkabilir miydik? Kendi arşivlerimizi kontrol ettik. Rafyalarımızı, payetlerimizi... O pantonelerdeki malzemeden elimizde yeterince vardı. Bunu ustaya aktardım ve bir-iki numuneyi göstererek onu ikna ettim. Yamağın fendi terziyi yendi yani. Galatasaray ve Fenerbahçe ezeli rakip. Yıldırım beyi nasıl ikna ettiniz? Yıldırım Mayruk: Ekibim "Koleksiyon hazırlama niyetiyle Fenerbahçe Kulubü'ne gidiyoruz" dedi. Sayın Aziz Yıldırım bizi o kadar sıcak ve nazik karşıladı ki bende bütün yelkenler suya indi. Kulübe bir Galatasaraylı olarak girdim, çıkarken yüzde 50 Fenerbahçeliydim. Yıldırım'ın davranışları beni yarı Fenerli yaptı. Bize stadı, Fenerium'u ve Fenerbahçe Müzesi'ni gezdirdi. Bunları görünce iftihar ettim kulüple. Kendi kulubümün başkanına ve Aziz Yıldırım'a bakınca Yıldırım bana daha sempatik geldi. Sevecen ve babacan hali bana Fener'i sevdirdi. Ben de bu sıcaklığı görünce Fenerbahçe'nin 100'üncü yılına armağan edeceğimiz bir koleksiyon hazırlamaktan gocunmadım. Gurur duydum. Mayruk: "Koleksiyonu hazırlamaktan gurur duydum" Barbaros Ş.: Şans bileziği, puro kabı, gümüş tokalı deri kemer, işlemeli şapka, deri şapka, deri çanta, triko tunik, gece çantası, dosya çantası... Tüm koleksiyon sanat ve zanaatın karışımından oluşuyor. Koleksiyonda neler var? Barbaros Ş.: Teksas'tan lacivert ve sarı çıngıraklıyılan derisi bulduk. Güney Afrika Cumhuriyeti'nden devekuşu derisi getirttik. Gümüş takılar elde yapıldı. Gece çantaları atölyelerimizde elde dikildi ve işlendi. Hiçbir ürün bir diğerine benzemiyor. Çünkü el yapımı. Kuzu derisinden yapılan şapkaların saf ipek astarları İtalya'dan sipariş edildi. Logolar altın veya gümüş kaplama, üzerlerinde mine var. Logolarını Yıldırım bey boyadı, imzasını attı. Kapanan terzilerden, modaevlerinden satın aldığımız 50-60 senelik kumaşları da kullandık. 1950'lerden kalan Christian Dior rafyalarını mesela. Bu koleksiyonun bir taraftan vintage bir ruhu var. Koleksiyonda kullandığınız malzemelerin hepsinin bir hikayesi var. Kimi Teksas'tan gelmiş kimi Afrika'dan... Barbaros Ş.: Bunlar daha çok koleksiyonerleri hedefliyor. Envanterlerin bir kopyası Yıldırım Mayruk Moda Laboratuvarları'nda, biri Fenerbahçe Kulübü'nde kalacak. Ürünlerin sertifikaları var. Her ürün Mayruk ve Aziz Yıldırım imzasını taşıyor. Taraftarlar maça giderken koleksiyondan satın aldıklarını şans getirsin diye yanında götürecek. Fiyatlar yüksek. 1000 ile 10 bin dolar arasında değişiyor. Koleksiyondaki ürünleri kimler satın alacak? Barbaros Ş.: Puro kapları. Sarı pırlanta, lacivert safir, 900 ayar gümüşten tasarlandı. Tamamen el yapımı. 10 bin dolar değerinde. En ucuz ürün 1000 dolarlık kemerler. Şansal: "Yeterince param olsa tüm koleksiyonu kendime saklardım" En pahalı ürün hangisi? Barbaros Ş.: Eğer bu koleksiyona olan ilgi tatmin edici bulunursa Fenerium için daha uygun fiyatlarda, yine az sayıda ürün tasarlayacağız. Fenerium mağazalarında satılmak üzere herhangi bir ürün tasarlamayı düşünüyor musunuz? Barbaros Ş.: Çapraz takılan çantada gözüm kaldı. Ben boyadım, ben işledim, ben satın alacağım. Yeterince param olsa tüm koleksiyonu kendime saklardım. Fenerbahçe'yi sevmeyen bir arkadaşım "Neyse parası ben vereyim, hepsini ben alayım. Yeter ki onlar Fenerbahçe'nin eline geçmesin" dedi. Yıldırım M.: Belki kemer alırım ben de. Koleksiyonla o kadar zaman geçirdim ki... Bir müddettir hepsini ortadan kaldırdım. Barbaros her dakika çıkarıyor, gösteriyor. Ben yaptıklarıma bakmaktan pek hoşlanmıyorum. Koleksiyon hazırlarken de tasarımlarımı uzun süre görmek istemiyorum. Çünkü defileye 15 gün kalsa bile pişman oluyorum. Niye başka bir şey yapmadım diye... Göz koyduğunuz, kendiniz için mutlaka satın alacağınız ürün var mı? Barbaros Ş.: Sarı ve lacivert birbirine çok yakışan iki renk. Her ne kadar Fenerbahçe pantonesinde kırmızı, beyaz, siyah, yeşil olsa da ana renklerimiz sarı ve lacivertti. Kulübün pantone sarısı ve laciverti oldukça canlı ve kışkırtıcı. Bunlar çok kolay renkler değil ama doğru kullanılırsa gayet uyumlu olabiliyor. Önemli olan sunum. Koleksiyondaki hiçbir ürünü bağırtmadık. Renkler sizi zorladı mı? "Keşke başka renkler kullanma imkanımız olsaydı" diye iç geçirdiniz mi? Barbaros Şansal: "Benim yüzümden Aziz Yıldırım kızını azarladı" Barbaros Ş.: Şans bileziğini Yıldırım'ın eşine hediye ettik. Bir de Aziz beyin kızı Hande'ye şapka yolladım. Ancak Hande'nin eline geçmeden kardeşi Gülşah şapkayı kapıp Amerika'ya götürmüş. Ben de bunu bilmeden "Kızınız bana teşekkür etmedi" diye Aziz beye şikaye ettim. Aziz bey telefonda benim yüzümden Hande'yi azarladı. Böylece istemeden bir aile krizi çıkardım. Kulübün başkanı Aziz Yıldırım'a bir ürün hediye ettiniz mi? Yıldırım Mayruk: "Utanmasam bu yaştan sonra Fenerli olacağım" Yıldırım M.: Çocukken bir arkadaşımla beraber evden kaçtık ve Galatasaray maçına gittik. İlk izlediğim maç Galatasaray'ınki olunca ben de bu takımı tuttum. Ancak belirteyim, bütün kış Fener maçlarında, kazanmaları için çok dua ettim. Çünkü 100'üncü yıllarıydı ve şampiyonluk onlara yakışıyordu.Barbaros Ş.: Küçükken üvey abim Fenerbahçeliydi, ona gıcıklığımdan Galatasaraylı oldum. Sonra aklım başıma geldi, Fener'e döndüm. Yıllar önce hangi takımı tutacağınızı belirleyen ne oldu? Arkadaşınız, aileniz... Kimin ya da hangi olayın etkisinde kaldınız? Yıldırım M.: İnanın hangi kulüpten olduğumu artık ben de bilmiyorum. Utanmasam bu yaştan sonra Fenerli olacağım. Barbaros Ş.: Dönek denmesin diye olmuyor zaten. Yıldırım bey bu röportajın sonunda "Artık Fenerbahçeli oldum" gibi bir itiraf gelecek sanki sizden. Gidişat o yönde. Yıldırım M.: İkimiz de fanatik değiliz. Gayet sakin izliyoruz. Bağırış çağırış olmaz. Maç seyrederken kalbim duracak gibi oluyor. Dayanamıyorum. Bu yüzden artık izlemeyi bıraktım. Birlikte nasıl maç izliyorsunuz? Kavga dövüş halinde mi? Bülü Bebek'ten sonra sıra "sosyetikler" Siren Fettan ve Koket Kaşdelen'de Bülü Bebek'i Bülent Ersoy'un renkli dünyasından feyz alarak yaptım. Eşcinsel misyon taşıyan bir ikon olmasa da onu İstanbul'un tüm travesti kulüplerine, gay barlarına götürdüm. Travestiler onunla hatıra fotoğrafı çektirdi. O sırada biri zavallı Bülü'nün takma kirpiklerini yürüttü. Şimdi ünlü sosyetik kadınların bebeklerini hazırlıyorum. Siren Fettan bebek, Koket Kaşdelen bebek gibi... Çok konuşulacaklar. Bülü Bebek'lerin devamı geliyormuş. Bu defa sosyeteden tanıdığımız isimlerin bebeklerini hazırlayacakmışsınız. Kim bu isimler? "Galerimizde hamam, telefon, kapı, ayakkabı, tablo, antika satacağız" Bir ara köpeklerimizin ikamet ettiği, Nişantaşı'ndaki dairemizi Contemporary Fashion Art Gallery'e dönüştürüyoruz. Bu ayın sonunda açılacak. Kısaca kadın ve uyuşturucu haricinde her şeyi satacağız. Hepsi çok orijinal şeyler. İçinde Yıldırım Mayruk giysileri, Yamak Strategy markalı personel giysileri var. Antika galerimiz 600 bin dolarlık bir karaf koleksiyonuna tev sahipliği yapacak. Yüzde 100 doğal bebek ürünleri, ayakkabı tasarımcısı Burcu Kapu'nun bize özel hazırladığı ayakkabılar, sadece bizde satılacak Panasonic marka bilmem ne model cep telefonları, 100 yıllık kapılar... Genç sanatçılarla, tasarımcılarla çalışacağız. Mesela sadece kedi eskizleri yapan bir kız bulduk akademiden. O şu an tablolar yapıyor bizim için. Edirne'de meyve sabunlarını yapan tek ustayı da bulduk. Ondan sabun alacağız. Emlak bile satacağız. İlk olarak 600 yıllık Cağaloğlu Hamamı'nı satışa çıkarıyoruz. Yazarların bizzat imzaladıkları kitaplar, şarkıcıların imzaladıkları CD'ler yer alacak galerimizde. Zaten ne yapsanız çok konuşuluyor. Nişantaşı'nda açacağınız galeriyi merak ediyorum doğrusu.

KEŞFETYENİ
Tanışma hikayesini ilk kez anlattı! İtirafı herkesi şaşırttı
Tanışma hikayesini ilk kez anlattı! İtirafı herkesi şaşırttı

Cadde | 23.05.2025 - 07:13

Son dönemin en popüler oyuncularından biri olan Sıla Türkoğlu, iş insanı sevgilisi Ata Ayyıldız ile tanışma hikâyesini ilk kez anlattı.

Yazarlar