PazarHande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum

Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum

18.05.2025 - 02:01 | Son Güncellenme:

“Miss Turkey” seçildiği 2005’ten beri tanıdığım Hande Subaşı ile ilk röportajımı 2006 yılındaki ilk dizisi “Kuş Dili”nin Trabzon Uzungöl’deki setinde yapmıştım. Merhum Osman Yağmurdereli’nin yapımcısı olduğu dizide Subaşı’nın rol arkadaşları Selçuk Yöntem, Müjde Ar gibi usta isimlerdi.

Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum

Ali Eyüboğlu - Subaşı, “Kuş Dili”yle başlayan oyunculuk serüveninde birçok dizide başrol olarak kamera karşısına geçti. 250 kez sahneledikleri “Yetersiz Bakiye”nin de aralarında olduğu tiyatro oyunlarında oynadı, orkestrasıyla birlikte sahnelerde canlı performanslar sergilemeye başladı. Hande Subaşı’yla 19 yıl sonra bu kez röportaj için Taksim’deki CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’da buluştuk. Uzungöl’deki çekim anılarından şov dünyasındaki yolculuğuna keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

Hande Subaşı’nın sahne serüveni nasıl başladı? 

Oyunculukla başladım, tiyatro deneyimim oldu… Aslında canlı performanstan kamera önünden daha çok keyif aldığımı tiyatro sahnesiyle fark ettim. Müzikle ilgili de hep söylemeyi seviyordum katıldığım programlarda, dizilerde… Doğru kişilerle buluşmam, beni bu konuda cesaretlendirmiş ve desteklemiş olmaları beni etkiledi. Pandemiden önce başlamıştım, o süreçte mecburen ara verdim ve yeniden başladım. Devam ettirmek istiyorum. Çünkü canlı performansı çok seviyorum. Bu bir tiyatro sahnesi de olabilir, kendi orkestramla bir mekânda dinleyicilerle buluşma şeklinde de… 

Tiyatro ve müzikte konservatuvarlı değilsiniz ama artık iki işin de profesyonelisiniz. Kendinizi nasıl geliştirdiniz? Ders aldığınız oyuncu ve müzisyenler oldu mu? 

Haberin Devamı

Yıllarca oldu… Hatta Miss Turkey seçilmeden önce rahmetli Ayla Algan’ın Ekol Drama’sında başlamıştım. Sonrasında ara ara proje bazlı karakter üzerine çalıştığım koçlar oldu. Bir dönem çok yoğun çalıştım ve alaylı olduğum için daha çok setteki profesyonelleri, oyuncu büyüklerimizi ve yönetmenleri dinleyerek ve de gözlemleyerek piştim. Müzik konusunda ise ilkokuldayken dört yıl Ankara Radyosu’ndaydım, Çocuk Korosu’nda. Sonrasında ise çok iyi bir müzisyen Banu Kunt Işık, vokal koçum oldu. Onunla ara ara çalışmaya devam ediyorum. 

TRT Çocuk Korosu’ndan sizin dışınızda ünlü çıktı mı? 

Çıktı; kanun sanatçısı Ahmet Baran. Geçenlerde beni konserine davet etti ama katılamadım. Ben TRT Ankara Radyosu’ndaki hocamız Cemile Uncu’yu hâlâ arayıp, konuşuyorum. İlk fırsatta üçümüz Ankara’da bir araya geleceğiz, Ahmet Baran, ben ve hocamız… 

“Latin kültürü cezbediyor”

Yakın tarihte bir söyleşide “Hayalim hep Küba’ya gitmekti ve gittim” dediniz. Ne umdunuz, ne buldunuz Küba’da? 

Küba çok uzak ama gizemli, tarihi ve kültürü açısından bana çok çekici geliyordu. Latin kültürleri de beni cezbediyor. O yüzden büyük bir hayalimdi. Doğum günümde Saffet Emre Tonguç çok güzel bir tur yapıyordu. Hiç tanımadığım 12 kişiyle güzel bir tur yaptık. Turun en küçüğüydüm. Hepsi teyzem, ablam gibi beni hep koruyup, kolladılar. Yeni yaşıma girerken Küba’da anılar biriktirmiş olmam, yeni insanlarla birlikte yıllarca çok merak ettiğim bir kültürü tanımak çok hoşuma gitti. Ülke için de üzüldüm bir yandan. Günümüzden 50 yıl gerideler… Zamanında o devrimler yapılmış ama açıkçası halka ve ülkeye hiç yaramamış. Çok yazık.

Haberin Devamı

Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum

Sosyal medyada “Ne çok gezdiniz?” yorumları yapılan Hande Subaşı, şimdiye kadar hangi ülkelere gitti? Sırada nereleri var? 

Aslında çok aşırı gezmiyoruz ama çok göze batıyor herhalde paylaştığım için… Tatildeyken fotoğraf paylaşmayı çok sevmem, sonradan paylaşırım, tbt yaparım. Bu da insanlarda sürekli bir yerlere gidiyormuşum algısı oluşturdu galiba. Son bir yıldır iş nedeniyle çok az gezdim bile diyebilirim. Ağırlıklı olarak Avrupa’yı tercih ediyorum. İtalya ve Fransa’nın her şehrini seviyorum. Yıllar önce Almanya’ya gittiğimde oradaki kurallardan, o disiplinden… Son yıllarda İstanbul’da çığırından çıkan şeyler olduğu için Almanya’daki o düzen ve kurallar ben yaş aldıkça hoşuma gitmeye başladı. Hiç Almanya’da yaşamayı düşünmezdim ama artık o fikre vardım. Onun dışında Fransa ve İtalya’nın her köşesi bana cazip geliyor. Geçen sene San Francisco’ya gitmiştim, orayı da çok beğendim. Çok New York insanı değilim. 

Haberin Devamı

“Kandırdım’ı söylemeden sahneden inmem”

Hande Subaşı sahneye çıktığında okumadan programını bitirmediği demirbaş şarkıları var mı? 

Var… Arada güncel parçalar da söylüyorum ama ‘90’lar repertuvarı yapıyorum çoğunlukla. Ajda Pekkan, Sertab Erener, Sezen Aksu ve Kenan Doğulu’dan şarkılar söylemeden inmiyorum. En sevdiğim Kenan Doğulu parçası “Kandırdım”, onu mutlaka söylüyorum. 

En sevdiğiniz şarkıcılar ve şarkıları sorsam? Bir şarkı dinleme listeniz var mı?  

Dinleme listem var ama ben orada da biraz nostaljik takılıyorum. Zaten sahne repertuvarım da hep eski parçalardan. Çocukluğumdan, gençliğimden bende anısı olan şarkılar… ‘90’lardaki isimlerin dışında Sıla ve Mabel Matiz’i çok seviyorum ama ağırlıklı olarak Sezen Aksu, Sertab Erener, Kenan Doğulu gibi eskileri dinliyorum. 

Haberin Devamı

Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum

Ulusal kanallarda yayınlanan dizilerde bir süre oynamamanızın sebebi var mıydı? 

Evet, uzun süre dizi çekmedim, çünkü orkestramla birlikte çok sahne alıyordum, bir de tiyatro oyunlarım vardı. Eskiden ben hep şehir dışı işlerde çalışıyordum gençken... 

Hâlâ gençsiniz? 

Evet, ama insan biraz daha kendi evini, düzeni özlüyor. Oradan oraya savrulmak istemiyorum. İstanbul’da çekilen işleri tercih etmek istedim ama sahne ve tiyatro olunca uzunca bir süre ayrı kaldım. O yüzden bu sene seyirciler ve çevrem de beni ekranda görmek istedi. Ben de çok uzun ayrı kaldığımı düşünüp çok sevdiğim yönetmen Hilal Saral’ın dizisine konuk gittim, sonrasında rol devam etti, bırakmadılar. 15-20 bölüm oynadım ve çok da iyi geldi bana ekranda olmak. 

Bir teklif aldığınızda neye göre karar verirsiniz?  

İlk olarak hikâye, sonra oynayacağım karakter, kimlerle oynayacağım ve yönetmenin kim olacağı sırayla önemsediğim konular. 

Senaryoyu okuyunca “Bu iş tutar” dedikleriniz tutar mı?  

Benim bu konuda hiç doğru bir öngörüm yok. İşin o kısmına hiç aklı eren biri değilim. Çünkü çok analitik ve stratejik düşünen biri de değilim. Her şeyde işin hep duygusal tarafında olduğum için o denklemleri ve stratejileri bilmem. 

Onu bilmiyorsunuz, dizilerde hep iyi, güzel, kusursuz ve haksızlığa uğramış kadını oynamayı biliyorsunuz ama... “Kötü” bir  karakter için teklif mi gelmiyor, yoksa yadırganır diye tercih mi etmiyorsunuz? 

Aslında bu sene o algı kırıldı diyebilirim. Bugüne kadar hep iyi rolleri, karakterleri oynadım ama onların içinde de kusurları vardı aslında. Dediğiniz doğru ama ulusal kanallardaki işlerde  bu herkes için geçerli  seyircinin alıştığı ya da karakter olarak size oturan bir kimlik oluyor. Genelde de oyunculara hep benzer rolleri sunuyorlar. Birçok oyuncunun da yıllardır çok şikayetçi olduğu bir konudur bu. Dizilerde oyuncuların ters köşe yapması minik minik başladı aslında. Bu sezon ilk kez insanların pek de tasvip etmeyeceği bir rolü oynadım. 

“Bulmacada fotoğraftan ünlü olduğumuzu anlıyorduk”

Miss Turkey seçildikten sonra oyunculuğa adım atan bir isim olarak, son yıllardaki güzellik yarışmalarının şov dünyasına isim kazandıramamış olmasını neye bağlıyorsunuz? 

Her şey gibi güzellik yarışmaları da değişti. Son yıllarını yaşadım hem Miss Turkey’nin hem modelliğin. Benim zamanımda ve öncesinde Miss Turkey’e katılıp sonradan şov dünyasında varlığını sürdüren çok isim oldu. Hepimiz, bulmacada fotoğrafımız yayınlanıp, kim olduğumuz sorulduğunda ünlü olduğumuzu anlıyorduk. Sosyal medya diye bir şey yoktu. Tüketim bu kadar hızlı değildi. Güzellik yarışmaları ve modellik çok popülerdi, artık değil.

Formda kalmak için yaptıklarınız, güzellik sırlarınız var mı?  

Yüzüme, cildime iyi bakarım. Düzenli bir spor hayatım yok ama 41 yaşına girdim. O yüzden düzenli sporu hayatıma katmaya çalışıyorum.

Fizik için değil ama beden sağlığı ve enerji için… 

“Tarzım konusunda tutucuyum”

Modayı takip eder misiniz?

Modayı hiç takip etmem. Çünkü tarzım konusunda çok tutucuyum. Biraz rahatıma da düşkün olduğum için, modaya göre değil, kendi tarzıma ve ihtiyacıma göre alışveriş yaparım. Geçmişte modellik yapmış olmaktan dolayı doydum belki de… Çok işin içinde olmak da beni doyurmuş olabilir. Ben de her kadın gibi arada süslenmeyi, değişik bir şeyler giymeyi, alışveriş yapmayı seviyorum ama modanın takipçisi değilim. Özel geceler için zaten birçok tasarımcı arkadaşlarımın kıyafetleri oluyor. Gündelik giyim için maskülen ve rahat kıyafetleri tercih ediyorum.

“Kitap okumuyorum ama bolca kitap dinliyorum”

Son okuduğunuz kitap? 

Kitap okumuyorum ama bolca kitap dinliyorum. Benim gibi Ankaralı olan klinik psikolog Beyhan Budak’ın “Mutluluğu Kaybettiğin Yerde Arama” kitabı ile Frenc Mollar’ın “Pal Sokağı Çocukları”nı dinliyorum.

Hobileriniz neler? 

Yazın su sporları, kışın daha çok boks. 

Kendinizi şarj etmek için neler yaparsınız? 

Bunaldığım zaman şunu fark ediyorum, evde bir şeyleri düzenliyorum, temizlik ya da yemek yapıyorum. İnanılmaz kafamı boşaltıyor. El işçiliğim de çok iyidir, arada seramik yapmayı seviyorum.