Pazar “Hayatı kemençeyle öğrendim”

“Hayatı kemençeyle öğrendim”

26.07.2020 - 03:02 | Son Güncellenme:

“11 yaşında babamı kaybedince kemençeye sarıldım. Onu öğrenirken hayatı öğrendim” sözleriyle Beykoz’da 15 metrekarelik sanatevinde yüzlerce kişiye kemençe çalmayı öğreten Semih Aytaç, öğrencileriyle kurduğu kemençe orkestrasıyla caz ve Türk müziği eserleri çalmaya hazırlanıyor.

“Hayatı kemençeyle öğrendim”

Karadeniz denilince ilk akla gelenlerden biri kemençe. Köklü tarihi ve  3 teliyle hem sevinci hem hüznü dile getiren kemençe, bazılarının hayatının merkezinde olmanın da ötesine geçmiş. Semih Aytaç gibi. Daha 11 yaşındayken babasını kaybetmesiyle sarıldığı kemençe sayesinde konservatuvara giren, bugün özel bir üniversitede öğretim üyeliği yapan Aytaç, iki kişinin bile aynı ritmi tutturmakta zorlandığı kemençeden orkestra kurdu. Beykoz’da yaşamını sürdüren Semih Aytaç, 29 yaşında. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun. Rizeli olan Aytaç, ailesinin aracılığıyla tanışmış kemençeyle. 11 yaşında babasını kaybedince de daha çok sarılmış: “Günde 12 saat elimden bırakmadığım oluyordu. Dışarıda oyun oynamak aklıma gelmezdi. Ailem yeter, bırak derdi.” Bu kadar vakit geçirmesinin sebeplerinden biri de kemençenin notalarına ulaşamamış olması: “Çocukluğumda gördüğüm 2 ya da 3 kemençe bir araya gelince aynı şekilde çalamıyorlardı. Herkes kendi yöntemiyle öğrendiği için farklı yorumluyordu. Konservatuvarlar kurulduğu dönemde yörelerdeki sanatçılar hoca olarak çalışmış ve yöre eserleri notaya dökülmüş ama bizim yöremizdeki ustalarımız bunu yapmamış.  Bağlama ustaları bazı eserleri notalamış o kadar.”

Haberin Devamı

“Yaşadıklarım aklıma geldi”

Yıllarca ‘kemençe orkestrası’ hayali kuran  Aytaç,  yaşadığı Beykoz’da 10 yıl önce kendisi için açtığı yerin bir sanat yuvasına dönüşmesini de şöyle anlatıyor: “Kapıma küçük bir çocuk gelip kemençe çalmayı öğretmemi isteyince kendi yaşadıklarım geldi aklıma. Onun için notasyonları çıkardım. Kemençe, öğretilemez aktarılamaz değil. Çocukluk dönemim kemençeyi çözmekle geçti. Hayatı da onunla öğrendim. Onun sayesinde özgüvenimi kazandım. O yüzden çocuklara öğretmek görevim dedim.”

Şimdilerde MEF Üniversitesi’nde Türk halk dansları eğitmeni olarak dersler veren Semih Aytaç, kemençenin sadece Karadenizlilerin ilgi duyduğu bir enstrüman olmadığını da söylüyor. Bugüne kadar 300’den fazla öğrencisi olan Aytaç aralarında Sivaslı da Kırşehirli de olan öğrencileriyle 2014 yılında ilk konserlerini vermiş. 6 yılın ardından 35 kişiye ulaşan orkestrasındaki iki öğrencisinin de konservatuvara girmiş olmasının kendisi için büyük bir gurur olduğunu söylüyor.

“Hayalim orkestramla Harbiye’de sahneye çıkmak”

Aytaç’ın iki hayali var. Bunlardan ilki şef olarak yer alacağı kemençe orkestrasıyla Harbiye Açıkhava’da binlerce kişinin karşısına çıkmak. Diğeriyse, kemençenin hak ettiği değeri görmesi adına eserleri notaya döküp, konservatuvarlarda yer alması: “Öğrencilerimizle önümüzdeki yıllarda caz  ve Türk müziği eserleri de çalmayı planlıyoruz. Notasyon olduktan sonra imkansız değil. Kemençenin sadece üç teli var ama marifeti o kadar çok ki. Elimde 1900’lü yılların kayıtları var. Onları notaya dökmeye çalışıyorum. Yüksek lisansımı da bu alanda yapacağım. Kendime bunu görev biliyorum.  Kemençe hayat arkadaşım. Kendimi doğduğum toprakların kültürüyle anlamlandırdım.”

 

 

Yazarlar