Hem sosyetik işkadını hem Vahşi Batı’da piyanist

7-8 yaşlarında hemcinsleri gibi oyuncak bebeklerle değil; erkeklerle futbol, basketbol ve beyzbol oynuyordu. Tütülerle dans etmek yerine top peşinde koşmayı seviyordu. İşte bu yüzden bale dersi macerası da sadece birkaç hafta sürdü. Bahsettiğimiz bu erkek Fatma kim mi? Renee Zellweger.
1969 doğumlu oyuncunun babası İsviçreli, annesi ise Norveçli. Teksas’ta doğan Zellweger lisede okurken drama kulübüne girdi, amigo kızlık yaptı, jimnastik derslerine katıldı. O yıllarda kahramanları Nadia Comaneci ve Olga Korbut’tu.
Ardından Austin’deki Teksas Üniversitesi’nde İngilizce Bölümü’ne girdi. Kredisini tamamlamak amacı ile aldığı drama dersleri ile sahne hayatına iyice ısındı. 

Üstsüz kızların dans ettiği barda garsonluk yaptı
Üniversite yıllarında para kazanmak için üstsüz kızların dans ettiği bir barda garsonluk yaptı. Üzerinde mini etek ve üçgen bikini üstü ile.
1991’de okulunu bitirdiğinde amacı oyuncu olmaktı. Hollywood’a doğru yola çıkmadan önce üç yıl daha Teksas’ta kaldı. Bu arada küçük roller kapmayı da ihmal etmedi. 1994’te sinema dünyasında şansını denemek için Hollywood’a gitti. Küçücük dairesinde ona gelecek rolleri hayal etmesi ve beklemesi uzun sürmedi, bir televizyon filminden teklif aldı. Onu sinema filmleri takip etti.
Winona Ryder’ı alt etti, 

Tom Cruise’la oynadı
Zellweger’in hafızalarda yer etmesini sağlayan ilk film Tom Cruise ile oynadığı “Jerry Maguire”. Zellweger bu rol için Winona Ryder, Bridget Fonda ve Mira Sorvino gibi 90’ların başında kendinden daha popüler olan isimler arasından seçildi. 
Jim Carrey ile rol aldığı 2000 yapımı “Me, Myself and Irene” Hollywood’da defalarca görüldüğü gibi bir set aşkına daha vesile oldu. Carrey ve Zellweger bir yıl kadar sevgili kaldıktan sonra ilişkilerini bitirdiler.
Aslında ünlü aktrisin hayatı boyunca aşktan yana pek şansı olmadı. 1992’de tanıştığı müzisyen Sims Ellis, birlikteliklerinin bitmesinden üç yıl sonra intihar etti. Zellweger oyuncu Rory Cochrane ve “Yalancı”nın senaristi Josh Pate ile de aşk yaşadı. Ama bu ilişkiler de uzun soluklu değildi.
Bir de tabii Zellweger’in, gazetecilerin sorularına “Sadece arkadaşız” diye cevap vermekten bıkmadığı “George Clooney vakası” var. İkili şu an çok yakın arkadaş. Ama öncesinde bir aşk yaşayıp yaşamadıkları hâlâ bir muamma.
Zellweger’in aşk hayatına kısa bir ara verip “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Oscar’a aday gösterildiği “Bridget Jones’un Günlüğü” filmine geçelim. Zellweger kilolarıyla başı dertte olan Bridget rolünün hakkını vermek için 15 kilo aldı. Daha sonra verdiği kiloları serinin ikinci filmi için tekrar aldı. 
Aktris, 2002’de “Şikago” filminde  bir kez daha Oscar’a aday gösterildi. Ancak komedi-müzikal film dalında en iyi kadın oyuncu Altın Küre ödülü ile yetindi. Oscar’a kavuşması için 2004’ü beklemesi gerekiyordu. Nicole Kidman ve Jude Law’la birlikte yer aldığı “Soğuk Dağ” filmi ile nihayet Oscar heykelciğini kucakladı, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülü onundu artık. 


Müzisyenlerle ilişki yaşamayı seviyor
Zellweger için 2005 zor bir yıldı. Önce White Stripes grubunun gitaristi Jack White ile kısa süreli bir ilişki yaşadı. Sonraki erkek arkadaşı yine bir müzisyendi: country şarkıcısı Kenny Chesney. İkili Mayıs 2005’te evlendi. Boşanma tarihleri ise yedi ay sonrayı gösteriyordu.
Yaşadığı kalp kırıklıkları sonrasında ardı ardına film çeviren Zellweger’in “Kasabanın Yenisi” filmi bu hafta gösterimde. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde gösterilecek western “Appaloosa / Kanun Benim”in başrollünde de o var. Zellweger filmde, iki yakın dostu birbirine düşüren dul bir piyanisti oynuyor. 
Zellweger şaşaalı hayatından, patlayan paparazzi flaşlarından sıkıldığında Long Island’daki çiftliğinde zaman geçiriyor. Teksas’taki ailesini ziyaret ediyor. Peki, eskiden erkeklerin elinden topu kapmaya çalışan o küçük kız hâlâ spor yapıyor mu? Evet, snowboard ve wakeboard’a bayılıyor.