Pazar Kıymeti bilinmeyen festival

Kıymeti bilinmeyen festival

11.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Uluslararası Eskişehir Festivali bu sempatik kentin çok değerli bir faaliyeti. Ama bugüne kadar hak ettiği ilgiyi göremedi

Kıymeti bilinmeyen festival

MÜZİK Yanı sıra son zamanlarda TFF 1. Lig'de mücadele veren, seçimler öncesi popüler siyasete kurban giden flaş transferi Sergen'le gündeme gelen başarılı futbol takımı var Eskişehir'in. Fakat bir de tam 13 yıldan beri süregelmekte bulunmasına karşın ulusal basında bugüne değin hak ettiği ilgili göremeyen kıymetli bir kentsel faaliyeti var bu kentin; hem de uluslararası düzeyde. Adı Uluslararası Eskişehir Festivali. Her yıl bir ülkeyi konu edinen ve sanatçılarını ağırlayan Uluslararası Eskişehir Festivali'nin 13'üncüsü, bu ay yoğun bir programla 17-25 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu yıl konuk ülke Portekiz. Tipik olmayan bir öğrenci kenti Eskişehir. Özelliği, buraya okumaya gelen üniversitelilerle kent ahalisinin pek örneği görülmemiş şekilde kaynaşmış ya da gençlik kokusunun kentin dokusuna işlemiş oluşu. Öyle ki, gurbette okuyan bir öğrenci tatile girdiğinde, pılı pırtıyı toplayıp evini kapatıp okul açılana kadar memlekete giderken, öğrenciliğini Eskişehir'de yapanların çoğu (İstanbullu olsalar bile) sömestrlerini bu kentte geçirmeye devam ediyor. Öğrencileriyle sokakları adeta bir kampüse çevrilen, adım başı rastlanan internet kafelerinde hararetli hasretlik yazışmaları yapılan, kemik sızlatan ayazına rağmen insanlarının sıcak kalpleriyle ısınan, yayaların otomobil trafiğine galebe çaldığı 26 plakalı, 222 alan kodlu bu sempatik sosyal demokrasi kalesi şehir, aynı zamanda 13 yıldır da uluslararası bir festivale sahip olmanın kıvancını yaşıyor. Kısaca hatırlatalım. Festival Zeytinoğlu Eğitim, Bilim ve Kültür Vakfı tarafından ilk kez 1995 yılında düzenlendi. 2001 yılından beri ise Eskişehir Kentsel Gelişim Vakfı'nın da desteğini alıyor. Ayrıca Eskişehir Valiliği, Anadolu ve Osmangazi üniversiteleri, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi teşvikiyle kurulan bu vakfın yanında. Festivalin ticari meselelerden binlerce kilometre uzakta kültürel ufku açmak gibi ulvi bir amacı var. Yetkilileri hem Eskişehir'i uluslararası standartlarda bir festival kenti haline getirmeyi hem de yarının bilinçli izleyici ve sanatçılarını yetiştirmeyi hedefliyor. Bu hedef için güzel bir program yapısı kurgulamışlar. Klasik müzikleri Prof. Filiz Ali, çocuk etkinlikleri ve tiyatroları Esen Çamurdan, caz, rock, blues ve dünya müzikleri Major Müzik tarafından seçilen program eğitimle eğlenceyi iç içe geçirmiş. 13 yıldır yapılıyor Bugüne değin beş bine yakın sanatçı, 150 bine yakın da izleyici katıldığı festivalin içinden Bilkent Senfoni, Cumhurbaşkanlığı Senfoni, Philharmonia Wien, Concerto Köln, Sabahat Akkiraz, Neşet Ertaş, İdil Biret, Suna Kan, Hüseyin Sermet, Ayla Erduran, Larry Coryell, Bill Bruford, Michael Brecker, Randy Brecker, Steve Coleman, Elvin Jones, Johnny Griffin, Soft Machine, Mike Stern, Manu Katche ve Carl Palmer gibi isimler geçti. 2002 yılından itibaren "Konuk Ülke Programı" adıyla bir uygulama başlatıldı ve sırasıyla İspanya, Avusturya, İtalya, Rusya ve Finlandiyalı sanatçılar konuk edildi. 13. Uluslararası Eskişehir Festivali, bu yıl pek çok etkinliğin yanı sıra blues rock gitarcısı Robben Ford ve topluluğunu, üçlü formatta bayan davulcu Cindy Blackman'i ve fado şarkıcısı Carla Pires'i ağırlamaya hazırlanıyor. Toplumsallaşma yolunda iyi bir örnek Uluslararası Eskişehir Festivali. Kim bilir? Belki de önümüzdeki yıl kentsel kültürle evrenselin buluşması ve kültürler arası diyalogun kurulabilmesi adına, festivalin sunuculuğunu Amigo Orhan yapar. 150 bin izleyici ağırladı Daha birkaç ay evvel Medeski, Martin & Wood ile bir albüm çıkarmıştı gitarcı John Scofield. Sırtının teri kurumadan şimdi bir yenisi geldi; "This Meets That".Yanlarını sağlam tutmuş Scofield; davula Bill Stewart, basa Steve Swallow'u alarak. Arkadaki nefesli dörtlüsü ise, üçlü demeti bir arada tutan kırmızı bir kurdele. Özellikle Roger Rosenberg'in bas klarnetini üflediği anlar mükemmel bir ses örgüsü oluşuyor. Geçmişten günümüze. Rolling Stones parçası "Satisfaction" ya da Bill Frisell'ın gitarıyla sahne aldığı "House Of The Rising Sun"ı bu albümde ustanın yorumuyla duymak büyük zevk. "This Meets That", ustanın tüm dönemlerinden geçen bir demiryolu üzerinde giden bir tren gibi. Geçmişten günümüze gelen tren Transistörlü, dev düğmeli radyolardan duyardık berrak sesini Marc Aryan'ın. Şehirli kültürümüze, batılı modernliğimize Fransızca eşlik eden bir dosttu. Abilerimiz ablalarımız onu çok sever, birbirlerine 45'lik plaklarını hediye ederlerdi doğum günlerinde. Kalın çerçeveli gözlüklerinin, yandan itina ile ayrılmış gür siyah saçlarının altından uzağa düşünceli düşünceli bakan bu orta yaşlı adam, çok şey ifade ederdi bir kuşağın temsilcilerine, "Un Petit Slow", "Les Temps Du Bolero", "Le Telephone" derken. Şimdi halen hatırlanan Aryan şarkılarını bir CD'de topladılar. Üstelik Türk popunun en güzel şarkılarından "Dünya Dönüyor (Atlı Karınca)"ün orijinali olan "Volage Volage"de bu albümde. Anılarımızı ucuza satıyorlar, haberiniz olsun. Sadece bir CD fiyatına. Bir CD fiyatına gençlik Albümsüz ama albümlülere taş çıkartmaya hazır 13 topluluk "Türkiye'den Alternatif Rock" serisinin ilk CD'sinde bir arada. Hepsini az buçuk tanıyoruz aslında. Kimi yıllardır bazı mekanlarda sahne alıyor kimi myspace'inden youtube'una demo, klip ve konser kaydı yayınlıyor. Aralarında albüm çıkarmanın arifesinde olanlar da var, albüm çıkarmaya dudak bükenler de. Hatta kimbilir belki bir süre sonra içinden başka oluşumlara sebebiyet vererek, baki kubbede hoş bir seda olarak kalacak olanlar da. Bir Pozitif titreşim olarak plakçılık macerasına atılan Voltaj'ın etiketi altında piyasaya sürülen "Türkiye'den Alternatif Rock Vol 01", yarının seslerini şimdiden duyabilmek için küçük bir fırsat. Yarının sesleri bir arada