Pazar “Muhafazakar dönemde başarıdır”

“Muhafazakar dönemde başarıdır”

14.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

7 Haziran seçimleri 98 kadına Meclis’in kapısını açtı. Cumhuriyet tarihinde rekor sayı olan 98’in başarı sayılıp sayılmadığını kadın hareketinde yer alan isimlere sorduk. Bunu başarı olarak kabul etmeyen de var, “Toplumsal ve siyasal muhafazakarlaşmanın yaşandığı bu dönemde başarıdır” diyen de...

“Muhafazakar dönemde başarıdır”

Türkiye 13 yıl sonra ilk kez hükümet kurma konusunda birden fazla seçeneğin olduğu bir Meclis dağılımıyla karşı karşıya. 7 Haziran genel seçimlerinde dikkat çeken bir de sayı var: 98. Bu 25’inci dönemde Meclis’te yer alacak kadın milletvekillerinin sayısı ve aynı zamanda cumhuriyet tarihinde bir rekor. 24’üncü dönemde yüzde 14,4 olan kadın temsil oranı 25’inci dönemde yüzde 3,5’lik artış göstererek yüzde 17,8’ e ulaştı. Anlaşılan o ki kadın milletvekilleri Meclis’teki “Erkek erkeğe siyaset”e dur diyecek. Ancak 38 ilden hiç kadın milletvekili çıkmadığını unutmamak gerekiyor.

Haberin Devamı

AK Parti’den 41, HDP’den 32 kadın

24’üncü dönemde 45 olan kadın vekil sayısında düşüş yaşayan Ak Parti, yine de 25’inci dönemde 41 kişiyle hâlâ Meclis’te en çok kadın vekili olan parti unvanını koruyor. 25’inci dönemde HDP’li kadınlar sayısını bir hayli artırdı ve 32 kadın milletvekiliyle Meclis’e girdi. CHP ise önceki dönemde 19 olan kadın vekil sayısını 21’e yükseltti.Bu sıralamada sonda yer alan MHP, sürpriz bir değişikliğe gitmedi. 3 olan kadın vekil sayısını bir artırarak 4 kadın vekiliyle TBMM’de faaliyet gösterecek.

2015 seçimleri yıllarca Meclis’e giremeyen başörtülü kadınların da yüzünü güldürdü. Ak Parti’den
19, HDP’den ise 2 olmak üzere toplam 21 başörtülü kadın milletvekili Meclis’te olacak. Bu vekiller arasında, 1999 yılında Meclis’e başörtüsüyle geldiği için yuhalanan ve kovulan Merve Kavakçı’nın kardeşi Ravza Kavakçı ile 28 Şubat sürecinde öğrenim gördüğü İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden atılan Leyla Şahin Usta da var.

Haberin Devamı

Peki Meclis’teki 550 koltuğun 98’inde kadınların oturuyor olması, yeterli bir sayı mı? Bu durum Meclis’te kadınların eşit olarak temsil edilmesi anlamına geliyor mu? Prof. Dr. Nükhet Sirman, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) üyesi Hatice Kapusuz, Prof. Dr. Simten Coşar ve bu dönem vekil seçilemeyen Melda Onur’la kadın ve siyaset hakkında konuştuk, TBMM’de bu dönem yer alan kadın milletvekillerinin neler yapmasını beklediklerini öğrendik...

“Yüzde 33 olan kritik eşik, kadın aday sayısında bile yakalanamadı”

Hatice Kapusuz
(KA.DER Ankara Şube Başkanı)

Biz yıllardır eşit temsil için mücadele eden bir örgüt olarak bu rakamları rekor olarak değerlendiremiyoruz. Zira bir grubun temsil edilmesi ve varlık gösterebilmesi için kritik eşik yüzde 33’tür ki biz bu eşiği kadın aday sayısında bile yakalayamadık. 38 ilde kadın vekil çıkmadı. Meclis de dahil olmak üzere kadınlar yokmuşçasına tasarlanmış birçok mekan ve düzenleme kadınların varlığıyla dönüşüyor, normlar ve davranış biçimleri kadınlarla biçim değiştiriyor.

Örneğin 10 yıl önce kadın tuvaleti olmayan parti il binaları vardı. Şiddet konularından mobbing’e, mülteci kadınların sorunlarından erken evliliğe, ebeveyn izninden kadınların sosyal güvencelerine kadar kadınların hayatını etkileyen birçok sorunu dillendiren, kanun teklifi veya soru önergesi verenler kadın vekiller oluyor. Tam da bu sebeple kadınların parlamentoda daha fazla olması bu önerilerin yasalaşması için gerekiyor.

Haberin Devamı

Bu kadın vekillerin hepsi erkek egemen bir siyasetin içinden geliyorlar. Seçime giren 20 partinin sadece ikisinin tüzüğünde kadın kolları dışında kadınlarla ilgili düzenleme var. Seçim yasası ve siyasi partiler kanunu tamamen cinsiyet körü. İkisinde de eşitlik sağlayacak herhangi bir düzenleme yer almıyor.

Siyasetin genel ruhu Türkiye’de kadınları kadın kollarına hapsediyor ve emeklerini görünmezleştiriyor. Bu yüzden ilk olarak seçim kanununu ve siyasi partiler kanununu eşitlikçi bir şekilde dönüştürmek için tüm partilerdeki kadın vekillerin işbirliği yapması lazım. Kendi partilerinde ise parti tüzüklerinin ve parti mekanizmalarının eşitlikçi hale gelmesi için mücadele etmeleri gerekiyor.

Haberin Devamı

“Kadın vekillerin parti aidiyetine bakmadan aynı yönde hareket etmesi artık hayal değil”

Prof. Dr. Nükhet Sirman
(KA.DER MYK üyesi)

Parlamentoda 98 kadın milletvekili bulunuyor. Bu sayı yeterli değildir. Umulan yarı yarıya olmasıdır. Kadın hareketi, başta KA.DER olmak üzere, yüzde 33’lük kritik eşiğin aşılması ile ancak kadın konusunda daha eşitlikçi düzenlemelerin meclisten çıkabileceğini hep vurgulamıştır. Ama birçok arkadaşımız da “Mesele sayı değildir. Kadın vekillerinin kadın sorunları için inançlı bir çalışmayı göze alması gerekir” diyordu.

HDP milletvekillerinin yarısına yakın bir bölümünü kadınlardan çıkardı. Üstelik, HDP’den giren kadın milletvekillerinin büyük bir bölümü kadın mücadelesinden, Türkiye’deki kadın hareketinden geliyor. Bu işte bir ilk. Diğer partilerin aday gösterme biçimlerini KA.DER uzun yıllardır eleştiriyor. Meclis’te kadın hareketine bağı olamayan kadınların, hem cinsleri lehine, partilerine kafa tutarak işler yapmasının zorluğundan söz edilirdi. İşte HDP’nin girmesiyle bu eşik aşıldı. Kadın hareketine güçlü bağları olan Avukat Filiz Kerestecioğlu gibi feministlerin içinde olduğu bir meclis belki ilk defa kadınların kadına yönelik erkek şiddetini durdurmak için ne gibi önlemler düşündüklerini ilk ağızdan duyacaklar. Eşit işe eşit ücret, medyadaki cinsiyetçi yayınlar, işyerlerinde ve siyasette ayrımcılık konusunda kadın hareketinin yıllardır biriktiği tecrübeden yararlanma fırsatını parlamento
ilk kez yakalamış oluyor.

Haberin Devamı

KA.DER’in hep hayali olan, kadın sorunu olunca kadın milletvekillerinin parti aidiyetine bakmadan aynı yönde hareket etmeleri artık bir hayal olmaktan çıkıyor. Umuyorum ki bu parlamento bu sayede kadınlar lehine kararlar alabilecek.

“Kanaat önderleri cinsiyet eşitliği üzerinde bir söylem oluşturmazsa yasa işe yaramaz”

Melda Onur
(CHP eski İstanbul milletvekili)

TBMM’deki kadın sayısındaki artış iyi fakat bizim bu oranı yüzde 30’lara, 40’lara hatta ideal olan yüzde 50’ye çekmemiz gerekiyor. Kadın aday çoktu ama listelerin aşağı sıralarında kalmaları beklenen ölçülerde Meclis’te temsil edilmelerini engelledi. Fakat sonuç olarak az kadınla da çok iş yapmayı öğrenmiştik biz.

Kadınların, doğaları gereği kadın meseleleri üzerine çalışacak olmaları aşikar. Geçen dönem olduğu gibi bu dönemde de kadın cinayetleri konusu vekil seçilen arkadaşlarımın önüne çıkacaktır. Bu konudaki en önemli nokta, her zaman dile de getiriyoruz, meselenin yasalar ve yönetmeliklerden ibaret olmaması. Mesele denetim, söylem meselesidir. Kanaat önderleri kadın ve erkek eşitliği üzerine bir söylem oluşturmadığı müddetçe istediğiniz yasayı çıkarın işe yaramaz. Kadın vekiller
bununla da mücade edecektir.

Çevre ve yaşam hakkı da kadınlar üzerinden giden konular. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. Anadolu’daki her çevre hareketinde biz kadınları gördük. Taşına, toprağına, suyuna sahip çıkan kadınlar... Bunlar öncelikli konular. Bunların dışında da birçok konu var; cezaevlerindeki sorunlar, güvenlik, yargı, kentsel dönüşüm... Her vekil kendi mesleğine göre çalışacaktır.

“Daha eşitlikçi ve daha özgür bir topluma götürür”

Prof. Dr. Simten Coşar

(Hacettepe Ünv.)

Bir önceki dönemde AKP’den yüksek sayıda kadın vekil çıkmasıyla Türkiye’nin en yüksek oranı elde edilmişti. Bu dönemde de yüzde 18’e varan bir rakamla rekor kırıldı. Aslında yüzde 33, kadın hareketleri tarihi boyunca konulan kritik eşiktir. Bu eşik oturmuş değil henüz ve yüzde aslında çok az. Ancak dönüp baktığımızda toplumsal ve siyasal muhafazakarlaşmanın akut gittiği bir dönemde, bu kadın hareketinin bir başarısıdır. Böyle bir döneme rağmen azalmayıp artmış olması başarıdır. Ben özellikle HDP’nin Meclis’e giren kadın sayısında diğer partilerle kıyaslanamaz oranını da başarılı buluyorum. Evrensel kritik eşiğe göre ise evet bu bir başarı değildir, daha yapılacak çok şey var. Uzun vadede baktığımızda kadınların karar alma mekanizmasında yer alarak Meclis’te olmaları sadece kadınların durumunu iyileştirmez, toplumsal olarak genel bir iyileşmeye götürür. Daha eşitlikçi daha özgür bir topluma götürür.

İlk kadın milletvekilleri neler yapmıştı?

Prof. Dr.Şirin Tekeli’nin yaptığı araştırmaya göre, 23 Nisan 1920’de kurulan ilk mecliste yer alan 18 kadın milletvekili, erkeklere oranla daha fazla devamlılık gösteriyordu. Kadın vekiller ziraat, bütçe, dahiliye, iktisat, maliye gibi komisyonlarda yer aldı. Meclis’te yaptıkları konuşmaların içeriği incelendiğinde daha çok eğitim ve sağlık konularının ağırlık taşıdığı dikkat çekiyor. Bu konulardaki önerileri, kızların eğitim seviyelerinin yükseltilmesi, sağlık sorunlarının halledilmesi ve özellikle küçük yaştaki çocukların sağlık, eğitim ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi doğrultusunda oldu.

Bazı milletvekilleri kendi seçim bölgelerinde çalışırken, meslekleriyle ilgili etkinliklerde de bulundular. Örneğin Doktor Fatma Memik bir yandan seçim bölgesi olan Edirne’nin sorunlarıyla ilgilenirken, diğer yandan da Darülaceze ve Kızılay’ın polikliniklerinde mesleğini sürdürdü.