08.09.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Erdal Murat Aktaş’ın yönettiği "Mumya Firarda" filmi Hollywood Film Festivali seçici kurulu tarafından dünya prömiyerini yapmak üzere Los Angeles’a davet edildi. 27 Eylül’de Türkiye’de vizyona girecek olan Türk-Mısır ortak yapımı filmde Teoman, Nurgül Yeşilçay, Tarık Papuçcuoğlu ve Nurseli İdiz’in yanı sıra İlhan Şeşen, Selami Şahin, Şebnem Dönmez, Acun Ilıcalı, Tuba Ünsal, Ayşe Hatun Önal gibi popüler isimler yer alıyor. Aktaş "Kimse için rol yazmadık. Var olan karakterleri en iyi kim oynar diye baktık ve oyuncuları ona göre seçtik" diyor.
Bu ilk sinema filminiz olmasına rağmen bol yıldızlı, büyük bütçeli, iddialı bir projeyle giriyorsunuz sinemaya.
Ben 17 yaşından beri bu sektörde çalışıyorum. Büyük volümlü, uluslararası bir proje yaptım, doğru. Ben Türkiye’de sinema sektörünün üç önemli sorunu olduğunu düşünüyorum. Sadece iç pazara iş yapmak, büyük paralar isteyen starlar ve volümsüz projeler. Ben de yapabilirdim. Aman abi, param yok, abi gel bedava oyna... Eee? Üç bin kişi izleyecek, sinema yaptık diyeceğiz. Yok böyle bir şey, olmaz!
Filmden önce neler yapıyordunuz?
Uluslararası belgeseller ve extreme sporlarla ilgili programlar gibi değişik çalışmalar yapıyordum. Bunların en büyük özelliği, uluslararası yapım olmaları. Böylece hem vizyonumu geliştirme hem de çok güzel ilişkiler kurma şansım oldu.
Filmin hikayesi ne zaman oluştu?
İki yıl önce bir belgeselin çekimleri için Mısır’daydım. Kahire’de Nil’in üzerinde su kayağı yaparken birkaç cümleyle bu hikaye geldi aklıma. Sonra bunu sinopsis halinde birkaç Mısırlı yapımcıyla paylaştım. Türk sinemasını çok tanımamalarına rağmen, Osmanlı’dan gelen Türk sempatisi nedeniyle sıcak baktılar. Türkiye’den de yapımcı Mutena Açık projeyi beğendi.
Çok gençsiniz. Yaşınızdan dolayı size karşı güvensizlik oldu mu?
Onunla ilgili çok samimi bir şey söyleyeyim. Genç olduğum için birkaç gün acaba diye bir panik yaşandı. Ama bu sorumluluğa iyi hazırlandıysanız, bunu aşıyorsunuz. Birkaç gün içinde kontrolü ele aldım. İlk çektiğimiz planları da yeniden çektik. Çünkü o güvensizlik ortamında çekilenlerden ben memnun olmadım.
Türk oyuncuları nasıl belirlediniz? Teoman mesela oyuncu değil, şarkıcı...
Senaryoyu Haluk Özenç yazdı. Haluk hoş bir komedi aksiyon haline getirdi projeyi. Sonra senaryodaki karakterlerin analizlerini çıkardık. Ahmet bir MİT ajanı ama fotoğrafçı kılığında dolaşıyor. İçine kapanık biri. Teoman da konserlerinde izlediğimiz kadarıyla öyle görünüyor. "Romantiköteki oyununun da filmdeki karakterle örtüştüğüne karar verdik. Karakter öyle bir karakter... Bazı erkekler vardır, sevdiği insana sevdiğini söylerken tedirgin olur. Ahmet böyle biri.
Teoman da öyle galiba.
Evet, Teoman da öyle biri. O yüzden başarılı oldu. Fatma babası Mısırlı, annesi Türk bir turist rehberiydi. Nurgül Yeşilçay’ı zaten takip ediyorduk "İkinci Baharödan beri. Rolü ona teklif ettik ama dört ay Arapça dersi alması gerektiğini, filmde Türkçesinin kırık olacağını söyledik. Hollywood filmi gibi. O filmlerde nasıl aksanlı konuşurlar. Çok heyecanlandı, hemen derslere başladı.
Mısırlı oyuncular da ünlü mü?
Evet, Mısır’ın Kadir İnanır’ı Maged El Masrı oynuyor filmde. Maged, Mısır’da Mehmet Ali Erbil kadar popüler ama Kadir İnanır tarzı roller oynuyor.
Dünyadan ve Türkiye’den kimlerle çalışmak istersiniz?
Hiçbir şey imkansız değil bizim için. Bakın ben 23 ülkede vizyona girecek bir film çektim. Nicolas Cage ve Nicole Kidman’la çalışmak isterim. Türkiye’den de Şener Şen, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Okan Bayülgen, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ali Sürmeli... Var yani, çok var.