PazarMüzeleriyle St. Petersburg

Müzeleriyle St. Petersburg

09.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

St. Petersburg güzelleşiyor; güzellik ve güzelleşme hayatın tatsız ve manasız yönlerini hafifletiyor, umut getiriyor

Müzeleriyle  St. Petersburg

Rusya'nın büyük ve küçük şehirlerinde eski bina ve kilise kubbeleri, çoğu zaman binanın çatısı ve gerekli altyapı tamiratı yapılmadan altınla kaplanıyor. Bunu bir gösterişten çok, Ortodoks inanışta saf madenin ruh saflığını temsil etmesinden ileri gelen bir talep olduğunu bilelim. Bir yerde yüzeysel bakış yanıltıcı olur. Ruslar kadar inancı örtülü bir toplum az bulunur. Tyutçev'in dizelerindeki gibi: "Rusya akılla anlaşılmaz / Arşınla da ölçülmez / Rusya'nın yapısı başkadır / Rusya'ya sadece iman edilir." Ermitaj Müzesi'ndeki, yani çarların eski kışlık sarayındaki uzman hanım; "Rus sanatı 17'nci yüzyılda Bizans'ın devamını yaşıyor ve sadece ikona tarzı resim yapıyordu; Büyük Petro sayesinde ressam olduk ve 19'uncu yüzyılda bütün aşamaları atlayıp resim sanatının doruğuna ulaştık" diyor. Bu açıklamaya, Marksist diyalektik düşüncenin betimlediği tarihsel aşamalara ait deyim ve kavramlarla temellendirilen bir milliyetçi slogan diyebilirsiniz. Yusupov Sarayı'ndaki güzel gözlü, güzel Petersburg aksanlı hatun o kadar süslü üsluba da ihtiyaç duymuyor; "İtalyan sanat ve mimarisinin bile güzeli Rusya'dadır" demeye getiriyor. Rusya "biz"i 10 yıl öncesine, hatta üç yıl öncesine göre çok tekrarlıyor. Bazı yönleri ile rafine oldukları gerçek. Ermitaj Genel Müdürü, Bilimler Akademisi azasından Prof. Piotrovsky şehrin siluetinin adeta tek seçicisi. O istemediği için Neva üzerine bir ilave köprü yapılmamış, özlenecek konum. Müzesi zengin, düzenli, paralar yağıyor ve bürokratik engelleri Piotrovsky tanımıyor; aksine bürokrasinin kalpazanları Piotrovsky'den çok çekiniyor. Milliyetçiliğin sol yanı da var; Finlandiya Garı önündeki Lenin heykelini seyrediyor, onun Petrograd'a, yani harp içindeki St. Petersburg'a gelişini ve attığı nutku hatırlıyoruz. Konuştuğumuz lise müdürüne Lenin'i Rusya'ya Almanların soktuğunu söylüyoruz. "Böyle anekdotlara inanmayın, ben komünist değilim ama böyle lafların hepsi Rusya düşmanı çevrelerin maksatlı yalanıdır" diyor. Yeni Rusya'nın müzelerinden Sovyet devrinin eserleri yavaş yavaş kayboluyor. Sovyet tarih yazımında öteden beri 18'inci ve 19'uncu yüzyılın aristokratlarını metheden pasajlar hep vardı; ama bunlar bildiğimiz Kont Puşkin, Kont Tolstoy, Knez Turgenyev veya fabrikatör Morozov ve sanat üstadı Şçukin'di. Şimdi ise, eskiden bir köşeye itilen Prens Yusupov, Kont Şeremetyev gibileri Rus aydınlanmasının ve yüksek kültürün öncüleri olarak çiziliyor. Moskova'da Şeremetyev'in ve St. Petersburg'da Yusupov'un sarayında çalışanlarda bu heyecanı ve mistik huşuyu gözlemek mümkün. Tarihi gerçekler saklandıkça açığa çıkar; bazen hakikatin ta kendisi olarak sunulur, bazen de abartılı efsanelere dönüşür.Rusya Putin'den sonra "kendine dönüş yaşıyor", kendine dönüş söyleminin zıddı gerçekler de var. Saate vakte uymayan işçiler, iş yapmamak için "olmaz" ve "kanunen mümkün değil" laflarını nişaret bir surat takarak kullanan görevliler, "bana ne"ci tavırlar yaygın. Rusya'ya özgürlük geldi; kapitalizme özgü tatsız fakat gerekli heyecan ise yok. Öte yandan nüfus azalıyor, alkol tüketimi azalmıyor, iki Rus başkenti dışında taşra şehirlerinde hayat canlanamıyor. Sovyet devri eserleri gidiyor Ruslar eğitimli, bilgin ve sanatçı bir halk ama büyük ressam ve romancıların torunları durgun. Akademinin icatları ve laboratuvarlarda elde ettikleri bilgiler sanayiye dökülemiyor. Rus halkı bizim şark komşumuz olan İranlılar gibi kültürel mirasına ve bilincine sahip, edebiyatını seviyor ve biliyor. Türkiye'nin endüstriyel geçmişi ve zenginliği Rusya ile İran arasında bir yerde, girişimciliği hepsinin önünde; buna rağmen bu iki ülke okumuşlarının bilgi birikimine ve kültürel inceliğine sahip değiliz. Onun için de kasaba hatibi birisi bizde kitleleri etkiliyor ve rey alıyor. İran'da da, Rusya'da da mimari zevk bizimkinin üstünde, şehirlerini daha çok koruyorlar. Ne Yarosloav'ın, ne St. Petersburg'un, ne İsfahan'ın veya Yezd'in üzerine çirkin binalar dikmek mümkün. Her iki ülkede de şiir okunuyor, resim yapılıyor, mimarlar iyi yetişiyor. Bizim gençlerimizin böyle bir çevresi yok.St. Petersburg güzelleşiyor, iktisadi durum ve sosyal adalet nasıl bir gelişme içinde belli değil; ama güzellik ve güzelleşme hayatın tatsız ve manasız yönlerini hafifletiyor, umut getiriyor. Torunlar durgun

KEŞFETYENİ
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?

Cadde | 27.05.2025 - 14:39

Bir döneme güzelliği, sesi ve oyunculuğuyla damga vuran, Türkiye’nin kalbinde özel bir yer edinen ünlü sanatçı Harika Avcı, yıllardır süren sessizliğini nihayet bozdu.

Yazarlar