Pazar Sempatik Arda bir gün döner mi?

Sempatik Arda bir gün döner mi?

25.07.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Türk futbolunun önemli yıldızlarından Arda Turan yine bir “vukuat”ın merkezinde. O sempatik delikanlı sinir küpüne nasıl dönüştü? Daha da önemlisi, nasıl düzelir?

Sempatik Arda bir gün döner mi

Arda Turan dendiğinde akla ilk gelen şey sevimli ve çok başarılı bir futbolcu. Oysa Galatasaraylı futbolcu bu imajın tam tersine son zamanlarda sık sık kavga, gürültü, küfür, tekme, tokat ve yumrukla anılıyor.
Önceki sezon Fenerbahçe maçında Semih Şentürk’ün boğazına yapışması, bu yıl nisan ayında antrenmanda takım arkadaşı Caner Erkin’i yumruklaması, 2006’daki Bordeaux maçında rakip oyuncu Franck Jurietti’nin göğsüne kafa atması
bir çırpıda akla gelenler...
Daha önce aralarına kara kedi giren hakemlerle de arası pek iyi sayılmaz. 2008’de 4-2 yenildikleri Eskişehir maçında hakem Fırat Aydınus’la polemiğe girdi. Aydınus sarı kart göstermek için Arda’yı yanına çağırdığında, Arda “Sen benim yanıma gel” diye tepki gösterdi. Çarşamba geceki derbiden sonra Fenerbahçeli küçük bir kızın Arda’ya eliyle, “6-0” yapınca çılgına dönmesi ve Galatasaraylı bir taraftarın “Sen kaptansın böyle yapamazsın” diye tepki göstermesi üzerine “Öyle bir yaparım ki” yanıtını vermesi taraftarlarla da iyi geçinmediğini gösteriyor. Taraftarlarla yaşadığı bu çatışma ise bir ilk değil. Mart ayında Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye 1-0 yenilmesi üzerine Ali Sami Yen Stadı’nda tribünlerin “Arda, Sinem’e sinema kapat!” şeklindeki protestolarına maruz kalan oyuncu taraftara el hareketiyle tepki göstererek sahadan ayrılmıştı. Şu sıralar ise
hoşlanmadığı bir haber üzerine NTV’ye telefon edip küfür ettiğine dair haberlerle adından söz ettiriyor...
Peki Arda Turan nasıl bu hale geldi? Bu durumun
ilk kıvılcımı neydi? Bundan sora bu iş nasıl düzelir, yurtdışına gitmesi çare olur mu?



“Arda iyi futbol oynadığı sürece hakkında söylenenlerin önemi yok”
Mehmet Demirkol (Milliyet)

-Arda’yı çok fazla suçlamamak lazım. Çünkü Türk futbolunda “yıldız” diye gösterilebilen yegane adam. Dolayısıyla bütün gözler onun üzerinde. Bunu 20’li yaşlarda bir çocuğun kaldırması mümkün değil. Bence iyi de kaldırıyor aslında. Başkası olsa daha sert tepkiler verebilirdi. Mesela David Beckham 60-70 kişiyle çalışıyor; hakla ilişkilercisi, menajeri, etrafında bir sürü insan var. Her adımı planlanıyor. Bizde öyle bir durum yok.
-İster yurtdışına gitsin ister gitmesin, nerede olursa olsun bu durum iyi futbol oynamasıyla çözülür.
Bir futbolcu sonunda sporculuğuyla değerlendirilir. Hakkında ne derseniz deyin, iyi futbol oynadığı sürece söylenenlerin,
hiçbir şeyin önemi yoktur.




“Arda ne uzar ne kısalır; Arda bu”
Tanju Çolak (Eski futbolcu)

-Arda yıldız değil. Ben bunu hep söyledim. Onu insan olarak seviyorum. Ama onun işi sahada futbol oynamak. Devamlılığı, istikrarı yok. Arda sadece top ayağına geldiği zaman oynayan ve dikine değil, yanlamasına doğru oynayan bir sporcu. Adam geçmede, topu saklamada yeteneği var ama futbol sadece adam geçmek, topu saklamak değil. Yıldızlar skor tabelasını değiştiren insanlardır.
-Arda’nın bu duruma gelmesinin nedenini sevgili Adnan Polat ve çok bilen yazarlara sormak lazım. İki yıl önce ben Arda’yla ilgili düşüncelerimi yazmıştım. Arda kötü oyuncu değil, ama takımı peşinden sürükleyebilecek, kazanmasını sağlayacak bir yıldız da değil. Benim lafıma, o her şeyi çok iyi bildiğini zanneden kişiler yeni yeni gelmeye başladılar. Arda bu. Arda ne uzar ne kısalır. Zaten şu anda kilolu. İki yıl önceki çabukluğu da yok.



“Biraz gergin ama anlayışımızla halledebilecek minicik bir pürüz bu”
Cem Dizdar (Milliyet)

-Ülkede herkes bu kadar gerginken büyük rekabet içindeki futbolcuların “sakin” olmalarını beklemek fazla iyimserlik olur. Arda daha çok genç ve sanıyorum yöneticileri de dahil çevresindekiler daha hızlı “büyümesi”, “olgunlaşması” için ona yeterince yardımcı olmuyor. Eğer bir sorun varsa bu sorunun Arda’dan çok, yüzünden iyilik akan bir çocuğu sinir küpüne çeviren bu atmosferi yaratanlardan kaynaklandığını düşünüyorum.
-“Yurtdışına gitmesi çare olur mu?” sorusu, ortada “Hasta biri var da yurtdışına tedaviye gitmesi gerek” çağrışımı yaptı bende. Üzerine konuştuğumuz insan gayet sağlıklı görünüyor. Evet, biraz gergin ama hepimizin anlayışlı tutumuyla kısa sürede halledebilecek minicik bir pürüz bu. Kendi adıma, oynadığı takımı tutmuyor olsam bile yurtdışındaki bir Arda’dan çok her hafta birkaç güzel hareketini, şık gollerini görmek istediğim burnumun dibindeki Arda’yı tercih ederim.




“Yerinde olsam bavulumu toplar, bir an önce Avrupa’ya giderim”
Cem Şengül (Milliyet)

-Arda kamuoyu baskısıyla bu duruma geldi. Eğitimli ve altyapı düzeyi de çok sağlam olmadığı için şöhretin o pırıltılı dünyasını bir türlü kaldıramadı. Arda’nın üzerine bu kadar giden Türk halkı ona önce sahip çıkılması gerektiğini öğrenmeli. Arda’nın şu anki durumu kendi suçu değil. Kamuoyu, spor basını ve çevresi onu bu hale getirdi.
-Arda’nın henüz kaybettiği bir şey yok. Onun yerinde olsam hemen yurtdışına giderim. Bu kaos ortamından başka türlü kurtulamaz. Orada en azından böyle bir baskı olmaz. Hem de futbol eğitimini daha da ileriye götürebilir. Bence bir an önce bavulunu toplayıp Avrupa’ya gitmeli.
-Kaptanlık verildiği andan itibaren Arda’nın üzerindeki baskı çok arttı. Bence kaptanlık ona çok erken verildi. Tabii ki bu Galatasaray yönetiminin kararıdır ama bu baskıyı kaldıramadı Arda. Ayrıca kamuoyu ondan çok daha olgun, yaşının üzerinde davranışlar bekledi.
Bu da mümkün değil. Dolayısıyla hırçınlaştı. Hırçınlaşınca kamuoyu üzerine gitti ve sonuçta kamuoyu canavarı yaratan kesim oldu.



“Arda’dan terbiyesiz, şımarık bir insan yaratılmaya çalışılıyor”
Banu Yelkovan (Radikal)

-Arda’nın şu anki durumu göz önündeki yıldız bir futbolcu olmasının sonucudur. Eskiden olsa kimse bilmeyeceği için kapanıp gidecek meseleler, şimdi spor gündeminin baş köşesine oturuyor. Arda’dan asabi, hırçın, terbiyesiz, şımarık bir insan yaratılmaya çalışılıyor. Ama Arda öyle biri değil.
-Böyle durumlarda, herkes hep bir ağızdan kendisini eleştirirken kim olsa kapanır, savunmaya geçer. İçin için yaptığının doğru olmadığını bilse bile şu anda bunu itiraf etmeyecektir.
-Bu işin düzelmesi için Arda’nın sırtındaki yük hafiflemeli. Nasıl saha içinde bütün işi tek bir futbolcunun yapmasını bekleyemezsek, saha dışında da kaptanlığın ağırlığını paylaştırmak gerek. Yurtdışına gitmek çözüm mü? Arda kafaca hazırsa, evet çözüm. Henüz değilse, değil. Arda bu konuda sadece kendini dinlemeli, kararı kendi vermeli.



“Yurtdışına gitmesi belki de iyi olur; daha huzurlu bir ortam bulabilir”
Feyyaz Uçar (Hürriyet)

-Bir futbolcu böyle sükunetini mümkün olduğu kadar korumalı. Herhalde bu baskılar sonucu Arda son zamanlarda biraz agresifleşti. Camia da ona sahip çıkmalı. Çünkü bence yıldız bir oyuncu. Yıldız oyuncular da kolay çözülmüyor. Karşılıklı iyi niyetle çözülebilecek sorunlar bunlar ama nedense herkes birbirinin dikine gidiyor. Bir ara yol bulunmalı özellikle Arda’yla taraftar arasında. Bunu da yapacak olan yöneticilerdir.
-Geçen yıl taraftar Arda’ya büyük tepki gösterdi. Arda da duygusal bir çocuk, bunu üzerinden atamadı. Arda artık bence karar vermeli. Ya “Kalacağım” ya “Gideceğim” demeli. Sürüncemede kalırsa hep sıkıntı yaşar. Yurtdışına gitmesi belki de
iyi olur. Daha huzurlu bir ortam bulabilir gittiği yerde.

7

Yazarlar