08.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Bünyamin Aygün
Şıklık yarışı - Ozan Güzelce
Gazi Mustafa Kemal’in 1927 yılında verdiği emirle ilk kez düzenlenen Gazi Koşusu’nun bu yıl 91’incisi gerçekleştirildi. Geçtiğimiz hafta İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda düzenlenen Gazi Koşusu’na; atçılık camiasının önde gelenleri, iş, sanat ve politika dünyasından önemli isimler katıldı. Yaklaşık 25 bin kişinin izlediği koşuda, yarışlar kadar kadınlar da nostaljik şapkaları ve şıklıklarıyla dikkat çekti.
Bu adada tembellik yok - Ayla Dündar
Peru ve Bolivya arasında konumlanmış eşsiz Titicaca Gölü’nün renkli adalarından biri, Taquile adası. Peru’ya ait bu ada, bir zamanlar İspanyol sömürgeleri tarafından hapishane olarak kullanılmış, günümüzdeyse adada Quecha dilini konuşan 3 bin yerli yaşıyor. Motorlu taşıtın olmadığı Taquile’de yerlilerin çoğu geçimini dokumacılıktan kazanıyor ve neredeyse günün her saati çalışıyorlar. Fotoğrafta gördüğümüz kadın da ekmeğini dokumacılıktan çıkaran bir Taquile’li; alpakaların yumuşak tüylerini ince iplik haline getiriyor.
Çember çevirme timi - Ünal Çam
Elleri toprağa değmemiş, terden sırılsıklam olana dek top peşinde koşmamış, ağaçların kokusunu içine çekmemiş; milenyum çocukları… Milenyum’da doğanlar ne yazık ki bilgisayar başında zamanlarını geçiriyor. Artık sokaklarda oyun oynayan çocuklar yok; çelik çomak, körebe, saklambaç, yakar top gibi oyunlar da çoktan unutuldu... Milenyum çağının etkileri, şehirde daha çok hissedilirken kırsalda durum biraz farklı. Kilis’in Oylum köyünde bisiklet tekerleklerine ellerinde sopalarla vurarak yarışan bu çocuklar şehirlerdeki yaşıtlarına inat sokaklarda eğlenerek büyüyorlar.
OKUR - ÇEKER
Şirinyalı romantizmi - Lola Çaban
Kocaeli’nin halılarla meşhur Hereke beldesinin yanı başında adı gibi şirin mi şirin bir mahalle, Şirinyalı. Bir yanı deniz, bir yanı orman; her mevsimi ayrı güzel. Burada güneşin batışı da eşsiz ve hayranlık uyandırıyor. Çevresindeki fabrikaların ve taş ocaklarının havayı kirletmesine rağmen, büyüleyici manzarası ve doğal güzellikleriyle Şirinyalı, Kocaeli’de yaşayanlara nefes oluyor.
“Okur Çeker” için çektiğiniz fotoğrafları nerede ve ne zaman çekildi bilgisi ile birlikte bekliyoruz. bunyaminaygun@gmail.com
‘Şimdiki Zamanın Hikayesi’nde 100. hafta
FOTOĞRAF VE MİLLİYET
Halit Kıvanç, 25 Haziran 1955 yılında Milliyet’te fotoğrafın ve foto muhabirinin önemini anlattığı bir yazı kaleme almış… “Foto muhabiri, en çok çile çeken yahut en bahtiyar gazetecidir” başlıklı yazısında, “Herkesin gıpta ile baktığı foto muhabiri aynı zamanda hiç kimseyi memnun edemeyen insan olarak birbirine zıt iki sıfat taşır” diyerek basının bu zorlu kulvarında ter döken foto muhabirlerini hem yüceltmiş hem de, “Foto muhabiri hiç kimseye yaranamaz” diyerek de basın camiasına sitemini dile getirmiş. Halit Kıvanç, bu yazıyı kaleme alalı tam 63 yıl geçti. Bu süre içinde neler değişti? Birkaç cümle ile anlatmaya çalışalım…
Siyah-beyaz fotoğraflardan renkli fotoğraflara, analog fotoğraf makinelerinden dijital fotoğraf makinelerine… Bir yanda film biter diye korkarak fotoğraf çeken ama en iyi kareyi yakalamak için de en üstün çabayı gösteren meslek büyüklerimiz, bir yanda deklanşörden parmağını hiç çekmeden seri fotoğraf çeken günümüz fotoğrafçıları… Filmleri karanlık odada yıkama telaşı, kırmızı ışıkta tab etme yarışından, makine ekranından tek bir tuşla istediğimiz yere fotoğraf gönderdiğimiz bu günler… Değişen çağ, eski uygulamaları geride bıraktı; fotoğrafta da diğer her şeyde olduğu gibi yeni bir dünyanın kapılarını araladı. Fotoğraf çekme uygulamaları pratikte değişti ama fotoğraf o ihtişamını, gücünü hiç yitirmedi.
Günümüzde fotoğraf makinesi olan herkesin kendini fotoğrafçı ilan ettiği, ölümsüzleşen “anın” photoshop uygulamalarıyla hunharca değiştirildiği; kısacası çekilen fotoğrafın “özüne” müdahale edildiği bir dünyada, basın fotoğrafçılığı bu karmaşadan net bir şekilde sıyrılıyor. Ve elbette bu alana emek veren foto muhabirlerinin değeri de giderek artıyor. Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında gördüğümüz o etkileyici haber fotoğraflarını bin bir zorlukla çekiyor foto muhabirleri… Bilmedikleri, tanımadıkları coğrafyalarda, sıcak çatışma bölgelerinde, tek kalkanları fotoğraf makineleriyle yaşananları, “canları pahasına” dünyaya duyurma çabası veriyorlar. Bu yüzden Halit Kıvanç’ın dediği gibi, “Dünyanın en bahtiyar yahut en meşakkatli işini yapar foto muhabirleri.”
Türk basının mihenk taşlarından Milliyet gazetesi, fotoğrafın gücünü gören ve fotoğrafa önem veren bir gazete. Üstelik söz konusu haber fotoğrafı olduğunda, kurulduğu günden bugüne hep öncü bir rol üstlendi. Öyle ki ilk kez fotoğraf servisi kuran gazetelerden biri olma özelliği taşıyor. Sektöre getirdiği etik kuralların günümüze kadar geçerliliğini koruması da gazetenin ekol olma yolundaki adımlarından yalnızca biri. Sayfalarına taşıdığı fotoğrafların tarafsız olmasının yanında estetik olmasına da dikkat eden Milliyet, bugüne kadar bu konudaki hassasiyetiyle hep en önde oldu. Fotoğrafın önemini ve değerini siz değerli okuyucularımıza yansıtabilmek için de “Şimdiki Zamanın Hikayesi” başlıklı bu sayfayı hayata geçirdi. Şimdiki Zamanın Hikayesi, fotoğraf yolculuğunda tam 100 haftayı geride bıraktı. Bugüne kadar bu sayfada yüzlerce fotoğrafı sizlerle buluşturduk, bundan sonra da aynı hassasiyetle Şimdiki Zamanın Hikayesi’nde fotoğraf yolculuğumuza devam edeceğiz. Bu yolculukta çektiğiniz fotoğrafları sayfamıza göndererek bizi yalnız bırakmadığınız için siz sevgili okuyucularımıza da teşekkürü borç biliyoruz. Fotoğrafın, foto muhabirinin, fotoğrafçının değerinin daha iyi anlaşılacağı günler diliyoruz.