PazarÜçüncü sektörün geleceği İstanbul’da konuşulacak

Üçüncü sektörün geleceği İstanbul’da konuşulacak

25.05.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

“Üçüncü sektör” olarak anılan vakıfçılığın dünyadaki önemli 650 temsilcisi İstanbul’da bir araya geliyor. Davetliler 1793’ten beri aktif olan Mihrişah Valide Sultan Vakfı’nı da ziyaret edecek

Üçüncü sektörün geleceği İstanbul’da konuşulacak

Eyüp Camii’nin arkasında kalan Mihrişah Valide Sultan Vakfı’ndayız. III. Selim’in annesi olan sultanın 1793’te yaptırdığı aşevinden yemek kokuları yükseliyor; kuyrukta bekleyip sefertasını alarak sessizce uzaklaşıyor insanlar... Mihrişah Sultan’ın barok mimari özelliklerini taşıyan türbesi var az ileride. Türbenin kalem işleriyle bezeli kubbesinden gözünü alamıyor insan. Hemen yanındaki türbelerin birinden bir nar ağacı yükseliyor, bir diğerinde kırmızı güller... İşte böyle bir mekanda buluşuyoruz Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı, TÜSEV (Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı) 2008 EFC (Avrupa Vakıflar Merkezi) Konferansı Hazırlık Komitesi ve Danışma Kurulu Başkanı Candan Fetvacı ile.
Dünyanın en büyük ve zenginleri de dahil, 200 vakfın üye olduğu EFC’nin 2008 Genel Kurul ve Konferansı, bu yıl 29-31 Mayıs tarihlerinde TÜSEV’in evsahipliğinde İstanbul’da yapılacak. Davetliler “kadın eliyle” yaptırılmış bir 18. yy kuruluşu olan Mihrişah Valide Sultan Vakfı’nı da ziyaret edecek. Programın sembolik mekanlarından olan bu vakıfta Fetvacı ile EFC toplantısını ve Türkiye’deki vakıf kültürünü konuştuk. Söyleşinin özeti şu: İstanbul’u çok önemli üç gün bekliyor.

Artık vakıflara sadece hayırseverlikleri ön planda olan sivil toplum kuruluşları gibi bakamıyoruz. Nasıl bir tanım yapmak lazım?
Bugün artık vakıf deyince sadece para, ekmek, çorba dağıtmak gelmiyor akla. Sosyal problemlerin büyümesiyle birlikte sosyal değişime katkıda bulunacak, insanlara balık tutmayı öğretecek vakıflar ortaya çıktı. Birçok özel vakıf artık çalışmalarını bu yönde yapıyor. Eskiler ise bundan yüzyıllar önceki görevlerini günümüze uyarlayarak devam ettiriyor. 

Bugün kaç tane vakıf var Türkiye’de?
4 bin 500 civarında. Bunların 1500’ü kamu kurum ve kuruluşlarının vakıfları. Onlar zaten o kurumlarla ilgili işler yapıyor ama diğer 3000 vakıf içerisinde çok daha büyük sosyal ekipleri olan, sosyal değişime stratejik olarak yaklaşan, büyük vakıflar var; bir de tabii daha küçük vakıflar. 

Türkiye dünyadaki vakıfçılık anlayışının neresinde?
Bir kere böyle bir kültürün bu ülkede olması çok önemli. Çünkü eğer bir temel varsa onun üstüne kat çıkmanız daha kolay oluyor. Bizim çok sağlam bir temelimiz var. Geleceğe baktığımızda, bugün gözlemlemekte olduğumuz bazı trendlerin artarak devam edeceğini söyleyebiliriz. Bu trendler vakıflarımızı Batı’daki vakıfların uygulama ve yapılarına daha da yaklaştırıyor. 

“Kendimizi tanıtmak için önemli bir fırsat”

Kamu sektörü ile özel sektör arasında yer alan vakıflar “üçüncü sektör” olarak da anılıyor. Önde gelen vakıfların kurduğu Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Aslında üçüncü sektöre vakıfların yanı sıra dernekler de giriyor. TÜSEV’e gelince 1993’te Avrupa Vakıflar Merkezi (European Foundation Center - EFC) model alınarak kuruldu. Amacı, “üçüncü sektörün” mali, yasal ve işlevsel altyapısını güçlendirmek, sivil toplumu geliştirmek ve Türkiye’deki vakıfların uluslararası kuruluşlarla ilişkilerinde katalizör görevi görmek olarak özetlenebilir. Başkanlığını Prof. Dr. Üstün Ergüder yapıyor. Yaklaşık 120 vakıf ve dernek var bünyesinde.

EFC’nin genel kurul ve konferansı 29-31 Mayıs tarihleri arasında TÜSEV’in ev sahipliğinde İstanbul’da yapılacak. Açılışı Başbakan, kapanışı Cumhurbaşkanı yapacak. Nedir bu organizasyonun önemi?
Birkaç perspektifen önemli. Öncelikle Türk vakıfları böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazır. Avrupa’daki ve dünyadaki büyük vakıflardan 650 temsilci gelecek. Avrupalı vakıflara Türk vakıfçılığını tanıtmak, buradaki olanakları, yapılabilecek şeyleri anlatmak bakımından da önemli. İstanbul’u seçmiş olmaları başlı başına önemli. Her sene Avrupa’nın bir kentinde toplanıyorlar. Bize dediler ki “Türkiye Avrupa’nın bir parçası ve özellikle vakıflar konusunda çok eski bir tarihiniz var. O yüzden İstanbul’a gelip orada yapacağız konferansı”. Bu, bizim kendimizi Avrupalılara tanıtmamız için çok iyi bir fırsat. 

Vakıfların kamuoyu yaratma işlevini de düşünürsek Avrupalı vakıfların katılacağı bu organizasyon, AB’ye üyelik sürecimizi etkiler mi?
Mutlaka. Bir kere gelen kişiler Avrupa vakıflarının çok üst düzey yöneticileri. Bu yöneticilerin çoğunun birkaç tane şapkası var. Mesela biri bir vakfın başkanı olmanın yanı sıra daha önce İspanya’da maliye bakanlığı yapmış, şu anda başbakan danışmanlığı yapıyor. Veyahut Fransa’da kültür bakanlığında bir görevi var ama aynı zamanda bir vakfın mütevelli heyeti başkanı. Bu tür insanlara Türkiye’yi tanıtıp, Avrupa Birliği’ne nasıl katkılarımız olabileceğini anlattığınız zaman birçok önyargı ortadan kalkabiliyor. Ayrıca bunu üç günde yapılıp biten bir organizasyon olarak düşünmemek lazım. Sonrasında da o insanlarla projeler geliştiriyorsunuz, zaman içinde birbirinizi arıyorsunuz, yazışıyorsunuz. Bunların hepsi Türkiye’nin tanıtımı için fırsatlar. 

“Osmanlı’daki 40 bin vakfın yüzde 40’ını kadınlar kurmuştu”

Program çerçevesinde dünyanın en büyük vakıfları İstanbul’da Mihrişah Sultan Vakfı ziyaret edilecek. Burayı neden seçtiniz?
Bunun katmerli bir anlamı var. Çok az vakit olduğu için, sembolik yerler seçelim dendi. Akşam yemekleri zaten Sabancı, Koç gibi vakıfların müzelerinde yapılacak.
O vakıfların desteklediği müzeleri gösterme şansımız olacak. Aydın Doğan Vakfı da EFC’nin yönetim konseyine bir yemek daveti verecek. Ayrıca davetlilere göstermek üzere eski ve yeni vakıflardan birer tane seçtik. Eski vakıflarımızdan Mihrişah Valide Sultan Vakfı 1793’te kurulmuş. Halen fiilen yemek dağıtıyor. Eyüp çok büyüleyici bir mekan. Dolayısıyla yabancılara bizim kültürümüzün eskiliğini, köklülüğünü göstermek açısından önemli. Bir başka önemi de şu: Osmanlı’daki 40 bin vakfın aşağı yukarı yüzde 40’ı kadınlar tarafından kurulmuş vakıflar. Bir kadının kurduğu vakfın gezdirilmesinin ayrı bir sembolik farkı olduğunu düşündük. 

Gezdireceğiniz yeni vakıf hangisi?
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın Fatih Eğitim Parkı. Eğitimle ilgileniyor ve değişik bir vakıf.  Bütün büyük kurumlar ve vakıflarca destekleniyor.  Aydın Doğan Vakfı’nın da oraya çok büyük destekleri var.  Hatta bu Eğitim Gönüllüleri Parkı’na pek yakında Sema ve Aydın  Doğan Eğitim  Parkı adı verilecek.  Hazırlık komitesinde burası önerildi, biz de memnun olduk.

KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncudan Cannes çıkarması! Kıyafetiyle tam not aldı
Ünlü oyuncudan Cannes çıkarması! Kıyafetiyle tam not aldı

Cadde | 22.05.2025 - 15:17

Cannes Film Festivali'ne katılan ünlü oyuncu Tilya Damla Sönmez, yeni pozlarını paylaştı.

Yazarlar