PazarYürümek hayatın yüklerinden kurtarıyor

Yürümek hayatın yüklerinden kurtarıyor

08.06.2025 - 02:00 | Son Güncellenme:

Türkiye’den 20 kadın her yıl dünyanın dört bir yanından yarım milyon yürüyüşçüyü ağırlayan UNESCO Dünya Mirası listesindeki Camino de Santiago rotasında buluştu. Yedi günde 160 kilometre yol kat eden kadınlar uzun yol deneyimlerini, yolculukta kurdukları dostlukları anlattı.

Yürümek hayatın yüklerinden kurtarıyor

Aslı Öktener - “Yürümenin ritmi bir tür düşünme ritmini de beraber getirir. Bir doğa parçasının içinden geçmek bir düşünceden diğerine geçişi hem yansıtır hem de tetikler. Bu durum iç ve dış dünyadaki yolculuklar arasında tuhaf bir ahenk yaratır ve sanki şunu ima eder; zihin de bir tür doğa parçasıdır ve yürümek de onu katetmenin bir yoludur. Yürümek hem bir araç hem de bir amaç hem yolculuk hem de varış noktasıdır…” diyor Rebecca Solnit, “Yol aşkına/Yürümenin Tarihi” isimli kitabında.

Haberin Devamı

Yürümenin tarihi yollar kadar uzun… Keşişler, filozoflar, edebiyatçılar, müzisyenler, en güzel eserlerinin tohumlarını yollarda atmış; kendilerini özgürleştirecek patikayı bulabilmek için yıllar boyu kilometrelerce yol kat etmişler. Modern dünyanın kulağı tırmalayan gürültüsünden kaçan günümüz keşişleri de onların izlerini sürmeye devam ediyor. Türkiye’den 20 kadın geçen ay Camino de Santiago rotasında yürüdü. Programı düzenleyen gezgin Seçil Öznur Yakan ile bu özel yolculuğun nasıl hayat bulduğunu konuştuk.

- Kadınlar için yürüyüş inzivası: Camino de Santiago programı nasıl hayat buldu?

‘Camino de Santiago’, İspanya’nın kuzeyindeki Santiago de Compostela şehrinde biten birçok farklı yürüyüş rotasının toplu adıdır. Camino, İspanyolcada ‘yol’ anlamına gelir. İrem Çağıl ve ben hayatlarımızın farklı dönemlerinde bisikletle ya da yürüyerek uzun yolculuklar yapmış kadınlarız. Sonra ikimiz de Türkiye’den göçtük; İrem İspanya’da, ben Yunanistan’da yaşıyorum. Uzun yıllardır kadınların ruhsal ve bedensel güçlenmesi konusunda çalışıyorduk. Bisikletli Kadın İnisiyatifi ve dişi beden yol kitap kulübü bunların örneklerinden. Şimdi hareket odaklı çeşitli faaliyetler düzenliyoruz. Bu faaliyetleri de feminist outdoor olarak tanımlıyoruz. Güvenli ve kapsayıcı bir ortam yaratıp kadınların outdoor faaliyetlerini denemelerine ön ayak olmak istiyoruz.

Haberin Devamı

Yürümek hayatın yüklerinden kurtarıyor

- Geçen ay yapılan ilk program nasıl geçti?

Hepimiz için harika bir deneyimdi. 3-11 Mayıs tarihlerinde toplam 9 günlük yolculuğun 7 günü yürüdük. 160 km yol kat ettik. Bu söyleşinin yapıldığı günlerde ikinci yürüyüşümüz sürüyor. Bu sefer rotayı daha kısa tuttuk, 115 km yürüyoruz. Türkiye’den 20 kadın katıldı. Aralarında Almanya, İrlanda ve Polonya’da yaşayanlar olduğu gibi Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İzmir, Mersin ve İstanbul’dan katılanlar da vardı.  İlk yürüyüşümüzdeki grupta yaş aralıkları 31-56 arasındaydı. İkinci yürüyüşümüzde 42-56. Ağustos ayında 65 yaşında bir katılımcımız olacak.

- Kadınları yolda neler bekliyor? Parkur zor mu?

Haberin Devamı

Yokuş ya da zorlu yol şartları içermeyen her yaş ve kondisyon durumundan 18’den 70’e tüm kadınların güvenle, keyif alarak yürüyebileceği bir rota. Bizim yürüdüğümüz Camino Frances rotası. Yürüyüşle amacımız konfor alanımızdan çıkmak. Hacı albergulerinde kalıyoruz çoğunlukla. Fiziksel ve zihinsel hazırlık önemli tabii.

- Peki, katılım şartları neler?

18-70 yaş arası tüm kadınlara açık faaliyetlerimiz. Bu yolculuğu yapmak isteyen, tek başına yapmaya imkanı olmayan ve rehberlerle, bir kadın grubu içinde denemek isteyen kadınlar bizimle iletişime geçerek detayları öğrenebilirler. 

- Bir kadın olarak ülkemizde tek başına yolculuk yapmak güvenli mi? 

Yürüyerek de bisikletle de Türkiye’de tek başına yolculuk eden kadınlar var. Ne yazık ki sayı az ve medya çoğunlukla kötü haberleri yayıyor. Yine de sosyal normlarımızın ve yasalarımızın yaya ve bisikletlileri korumadığını görüyoruz. Bu konuda çalışan gruplar olsa da Türkiye hâlâ erkek egemen bir otomobil ülkesi.

“Yürümenin ritmi bir tür düşünme ritmini de beraber getirir. Bir doğa parçasının içinden geçmek bir düşünceden diğerine geçişi hem yansıtır hem de tetikler. Bu durum iç ve dış dünyadaki yolculuklar arasında tuhaf bir ahenk yaratır ve sanki şunu ima eder; zihin de bir tür doğa parçasıdır ve yürümek de onu katetmenin bir yoludur. Yürümek hem bir araç hem de bir amaç hem yolculuk hem de varış noktasıdır…” diyor Rebecca Solnit, “Yol aşkına/Yürümenin Tarihi” isimli kitabında.

Haberin Devamı

Yürümenin tarihi yollar kadar uzun… Keşişler, filozoflar, edebiyatçılar, müzisyenler, en güzel eserlerinin tohumlarını yollarda atmış; kendilerini özgürleştirecek patikayı bulabilmek için yıllar boyu kilometrelerce yol kat etmişler. Modern dünyanın kulağı tırmalayan gürültüsünden kaçan günümüz keşişleri de onların izlerini sürmeye devam ediyor. Türkiye’den 20 kadın geçen ay Camino de Santiago rotasında yürüdü. Programı düzenleyen gezgin Seçil Öznur Yakan ile bu  özel yolculuğun nasıl hayat bulduğunu konuştuk.

Yürümek hayatın yüklerinden kurtarıyor

Katılımcılar ne diyor?

Asiye Selin Usta: Yol bana; kadınlarla bir arada olmanın bünyeme ne kadar iyi geldiğini, güven duyduğum bir topluluk içinde bulunma hissinin beni sarıp sarmaladığını, kendimden ve izlediğim yoldan daha bir emin olmamı, bedenimle zihnimin harika şekilde uyumlanabildiğini, bedenime her zaman güvenebileceğimi, yürüyerek dünyayı dolanmanın huzurlu ve sakin coşkunluğunu tatmayı ekledi.

Haberin Devamı

Nefes Polat: Bu güzide iki rehberin yanında yürümenin dışında, gruptaki kadın arkadaşlarımın, günler süren bedensel ve ruhsal yolun bana kattığı en bulunmaz deneyim şefkatlenmek oldu.

Nehir Bağır Budan: Yürüyüşün ikinci günü, bileğimi burktum. Doğayı ve yolu içselleştirebileceğim kadar yavaşlamıştım ve bu gerçekten yolculuğu ilginçleştirdi, çünkü gündelik hayatımda oldukça dakik, hızlı ve kontrollü biriydim. Bedenimle yol özdeşleşince, insanların nasıl da hayatı zorlaştırmak için ekstra bir çaba sarf ettiğini fark ettim.

Derya Gezer: Yürüyüş bittikten günler sonra geldi cevap: Uyumlan-ma! Çok uzun süredir bu meseleyle uğraşmama rağmen, sesimi içsel bir sansürle nasıl kıstığımı, isteklerim için zaman, enerji ayırmak gerektiğinde bu alanı yaratmak yerine kolayca ezbere kaçarak nasıl kolayca uyumlanabildiğimi gördüm. Ve kendime fark ettiğim bu şeyi hayatıma geçirme sözü verdim.

Duygu Karslı: Yolculuğa çıkış nedenlerimden biri bedensel sınırlarımı fark etme isteğiydi. Konfor alanımdan; evden, şehirden çıkmanın, hareket hâlinde olmanın bana iyi geleceğini düşündüm. Belki de hiç tatmadığım bir özgürlük hissi getirdi. Yürümenin duyusal farkındalığı artırmasının yanında zihinsel açıklığa da katkı sağladığını gördüm.

Selen Güney: Camino benim için, yolların, her hayatın kendisine ait özgün çizgilerine doğallıkla benzer olduğunu hatırlatan; mesafeleri kısaltıp, bedenin kendi gerçek ritmine dönmesinin ne olduğunu öğreten; olmayan soruları masaya yatırıp cevaplarını bulan, beraber yürüyenlerle kesişen bir ruhsal birlik oluşturan, bunu anlatan ve kendine, bir daha hiç bırakmamak üzere tutunmaya söz verdiren; duyusal ve dokunsal bir deneyim.

Gizem Güvercin: Camino’da yürümek, haritayla, kilometre taşlarını takip ederek değil de kalbine bakarak yürümek demek. Her adımda bir yükümü bıraktım, cesaretime şaştım, gücüme hayran kaldım. Her şey benmişim aslında, kendimle tanıştım. Yorgun ama mutluyum. Kendime hoş gelmişim.

Nurcan Soares: Bedenimle yeniden tanıştık yolda, bana kendisiyle ilgili kadim sırlar verdi. Kalbimin taşıyamadığı yükler bıraktım bazı duraklarda, bırakırken zorlandığım yerlerde ağlayacak omuz oldu yolda bulduğum ama ‘ahretliğim’ olacak kız kardeşlerim.

Funda Güney: Sonsuz huzur ve sevginin hiç bitmediği başka bir boyutta olmak gibiydi. Doğayla, insanla, saf sevgiyle bütünleştiğim ve kendi iç dünyama ilk defa bu kadar gerçek ve cesurca yaptığım bir yolculuktu aynı zamanda. Gölgelerimle yüzleştim, kendimi fark ettim, hafifledim, uyandım ve artık hiç uyumak istemiyorum.

Dilber Yavuz: Sırt çantamın ağırlığı fiziksel olarak beni rahatsız ettikçe, çantamdaki yüklerle birlikte hayattaki yüklerimi de gözden geçirdim. Arkamda bırakamadıklarıma, kayıplarıma teşekkür ettim. İlerledikçe hayatın ardımızda değil, önümüzde uzandığını keşfettik.

Melike Ünlü: Birkaç yıl önce bu yolun varlığından haberdar olmamla beraber, bir gün mutlaka yapmak istediğim bir şey olmuştu. Doğayla, çevremdekilerle, kendimle tekrar tekrar farklı şekillerde yüzleştiren, derinliği olan bir deneyim, hatta bir tür arınmaydı.

Nazmiye Çelik: Yolda öğrenmeyi sevdiğimden, zoom toplantılarına katılmadım. Camino kendime 50. yaş günü hediyemdi, iyi ki yürüdük 22 kadınla bu yolu, 22 benzersiz şahane dünyayla… 

Didem Usluca: Bu yolda yürümek, sadece adımlarımı toprağa değil, ruhumu hayata yeniden köklemem demekti. Bağımsız ve kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olarak çıktığım bu yolculukta, doğayla bağ kurarak içimdeki gücü yeniden keşfettim.