Geçen hafta Çarşamba günü Karşıyaka’daki on beş amatör kulübün birleşimi sonunda oluşan Karşıyaka Amatör Spor Kulüpleri Birliği’nin düzenlediği toplantıda konuşmacı olarak bulundum.
Kısa bir süre önce de yine Karşıyaka Belediyesi konferans salonunda Dedebaşı, Goncalar ve Nergis mahallelerinin bir araya gelmeleri ile oluşan Degoned’in düzenlediği bir toplantıda “amatör spor yapma ve gençlik” üzerinde bir konuşma yapmıştım.
Böylesi birliklerin bir araya gelerek örgütlenmesini çok önemsiyorum ve elimden geldiğince kendilerine yardımcı olmaya çalışıyorum. Ülkemiz insanın örgütlü bir güç halinde kendi isteklerini yetkili makamlara iletmeleri konusunda adım atmaları ülkemiz demokrasisi için büyük bir adımdır.
Ancak bu atılan adımların ses getirebilmesi için ne yazık ki, ülkemizde genelde seçim sathı mahallinde düzenlenmesi gerekir.
29 Mart 2009 seçimleri öncesinde Karşıyaka Spor Adamları Derneği’nin düzenlediği ve tüm İzmir’deki spor adamlarının katıldığı toplantıda Karşıyaka Belediye Başkanı’nın yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı da hazır bulunmakla kalmayıp, mikrofonda bu konunun önemini de belirtmişlerdi.
Geçen Çarşamba günü düzenlenen toplantıda ise amatörlerin yaşadığı sıkıntıların birinci elden çözüm mercilerinden birisi olan Karşıyaka Belediye Başkanı yoktu.
* * *
Yazılarımda sıkça yerel yönetimlerin içinde yaşadıkları yer ve orada yaşayan halkla bütünleşmeleri için sporun öneminden bahsediyorum. 1930’lu yılların sonlarına doğru İngiltere’de hazırlanan Londra kent planında her on kilometrede bir spor tesisi anlayışının yerel yönetimlerimize örnek olmasını dilerim.
Ne yazık ki, ülkemizde yerel yönetimlerin önemli bir kısmı amatör sporların gelişmesi ve hemşerilerinin spor yapması konusunda birkaç düzenleme ile işin bittiğini düşünen zihniyete sahipler. Ya da kısa yoldan kurmuş oldukları profesyonel belediye kulüplerinin finansı ile kendi dönemlerinde geniş taraftar kitlelerine ulaşmayı hedefliyorlar. Oysa tam aksine yapmaları gereken geniş kitleleri sporla buluşturacak organizasyonların içerisinde yer almak olmalı.
Katıldığım her iki toplantıda da amatör spor ve futbolla ilgili konuşanların kafalarının da karışık olduğunu, onların da amatörlükle profesyonellik arasında gidip geldiklerini söylemeliyim.
Amatörlüğün olmadığı, gelişmediği bir ortamda profesyonel sporun ve futbolun gelişip serpilmesine imkan yoktur. Gerek İzmir’de gerek de ülkemizin pek çok yerinde tam tersi bir spor anlayışını yerleştirmek isteyen zihniyetin etkisi özellikle medyada ve spor yönetiminde hissedilmektedir. Bu sakat mantalitenin önüne geçebilmek için Karşıyaka Amatör Spor Kulüpleri Birliği gibi gerçekten yaptıkları işe aşkla bağlı olan insanlara ve örgütlenmelere ihtiyacımız var.