Aksal Yavuz

Aksal Yavuz

aksalyavuz@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünya Kupası maçları bir ay evvel bitmesine rağmen, özlemişiz futbolu, yorumu, hakemlerin düdük sesini, çimlerin kokusunu, tribünlerin uğultusunu...
Bu arada, futbolun nur topu gibi bir oğlu da dünyaya geldi: “VAR”
Bazen maçlar oynanırken, bazen sonrasında, “Bu VAR ne işe yarar?” diye soracaksınızdır. Öyle ki, bir doktorun bir saatte yaptığı ameliyatı hastanın bir ömür boyu anlatması gibi, taraflı tarafsız herkes, 7/24, çiçeği burnunda “VAR”ı konuşacak.
Bir diğer gerçek; Süper Lig adının Lefter Küçükandonyadis olduğu... Rahmet ve minnetle...
Maça gelince...
Doğrusunu söylemek gerekirse, Da Costa’nın golü attığı dakikaya dek hem Medipol Başakşehirli hem de Trabzonsporlu futbolcular hazırlık maçı oynuyorlarmış gibiydiler… Düşünün, Da Costa geriden geliyor, takip-kontrol eden kimse yok. Elini-kolunu sallaya sallaya kafayı çaktı. Başakşehir’in stoperi o mesafeyi trafikte yapsa mutlaka bir ışığa (kırmızı) takılırdı!
Sürekli dile getirdiğimiz bir gerçek var; bir takımın defansı et-tırnak birlikteliği taşımıyorsa, o takımın futbolun kolektif boyutunu sahaya yansıtması mümkün değildir. O anlamda bordo-mavili takımın defansı (yıllardır) Trabzonsporluları kanser etme sebebidir! Kansere çare bulundu, Trabzonspor’u yönetenler Trabzonspor’un defansına çare bulamadılar!
Bordo-mavili takımın bu derece kötü oynamasının diğer sebebi; hazırlık maçları yapmaması, oynanan karşılaşmalarda da ideal kadroyu belirlemek yerine her oyuncunun denenmesi oldu. O bakımdan İstanbul temsilcisi daha avantajlıydı diyebiliriz. Üstelik geniş de bir kadroya sahip...
Özetle... Trabzonspor’un dün bu oyunla İstanbul’dan puanla dönmesi mümkün değildi. Zira sahada ne oynadığını/ne yaptığını bilen futbolcu yoktu. Başakşehirli oyuncuların İbanez’in bölgesini otoban gibi kullanması, Adebayor’un golü, Trabzonspor’un oynadığı futbolu çok iyi özetliyordu; kötü!