Aksal Yavuz

Aksal Yavuz

aksalyavuz@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cuma günü Galatasaray iki puan kaybeder de, hafta sonu Fenerbahçe ve Beşiktaş mağlup olur da, Trabzonspor ezeli rakiplerinden geri kalır mı?
Y. Denizlispor’u yenmiş olsalar; haftalık kazançları 11 puan olacaktı ki, şaşırtmadılar!
Dememiz o, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın kaybettiği hafta, geleneği devam ettirdiler!
Rakip kim olursa olsun, hiçbir maç oynanmadan, mücadele etmeden kazanılmaz. Günümüzde her takım her takımı yenebiliyor örneği, gerçeği gözlerinin önünde dururken, bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar ciddiyetsizlik!
Maçtan önce birilerine “ kim kazanır?” diye soran, “ bu maç berabere biter” cevabını verene, ağzına açar, gözlerini kapardı, kısaca azarlardı!
Bırakın beraberliği, Trabzonsporlu oyuncuların rakibi çantada keklik misali görmesi, onları öyle bir üç puandan etti ki, ilerleyen zamanlarda mumla arayacakları…
Diğer şampiyon adayı takımların başına gelenlerden ders alınması gerekirken, Denizlisporlu Oğuz, kendi kalesine gol atıp 1-0 öne geçirmişken; altın tepside sunulan ikramı “ istemiyorum” diyerek, bir diğer ifadeyle 11 puanlık avantajı kötü oynayarak ve mağlup olarak geri teptiler.
Şans golüyle ve de o dakikaya dek iyi oynamayarak öne geçtikten sonra o moralle rakibinize baskıyı kuramazsanız, rakip cezayı da, bileti de keser, Rodallega’nın dün gece iki kez yaptığı gibi…
Bu tip maçlarda seyirci desteğini arkanıza alarak kendi oyununuzu rakibinize kabul ettirip, ikinci golü atamazsanız, rakibe moral verir, oynama iştahını artırmış olursunuz, nitekim dün de öyle oldu.
Böyle bir Trabzonspor’a Denizlisporlu futbolcular da şaşırmışlardır! Öyle ya, ne umdular, karşılarında nasıl bir Trabzonspor buldular!
Dahası böyle bir Trabzonspor’u hatta böyle bir skoru, başta Trabzonsporlular olmak üzere futbolseverler rüyalarında görse inanmazlardı. Alanyaspor’u 10 kişi yenen o takım değildi sanki.
Mehmet Özdilek, Trabzonspor’u iyi analiz etmiş… Takımı iyi oynayarak galibiyeti anasının ak sütü hak etti. Mehmet hoca da muhtemelen böyle bir Trabzonspor beklemiyordu; mücadele etmeyen, koşmayan, rakibi kovalamayan, takımını hiç ama hiç zorlamayan.
Hal böyle olunca sahne Sacko, Barrow ve Rodallega’ya kaldı… Onlar oynadı, bordo-mavili oyuncular izlemekle yetindi, Ünal Karaman’ın izlediği gibi. Karaman’ın yanlış oyuncu tercihleri de çabası.
Nwakaeme dururken Sturridge’nin oyundan alınmasına ne demeli?
Oğuz’u, ceza sahasına kestiği sert topla kendi kalesine gol atmaya mecbur bırakan İngiliz oyuncunun sonuna kadar sahada kalması gerekirdi. Son birkaç haftadır eski halinden eser olmayan Nwakaeme, değiştirilmez diye bir kanun yok ki!
Özetle, Trabzonspor dün gece hiç kimsenin tahmin etmediği, hiç kimsenin beklemediği büyüklükte bir yara aldı! Anlayacağınız, ummadık taş baş yardı!