Yook, arkadaş yook. Siz siz olun, sakın ola Beşiktaş’a güvenip, birileriyle iddiaya girmeyin, hayal kırıklığına uğrarsınız!
Siz siz olun, spor yazarı olarak asla yazılarınızı erken yazmayın, bitiş düdüğüne kadar bekleyin, aksi taktirde yazınızı değiştirmek zorunda kalırsınız!
Olacak iş mi?
Fenerbahçe yenilmiş, Galatasaray puan kaybetmiş... Üstüne üstlük Gençlerbirliği maçının ilk yarısında size piyango çıkmış! İki basit savunma hatasından iki farkı yakalamışsınız...
Beşiktaş bu, ne yapacağını, önceden kestirmeniz mümkün değil! Sağı solu belli olmaz, ‘fark yapar’ dediğiniz anda, tabelada her şey terse döner, müthiş avantajı elinin tersiyle iter! İlk yarıya bakın. Futbolu oynayan Gençlerbirliği, golleri bulan ise Beşiktaş!
Sabaha kadar mükemmel oynayın, isterseniz rakip kaleye park edin, bu özeliklerinizi gollerle taçlandıramıyorsanız, neye yarar ? Evet, ilk yarıda Gençlerbirliği, ofansif anlamda her şeyi yaptı, baskı kurdu, topu ayağa oynadı, pozisyonlar üretti, Cenk’i aşamadı, ancak savunmasını unuttu ! Ernst ve Mustafa Pektemek son vuruşlarını yaparken, hiçbir direnişle karşılaşmadılar. Belki de her iki oyuncu, yaşamlarının en kolay gollerini attılar. İki farkın verdiği moralle soyunma odasına giden Beşiktaş, ikinci yarıda şok üstün şok yaşadı! Mustafa Pektemek, bu yarıda en net pozisyonu yakaladı, atamadı, atsa fark açılacak, belki de maç kopacak, olmadı!
İki farka karşın ev sahibi takım, oyun disiplininden hiç kopmadı, Tum ve Hurşut ile skoru eşitledi, baskısını artırdı, rakip savunmayı hataya zorladı, Egemen’in geri pası, gol olarak ağlara giderken, Kartal ‘şoka’ girdi. Beşiktaş, Erdal’ın attığı golle teslim bayrağını çekti.
Beşiktaşın ilk yarıdaki üç puan hesapları ne yazık ki ikinci yarıya uymadı!
Gençlerbirliği’ne helal olsun, iki farklı yenilgiden, dört farklı galibiyete... ‘Futbolun adaleti yok’ lafı dün Ankara’da rafa kalktı, hak eden, bu güzel oyunu en iyi oynayan kazandı. Gelelim koskoca Beşiktaş’a! Kimseye kızmasınlar oyuncular, oturup aynaya baksınlar, yeter! İki farkı yakalayan siz, bırakın bunu korumayı, fark yiyen yine siz! Böylesi yıldızlar topluluğu olan bir takımın, böylesi kötü futbol oynamaya hakkı yoktur. Oynarsanız, tepetaklak gidersiniz, zirve hesaplarınız sekteye uğrar, müthiş bir avantajı elinizin tersiyle itersiniz.