Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

UEFA Uluslar Ligi, benim penceremden tamamen ticari bir organizasyondur, bunu bilir, bunu söylerim arkadaş! Sponsorlar, yayın gelirleri, UEFA’nın kasasına girecek euroları siz hesaplayın! Tribün geliri yok, pandemiye takıldı!
Artı, UEFA’nın milli takım düzeyinde hazırlık maçlarına pek sıcak bakmadığını da biliyoruz! Bunun adı olsa olsa, resmi hazırlık maçlarıdır bence!
Bu düşüncelerim Uluslar Ligi’ni hafife aldığım anlamına da sakın ola gelmesin. Tabii ki her kazanılan maç, ülke puanına olumlu yansımalar yapacaktır, biliyoruz.
Demem o ki, bizim asıl hedefimiz Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri ile Dünya Kupası elemeleridir.
Bu iki büyük organizasyon öncesinde oynanan Uluslar Ligi, bizim açımızdan bu iki büyük hedefe hazırlanma adına bir fırsattır...
Şenol Güneş’in esas hedefi bu iki büyük organizasyondur. Güneş, ülkemizi oralarda başarıyla temsil edecek, güçlü bir kadro arayışı içinde. Ne yani oralarda ‘misafir’ takım mı olalım?
Dün gördük ki tecrübeli teknik adam, Sırbistan karşısına farklı isimlerden oluşan bir kadro çıkardı, niye? Elinin altında geniş bir oyuncu havuzu var, sisteme uyacak, mücadele edecek, başarıları yakalayacak fotoğrafların peşinde de ondan. İşin özeti, eleştirelim, eleştirmesine de, ağacı da kökünden sökmeyelim!
İlk yarıda son on dakika hariç, oyun bizim kontrolümüzdeydi. Orta sahayı sağlam tuttuk, iyi adam paylaşımı yaptık, Sırbistan, savunmasını zorladık zorlamasına da ilerde gerekli çoğunluğu sağlayamadık bir türlü! Eee bu olmayınca, gollük fırsatları bulamıyoruz doğal olarak!
Yusuf Yazıcı kesinlikle çok yetenekli, göze hoş gelen bir oyun tarzı var, bir de topla fazla oynamasa, o tekniğiyle savunmayı açabilse, tadına doyum olmaz. Mahmut Tekdemir ve Ozan Tufan ikilisi orta alanda müthiş bir mücadele ortaya koydular. Ne var ki, pozisyon üretmekte sıkıntı çektik!
Sırbistan savunmasının etkili isimlerinden Kolarov’un 49’da çift sarıdan kızarması bize avantaj oldu. Güneş’in Nazım ve Cengiz hamleleriyle oyunu tamamen tek kaleyi dönüştürdük, ofansa çok adamla çıktık, yüklendik. Nitekim 74’te Hasan Ali Kaldırım’ın sert şutu az farkla dışarı gitti. Sırbistan tüm hatlarıyla savunmasına yaslandı, bir türlü açmayı beceremedik, o kadar top tekniği yüksek oyuncularımıza karşın!
Rakibin en etkili yanı duran toplardı, hepsi o kadar. Biz ise ne kanatları doğru dürüst kullandık, ne de savunma kilidini açmayı becrebildik! Tam 41 dakika on kişi oynayan Sırbistan’ın savunmasına takıldık!
Özet mi? İki maçta da şunu gördük, Milli Takım, performans ve oyun olarak henüz hazır değil!