Skorer Bir maçın anatomisi

Bir maçın anatomisi

03.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir maçın anatomisi

Bir maçın anatomisi


Doğan Koloğlu

       Kuzey İrlanda milli takımı İngiltere'nin ikinci sınıf futbolcularından kuruludur. Çoğu İngiliz liginde oynar. Saha ortasını dolduran Michael Hughes (Wimbledon), Neil Lennon (Lecister City), Steve Lomas (West Ham United) ünlüler arasında. Ama esas yıldızları Peter Kennedy (Watford) ve Keith Gillespie (Blackburn). Bu sonuncusu çok hareketli ve pas isabet oranı yüksek bir açık oyuncusudur. Ancak çabuk sakatlanır. Bir de Kuzey İrlanda'nın bizim korkacağımız gençleri var. James Quin geleceğin yıldızı. Sonra Ian Dowie (QPR) de var. Tam bir İngiliz stili santrfordur. Hele hele Ian Dowie ile eski Arsenalli Steve Morrow ikilisi işbirliğini tuttururlarsa çok tehlikelidirler. Burada takım kurgusundaki bir tercih mühimdir. Hoca ilk maçtaki gibi "yaşlı tecrübelilerin inatçılığının kolay çöktüğünü" anlayabilecek mi? Veya yukarıda örneklerini verdiğimiz gençlere güvenebilecek mi? İlk maçta tercih yaşlılardı, yıkıldılar.
       Türk Milli Takımı'nda Denizli dönemi şefkat dolu. Sergen, kaleci Rüştü, Tugay ilk planda bundan yararlananlar. İlk maçta Kuzey İrlanda'yı 3-0 yendikten sonra gazetelerde çıkan beyanatlar Türk futbol tarihinin en iddialı sözleriydi. Maçın yıldızı Sergen "Türkiye'de başarılı futbolcu önce özel yaşamı ile eleştiriliyor, futboluna bakılmıyor. 2000 yılında milli takımımız Avrupa Şampiyonası'nda final oynayacak. Ben de dünya futbolunda imparator olacağım. Ronaldo'yu reklam dünyası yüceltti. Reklam değil, futbolum ve gollerimle geliyorum" diyordu. Attığı iki muhteşem golle K.İrlanda'yı altüst eden Oktay ise "Ölürüm Türkiyem" adlı şarkıyı çok sevdiğini söylerken bugün kendi hatasından takımda adı bile geçmiyor. Oysaki eldeki istitastiklere göre K.İrlanda'nın tekniği yok. Son altı maçta ancak üç gol atmışlar. Ve hakemlerin artık kolay kart gösterdiği "kavgacı ruh hali" ile maç oynuyorlar. Hami'yi Denizli çağırmadıysa onun fizik mücadeleden kurtulamayan tutukluğunun etkisinde kaldı. Oktay, boy ortalaması 1.80 olan bu takımı çabukluğu ve hareketliliği ile ilk maçta çökertti. Niye bu milli maça hazırlanmak için Beşiktaş'ta kalıp fedakarlık yapmadı ki? Bak Ali Eren'e. Milli takımda görev alınca hemen Beşiktaş'tan özür diledi, affedildi, "para cezasına razıyım bile" dedi. Şimdi Oktay tutarsız kalmadı mı? Denizli'nin kaleci Rüştü'yü bile bir zamanlar nasıl kurtardığını bilmiyor muyuz?
       Ben Sergen acaba sözün neresindedir dürtüsüyle onun maçlarına gittim. Büyükşehir takımı ile oynadığı maçta iki şahane gol attı ve her zaman etkili paslar verdi. İlk İrlanda maçında da çalım özelliği ile yetersiz rakibe penaltıyı Sergen yaptırmıştı.
       İrlanda'nın avantajı maçın kendi sahasında olması. Son 11 maçta yendiği bütün takımları 1-0 ile çökertmiş. Hepsi de vasat takımlar. İspanya, Almanya ve Türkiye'den toplam 10 yiyip bir gol atmış. Ancak en son dünya şampiyonu Fransa karşısında 1-0 ile yenilmiş. Ama iyi direnmiş.