Türk futbolu uluslararası arenada hızla ivme yitirirken, bedelini, “kendim ettim, kendim buldum” demesi gereken kulüplerimiz ödüyor. Yıllardır “Edirne’den ötesi hikaye” söylemini dikkate almayanlar, süper Lig şampiyonunun neden play-off maçına çıkmak zorunda kaldığını sorgulayamıyor. Sorgulasalar, hesap veremeyecekler çünkü.
Örneğin; dün gece Trabzonspor’u baraj maçı oynarken görmemeli idik. Süper Lig’in Şampiyonu, on milyonlarca euroyu risk etmek zorunda kalmamalıydı. Ve sormak gerek tüm kulüplerimize; ne oldu çuvalla para harcayıp, taraftarın gözünü boyamak adına yapılan transferlerin getirisi?
***
Trabzonspor ligde ikide iki yapınca, dünyamız değişti. Kopenhag maçı farklı olacaktı. Rakip “çantada keklik” demek hata idi. Burası farklı, o kulvar çok değişik. Oyuna hakim olalım derken orta alanda kaptırdığımız topla golü erken yedik. Devler arenasında kapışmaya talipsen, geriye düşünce reaksiyon göstermen gerek. Biz ne yaptık? İlk yarıyı tek pozisyon bulamadan tamamladık. Kaleyi bulan tek şutumuz olmadığı gibi, hücum anlamında da sıfır çektik. Neden? Orta alanda organizasyon anlamında hiç yoktuk. Sağa pas, sola pas... Pasa puan vermiyorlar. Kanatlar çalışmadı. Larsen ve Eren orta alanı sayılı defa geçti. Önlerindeki Koussasi ve Trezeguet, bırakın adam eksiltip pozisyona girmeyi, ilaç için orta dahi yapamadılar. Ya Cornelius, top mu aldı ki yüzünü kaleye dönüp rakip kaleyi yoklasın. İlk bölümde sınıfta kaldık. Açıkçası tek gol yemek bile şanstı. Fazlası olabilirdi.
***
Hadi hücumu beceremiyorsun, savunmada niye yoksun? İkinci gol evlere şenlik. O duran top organizasyonunu hiç mi çalışmadınız, nasıl önlemi alınacağını bilmiyor musunuz? Arka direkte pusuya yatan Lerager affeder mi? Kim olsa pas geçmezdi.
Abdullah Avcı yaptığı oyuncu değişiklikleri ile bazen sonuç alan bir teknik direktör. Ama özel adamların devreye girmesi gerek. Bakasetas gibi. Uzun zamandır kapasitesinin altında kalan Yunan oyuncunun tur için umut veren golü olmasa, nasıl izah ederdik kötü futbolun neler kaybettirdiğini?
Dün gece için futbol adına olumlu şeyler söylemek mümkün değil. Skor kötü görünmese de, deplasmanda atılan gol, tur umudumuzu taze tuttu. Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmek sadece Trabzonspor değil, ülke prestiji ve puanı adına da önemli. Lakin şunu görmemiz gerek. Bu oyun anlayışı rövanş için yetmez. Yememiz gereken fırınlarca ekmek var. Haftaya turu geçecek bir sonuç almak gerekiyorsa, ofansif anlamda üretken olmalı... Trabzonspor kimliğini sahaya yansıtmak zorunda.
Bakın; başkan da, hoca da, oyuncu da kazanımlarını iyi anlamalı. Biz Şampiyonlar Ligi müziğini çok özledik. Kapıdan dönmemek için bu fırsat kaçmamalı.
