Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sevsinler böyle sistemi


Adını siz koyun... Kandırmaca, vurdumduymazlık ya da kimin gücü kime yeterse.
Öyle ya... Bu ülkede kurallar ve yasalar adamına göre uygulanıyor, doğuda farklı, batıda farklı yorumlanıyorsa adalet, eşitlik gibi kavramlar da anlamını yitiriyor demektir.
İşte bir kaç örnek;
Fenerbahçe Asbaşkanı Mahmut Uslu ile Galatasaray yöneticisi Haldun Üstünel derbi maçında birbirine giriyor, ağıza alınmayacak sözler sarf ediyor! Sonra ne oluyor?
Kocaman bir hiç.
Neden? Efendim olay, Futbol Federasyonu'nun yetki alanı dışındaymış. Evet, Futbol Federasyonu talimatlar gereği bu eyleme ceza veremiyor.
Peki, nerede Sporda Şiddeti Önleme Yasası’nın uygulayıcıları? İl Güvenlik Kurulu yetkilileri ... Mülki amir ya da yardımcıları... Hepsi de o tribünde.
Ancak icraat yok.
Diğer tarafta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek...
Gökçek önce federasyon başkanını arayıp, "Bu maça Fırat Aydunus veya Yunus Yıldırım gelmesin" talebinde bulunuyor.
Sonra bir televizyon programında insanları töhmet altında bırakacak açıklamalar yapıyor.
"Sevdiğimiz dostlarımızdan ihbar geldi. Yunus Yıldırım'ın bu maça atanacağını öğrendik" diyor... "Hakem bizi ince ince doğradı" diyor...
Diyor ama ona da herhangi bir yaptırım uygulanamıyor.
Çünkü Gökçek, kulübün resmi yöneticisi değil. Ne söylerse söylesin Onursal Başkan kisvesi altında kendini sıyıracağını iyi biliyor.
Transferi sen yapacak, teknik direktörü sen seçecek, soyunma odasına inip primi sen belirleyecek, 60-70 milyon dolarlık tesisleri sen inşaa edecek, kulüp adına ekrana çıkıp sen konuşacaksın... Ama sorumluluğun olmayacak.
Aklınızı sevsinler sizin!
Ve Cemal Aydın...
Ankaragücü başkanı yine o malum kaynaklara dayanarak, Fenerbahçe maçının hakemini öğreniyor. Sonra da hakemi arayıp nasihat ediyor. Aydın bilmiyor mu Halis Özkahya'nın bu konuşmayı üstlerine ileteceğini? Bal gibi biliyor.

Haberin Devamı

Herkesin işine gelir
Ama Aydın'ın amacı farklı. Ankaragücü sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hedefte kendisi var. Taraftarın tepkisini farklı bir yöne çekip soluklanmayı planlıyor. Plan tıkır tıkır işliyor. Gündem değişiyor.
Yüklen federasyona, vur MHK'na git disipline! Başkan bir ay ceza alsa ne olur, almasa ne olur?..
Şu üç olaydan çıkarmamız gereken dersler var;
Bir, güçlü bir camiayı temsil ediyorsan sana kimse ilişemez. Suç işlesen bile ceza veremez.
İki, bazı oluşumlarda, örneğin Futbol Federasyonu'nun yeni yönetim yapısının belirlenmesinde etkili oldu isen ve siyasi bir kimliğe sahipsen, dokunulmazlığın da vardır.
Üç, işler kötü gidiyorsa uygulanamayan talimatlar gün gelir kurtarıcın olur.
Ne güzel değil mi? Bu sistem herkesin işine geliyor.

MHK cesur davranamadı

Sevsinler böyle sistemi
Melih Gökçek'in, Fenerbahçe maçının hakemi Yunus Yıldırım ile ilgili açıklamalarının ardından ne demişti Merkez Hakem Kurulu Başkanı Oğuz Sarvan?
"O maçın hakemi 12 Kasım Çarşamba günü yapılan kurul toplantısında belirlendi ve aynı gün medyaya verildi. Bu nedenle hakemlerin önceden bilinmesi mümkün değil".
Oğuz hocayı severim, sayarım da.
Ancak söyledikleri gerçeği yansıtmıyor.
Ve keşke nedenini çıkıp kendisi açıklayabilseydi.
Öncelikle, MHK'nin hakem atamalarını haftalık değil, asgari bir aylık yaptığını artık sağır sultan bile biliyor.
Örneğin, ligin 15. haftasında oynanacak Fenerbahçe-Antalyaspor maçının hakemi bugünden belli.
Uygulama doğrudur, yanlıştır.
MHK kendine göre bir çalışma sistemi belirlemiş, hakemlerin performansına bakmadan uzun süreli etap yapmayı kararlaştırmıştır. Ama büyük risk almıştır.
Kaldı ki, sistem kendi kendini deşifre etmiştir.
Burada Sarvan'ı ya da başkanvekili Yüksel Okçuoğlu'nu suçlamıyorum.
Fakat o etapların sadece ikisinin bilgisi dahilinde kaldığına da inanmıyorum.
Anımsarsınız, Medyaspor bundan birkaç hafta önce ligde dört büyüklerin maçlarını yönetecek hakemlerin isimlerini 5 gün önceden yayınladı.
Rastlantı bu ya, hepsi de doğru çıktı. MHK istese bu hakemleri değiştiremez miydi?
Elbette değiştirirdi. O zaman da önündeki 4 haftalık etabı yeniden düzenlemesi gerekirdi ki, böyle bir çalışmayı göze alamadı Sarvan ve ekibi.
Yapılması gereken tek şey vardı. MHK hazırladığı etapları bir ay önceden açıklamalıydı. Cüneyt Çakır şu maçlarda, Fırat Aydınus bunlarda, Selçuk Dereli ötekilerde.
Buna da cesaret edemediler. Hem federasyonu hem de kendilerini zor durumda bıraktılar.

Haberin Devamı

Rastlantı mı?
Gelelim diğer konuya.
Gündeme damgasını vuran iki olayın Ankaralı iki kulüp tarafından gündeme getirilmesi gerçekten ilginç.
Melih Gökçek sevdiği bir dostundan ihbar alıyor.
Cemal Aydın'a bazı duyumlar geliyor.
Kim bu dostlar ve duyumları ileten hayırseverler?
Hakem camiasının içinden ya da camiayı çok iyi tanıyan insanlar olduğu kuşkusuz!
İsimlerini açıklamak Sayın Gökçek ile Sayın Aydın'ın inisiyatifinde. Açıklayamazlarsa pekçok kişiyi zan altında bırakmaya devam edecekler demektir.
Yeri gelmişken, yerin kulağı olduğuna dair bir örnek vereyim.
Ankara'nın Tandoğan semtinde dört yıldızlı bir otelde "hakem kurgulayan", buradan da İstanbul'daki sauna muhabbetlerine haber uçuranları tespit ederseniz, gerisi çorap söküğü gibi gelir!
Unutmayalım. Bu işten biraz anlayan birileri eline kağıt kalemi alırsa etap da yapar, manipülasyon da!

Bin yılın sözü
"Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır.
Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar."
Giordano Bruno
(İtalyan gök bilimci, 1548-1600)


‘Güzel’kardeşim
Bak "güzel" kardeşim;
Sen de iyi bilirsin ki, bizim öyle sağımız solumuz oynamaz. Oynayanları sevmeyiz.
Rüzgâra göre kıblemiz değişmez. Değişenin kıblesine inanmayız.
Makam sahibi ağabeylerimiz, kanatları altına gireceğimiz dostlarımız yoktur.
İnsanları şikayet etmeyiz, edeni de makbul saymayız.
Biat sözcüğü, uzak durur bize. Bugün ona biat edenin, yarın bir başkasının dümen suyunda olacağını düşünürüz..
Bir tek şey için mücadele ederiz, inandığımız doğrular için!
Tek gücümüz vardır, kalemimiz.
Onu da kimseye kırdırmayız... Gerekirse kendi işimizi kendimiz yaparız.
Bunu sakın aklından çıkarma, olur mu "güzel" kardeşim!