Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milli takım, Avrupa Şampiyonası grup maçlarında kötü sürprizlerin bedelinin ağır olacağı bir sürece girdi. Üç gün önce Andorra karşısında kabus görmekten son dakikalarda Ozan kurtarmıştı bizi.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Ay-yıldızlı ekibimizin Moldova’da yapması gereken, golü erken bulup rahatlamak ve kendi oyununu rakibine kabul ettirmek olmalıydı. Lakin kapanan ve sahasında millilerimizi bekleyen Moldova’nın kalabalık savunmasını aşmak zordu. İlk 20 dakika işler tam da rakibin istediği gibi gitti. Kaleyi bulan tek şutumuz yoktu. O dakikadan sonra peşi sıra tam üç pozisyon bulduk. Kanatları etkili kullandığımız bu bölümde iki kez Cenk ve İrfan Can yokladı kaleyi. Koşelev kritik müdahaleler yaptı. Ve döndük aynı sıkıcı taktiğe.
Premier ligde kulübede oturarak gerçek kimliğinden uzaklaşmaya başlayan ve bu performansı milli takıma da yansıyan Cenk Tosun’un geri dönüşü ise şık oldu. Bir taç atışında hızlı davrandık. Dorukhan, ilk kez önde yakaladığımız Moldova savunmanın arkasında topu Cenk ile buluşturdu. Golcümüz, eski günlerini anımsatan ve gözümüzün pasını silen iki mükemmel dokunuş sonrası ay-yıldızlı ekibe nefes aldırdı.
Bu tarz maçlarda tek farklı skorlar risktir. Topa daha çok sahip olmak veya pas üstünlüğünü elinde bulundurmak yetmez. Ve rakip en ufak hatayı affetmez. Dolayısıyla sıkıntı yaşamamak için ikinciyi bulmamız gerekiyordu. Gerekiyordu da, bunu normal yollardan yapmamız kolay görünmüyordu. O halde? Deniz Türüç gibi bir kahraman çıkmalıydı sahneye. Antrenmanlarda defalarca çalışıldığı belli bir serbest vuruş organizasyonunda hücumcular savunmayı ve kaleci Koşelev’i uyuturken, Deniz pek de uygun olmayan açıda 25 metreden jeneriklik bir vuruşla herkesi avladı. Maçın selameti ve önümüze umutla bakabilmemiz için gerçekten ihtiyacımız vardı bu gole.
Tabii ki gruptaki en önemli rakiplerimiz Fransa ve İzlanda’nın alacağı sonuçlar da önemliydi. Ama önce işimizi iyi yapmamız şarttı. Yani ne olursa olsun bu deplasmandan üç puanla dönmeliydik.
İkinci golden sonra daha rahat ve güvenli bir milli takım izledik. Kontrollü oynadık. Fırsat kolladık. Sabrettik ve bitirici darbe için uygun anı bekledik. Hakkını verelim, Zeki sağdan adrese teslim kesti topu, Hakan Çalhanoğlu nefis vurdu ama direği aşamadı, Cenk yine çok doğru yerde pusuya yatmıştı, bir kafa darbesi yetti. Skor tabelasını yazmak ise Yusuf Yazıcı’ya kaldı. Milli takımdaki ilk golü hem mükemmeldi, hem ona çok yakıştı.
Şenol Güneş’in tercihlerini eleştirenlerin aksine dün gece milli takımı her futbolcusu ile çok beğendim, keyif aldım. Helal olsun, görev alan kim varsa hakkını verdi. Dedik ya kulağımız rakiplerin alacağı sonuçlarda diye. O müjdeli haber Tiran’dan geldi. Arnavutluk’un İzlanda’yı yenmesi Moldova galibiyetimizi fazlasıyla değerli kıldı.