1992 yılında Turgay Demirel federasyon başkanı olduğunda ilk hedefini 2001 Avrupa Şampiyonası'nı ülkemize getirmek olarak belirlemişti. Efes Pilsen’le Avrupa’da ivme alan basketbolumuzu milli takımlar seviyesinde Dünya'ya duyurmak istiyordu. 2001'de muhteşem bir organizasyon sonucunda Avrupa 2.'si olduk ve Türkiye’de yer yerinden oynadı. Turgay Demirel bu başarının arkasından 2010 Dünya Şampiyonası'nı almak için harekete geçti. Başkan, 2010'da basketbolumuzun dünyanın zirvesine çıkabileceğini görüyordu ve 2010 Şampiyonası'nı Türkiye’ye getirmeyi başardı. Ona en büyük destek Başbakanımız Tayyip Erdoğan’dan gelmişti.
2010 alınmıştı ama Milli Takımımız'ın planlı bir şekilde bu şampiyonaya hazırlanmasının yanında madalya alabileceğimiz bir konuma getirilmesi gerekiyordu. 2003 Avrupa Şampiyonası sonrası takımın başına getirilen Tanjeviç 1995 Ümitler Şampiyonası'na seçilen oyuncuları 2010 aday kadrosuna potansiyel oyuncular olarak belirledi. Kafasında bu kadrodaki oyunculara 2010'a kadar tecrübe kazandırmak, ilerleme kaydedenlerle tecrübeli yıldızları birleştirerek Dünya Şampiyonası'nda en iyi dereceyi almak vardı.
2005 Avrupa Ümitler Avrupa Şampiyonası'nın ardından Ersan İlyasova, Cenk Akyol, Oğuz Savaş, Hakan Demirel ve Semih Erden 2006 Dünya Şampiyonası'na çağrılan isimler oldu. Oğuz Savaş sonradan kadrodan çıkarıldı. Hidayet ve Mehmet Okur’un yer almadığı kadro Dünya 6.'sı olurken, 2010 için olumlu sinyaller alınmıştı.
2007 Avrupa Şampiyonası Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur takviyesine karşın hiç de iyi geçmedi. 2010 yaklaşıyordu 2009 Avrupa Şampiyonası için Hido'nun liderliğinde bir takım kuruldu. Bu takım Polonya'da ayak oyunları olmasa madalya alacaktı. Bu şampiyona sonunda 2010 kadrosu da şekillenmiş oldu. 2010 kadrosuna baktığımızda Ömer Aşık, Semih, Ersan, Oğuz ve Cenk’in 2005'te bugün için planlanan oyuncular olduğunu görüyoruz.
Takımdaki tüm oyuncuların birbirine olan sevgi ve saygısı, maç içinde yardımlaşma-paylaşma arzusunun üst düzeyde olmasına kazanma hırsı da eklenince arka arkaya gelen galibiyetler bugünü hayal eden Turgay Demirel başta olmak üzere bu takıma inanan ve inanmayan herkesi bütünleştirdi; aynı 2001'deki gibi Türkiye’yi ayağa kaldırdı.
Bugün takımımız Sırbistan önüne 70 milyonu arkasına almış olarak çıkıyor. Hido ve arkadaşları, Sırbistan’ı da devirip finale adını yazdıracaktır, bundan hiç şüphem yok.