Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İki yıl önce biri çıkıp “bugün”ü tahmin etse, ya deli diye Bakırköy’e postalanırdı ya da “uğursuz” adam doğduğuna doğacağına pişman olurdu.
Belli olmaz. Belki de Siyasi Şube’de ağırlanırdı bir süre;
“Dış mihrakların adamı ve oyunu”!
Diyelim ki inandık, bizi ikna etti.
O zaman, ya Dünya Kupası elemelerinden çekilirdik ya da Futbol Milli Takımı’mızı lağvederdik. Çünkü göz göre göre bu felakete katlanamazdık.
Evet felaket...
Duruma bakın:
Dünya Kupası’na çoktan veda etmişiz. Hem de ezilerek, üzülerek.
Teknik direktörün bavulu elinde.
Futbolcular utanç içinde.
Mekanı bile hüzünlü olayın... Maç, 2,5 hafta önce Türkiye’yi allak bullak eden Bursa stadında. Bırakın “kan davalı” komşuyu, kendi insanını reddeden ve terörün ekmeğine yağ süren tribünlere karşı.
Rakip Ermenistan... Yıllarca neden düşman olduğunu bilmediğimiz ve şimdi niye barıştığımızı anlayamadığımız bir ülke.
Sıfır hedef, sıfır motivasyon, sıfır neşe.
Seyirciye gelince... Sivil polis ve askeri öğrenciler ile “kulağı bükülmüş” bir avuç Bursa taraftarı.
“Suç mu işliyoruz, maç mı oynuyoruz belli değil”.
Millet nerede?
Maçı “milli” yapacak tek unsur, stada asılacak iki ülkenin bayrakları ile kurşun geçirmez cam arkasındaki konukları.
Haa bir de “Azeriler” var. Onlar “kardeş” ülkelerinde yasaklı. Bayrakları “yabancı madde” futbol tabiriyle.
Maç bitene kadar tüm Azerileri göz altına alsak mı acaba?
Oynanacak tabi maç.
Oynanacak ve tepeden inme dostluk gösterisiyle bitecek.
Ama gittikçe soğuyan Milli Takım ile Millet’in arasına yeni bir hendek daha açacak.
Hani bazen soruyoruz ya; “Milli Takım’ın niye taraftarı yok, gelenler de kulüp kimlikli” diye... İşte aynı sorunun gelecekteki versiyonlarına kanıt olacak bir maç bu.
Bu ve benzeri her maç, Milli Takım’ın milletsizliğini bir kere daha katlayacak.
Zevksiz, tatsız, amaçsız her şeyden önce.
Adı milli, kendisi fuzuli.
Futbolun ikinci, üçüncü planda kaldığı bir futbol maçı.
Varolma sebebine aykırı.
Geçmişte biri çıkıp bu günü öngörse, doğduğuna doğacağına pişman olurdu ya...
Bugün biz aynı durumdayız.