Espri değil... Bir futbolsever olarak teşekkür ediyorum Galatasaray Başkanı sayın Polat’a.
Şaşırarak okuduğunuzun farkındayım. İzin verin açıklayayım.
Malum, Galatasaray futbol takımı yakın tarihinin en berbat durumunda. Artık “neşter değdirilmeyecek” hale gelmiş.
Yönetim, ha keza...
Şu stat ümidi de olmasa, kapıya kilidi vur git.
Diyeceksiniz ki, “Sorumlusu kim”?
Başta kim varsa o; sayın Adnan Polat tabi.
“O zaman dalga mı geçiyorsun kardeşim”?
Hayır, benim kendisine teşekkürüm daha “derin”!..
Bir futbolsever olarak, bir TC vatandaşı olarak, insanları seven biri olarak. Hatta gazetecilik çıkarlarımı bile unutarak.
Anlamak için tersinden gelelim:
Şu durumdaki bir “büyük” takımın yönetimi/başkanı ne yapar “geleneklerimize göre”?
Yıldızlarını sakatlayanlara göz yuman hakemlerden, azmettiricisi Federasyon’dan girer, durumdan yararlanan rakipleri Federasyon’un “işbirlikçisi” ilan eder, sağa sola laf sallar, ortalığı yangın yerine çevirip taraftarların kızgınlığını ve nefretini rakiplere çevirerek rahatlar. Zaman kazanır. Ortak düşmanlara karşı birlik ve beraberlik yaratır. Gündemi kaydırır.
Aslında bunu açık açık tavsiye edenler vardır Adnan Polat’a...
“Nedir bu Aziz Yıldırım dostluğu” diyen medyadaki akıl hocalarını geçin, istifa eden kendi yöneticisi bile “yanlış yapılan işler” arasında Adnan Polat’ın, Aziz Yıldırım ile “iyi ilişkiler içinde” olmasını koymuş, maalesef takdir ve iltifat almıştır.
Ama yakın tarihin en zor durumdaki Başkanı Adnan Polat, yılmadı ve basit yöntemin arkasına sığınmadı gördüğünüz gibi.
Takır takır veriyor hesabını. Acemhalısı gibi silkeleniyor.
Başarısız olmasına başarısız, fakat hakkını verin; cesur ve asil davrandı.
Sayın Adnan Polat’a gazetecilik kimliğimi de aşarak teşekkür etmem bu yüzdendir.
Çünkü gazeteci “olay” peşindedir. Sayın Polat’ın “yangın çıkmış” Galatasaray’dan komşu ağaçlara kozalak sıçratması, “olaysız” yaşayamayan spor medyası için reyting ve tirajdır.
Tabi, bindiği dalı ve altın yumurtlayan kazı kesmekte sakınca görmeyen “vurkaç” medya için.
Onlar kendi çıkarlarının bile farkında değildir.
Her gün verip veriştirdiğimiz kulüplerimiz ise “barışın nimetlerinin” farkına vardı galiba.
Adnan Polat’a teşekkür ederken, Fenerbahçe’nin duruşunu da unutmamak lazım. “Tek rakibimiz Fenerbahçe” diye pas alan Fenerbahçe yönetiminde, artık rakiple alay eden yönetici tipi bulunmamaktadır. Başkan Aziz Yıldırım, Kulüpler Birliği sorumluluğu ile davranmaktadır.
Diğer takımlar da öyle. Bir çatlak ses çıktı, o da Schuster’den. Ne Trabzonspor olay yarattı, ne de Beşiktaş Başkanı kendi hocasına arka çıktı.
Herkes kendi işiyle uğraşıyor arı gibi.
Bizler... Medya mensupları olarak kulüpleri, başkanları çok kolay ve çok sık eleştiriyoruz da bazen “Helal olsun” demek zor geliyor nedense.
Hiç yoktan iyidir. Benden bir tane.
Başta sayın Polat, futbol barışını koruyan tüm başkanlara teşekkürler.