Daha düne kadar birincil hedefi “hızlı koşup düzgün vurmak” olan Hakan Ünsal’ı yazı konusunda eleştirecek değilim.
Şu kadarını söyleyeyim; futbolu ne kadar iyi ise kompozisyonu o kadar kötü.
Bana yazdığı yanıtına “yalancının mumu” falan gibi ilkokul müsamere düzeyinde başlık koymasını da hoşgörüyle karşılarım. Yazı dünyasında “yalancı” gibi hükümlerin hakaret anlamına geldiğini bilmediğini umalım.
İçinde, hem “Rica etmedim” hem de “Ettiysem iyi etmişim” gibi ilginç tespitler barındıran bir yazıya yanıt vermek de istemezdim asılında...
Ama...
“Çekindi” derler sonra...
Hem; Ünsal’ın yazarlık gelişimine bir katkım olur belki diye yazacağım:
Birinci şart... Kimseyi aptal yerine koymayacaksın sevgili kardeşim!..
Nasıl mı?
Bakınız; Hakan Ünsal’ın Emre’nin düğününde Suat Kaya için Sayın Başbakan’a ricacı olduğu iddiası ve bunu teyit eden Rizespor yöneticisi Ulvi Suvarioğlu’nun açıklamasını 11 Şubat 2009 tarihli Ters Köşe’de yazmışım...
Hakan Ünsal’ın dehşetengiz yanıtı, 6 Mart’ta...
Ne olmuş, bu bir aya yakın süre zarfında?
Hakan Ünsal, Emre’nin düğününde Başbakan’a ricacı olduğunu reddetmemiş. Doğru olmasa bile susmuş. Hâlâ da kesin konuşamıyor ya... “Ettiysem kötü mü olmuş” gibilerinden cümleler kuruyor.
Oysa, durum önemli... Bir yanı Sayın Başbakan’ı bağlayan bir olay var ortada. Yanlışsa, hata varsa ertesi gün yazarsın “yok öyle bir şey” diye değil mi? Telefon açarsın “doğru değil” dersin, biz düzeltiriz.
Hayır... Hakan Ünsal üç hafta tadını çıkarmış bu tarihi hatanın. Ekranda oturuşu bile değişmiş. Kolay mı, başbakana rica edip işi bitiren bir yorumcu haline gelmiş.
Büyük bir ihtimalle “Enayi, beni eleştirirken değerimi yükseltti” demiştir benim için.
Sonra ortaya çıkıyor ki, Suat Kaya, Rize’ye tavsiye edilirken aynı kulüple Bülent Korkmaz anlaşmak üzereymiş.
Burası “Pis bir dedikodu” Hakan Ünsal’a göre... Benim kulağıma fıslanmış.
Yahu, ben ne örgütlerin adamıyım ne cemaatlerin. Benim fıslayanlarım yok. Ben sadece iyi dinlerim. Unutmam.
Birinci yazımın kaynağı Radyo, ikincisininki ise televizyon... Halka açık kanalda eski yönetici Abdurrahim Albayrak söyledi ve aynen şu cümleyle: “Bülen Korkmaz Rize ile anlaşmıştı, artık Emre’nin düğününde ne olduysa... Heh heh hee...”
Ben ne yapmışım?
İki durumu alt alta toplamış ve 3 Mart’taki Ters Köşe’de yazmışım:
Birine iş bulurken, başkasının işine mani oluyor değil mi Hakan?
Başbakan’dan talepte bulunduğu gibi koskoca bir yalana(!) çıt çıkarmayan Hakan Ünsal, “Suat’a iş bulurken Bülent Korkmaz’ı da işinden etmiş” mantık yürütmesine dayanamamış işte.
Neden, “ben sayın Başbakan’ın da günahını alırken” ses etmiyor da olayın doğuracağı sonuçlardan bir tanesi üzerinde fikir yürütünce patlıyor?
Çünkü Galatasaray’da hoca artık Bülent Korkmaz. Hakan Ünsal’ın ekmeği hâlâ orada.
Burada yine duralım... Hakan Ünsal bizim mesleğin yenisi. Şimdilik fazla sıkıştırmayalım. Ufak bir nasihatle geçiştirelim:
“Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür”!
Zaten başka soruları da var Hakan Ünsal’ın... “Biz kimiz” diyor mesela... “Gerçek niyetin nedir” diyor.
Çok yazdım ama o sırada futbol oynadığın için sen okumamışsın; zamanı gelince tekrar yazarız sevgili Hakan.
Yeter ki, saygılı olsun sorular.
Bir de “işi bırakmacasına” iddialaşıyor benimle... “Doğru söylemeyen bir daha yazmasın”
İşte buna yokum... Futbolcu olsam seni rakip takımda istemezdim ama yazar kimliğinle sen bana lazımsın.