Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe neden Aragones’i tercih etti?..  Avrupa Şampiyonu bir takımın hocası olduğu için değil tabi. El sıkıştıklarında Euro 2008 başlamamıştı belki.
Tecrübe... Geçin; o sporda “suç” sayılan yaşlılığın hafifletici nedenidir.
Karizma... Boşverin; “karşısındakinin davranışını şekillendirmek” olarak da tarif edilebilir ve her karizmanın etkin unsuru, o zatın kendisi değil çevresidir.
Bilgi, yetenek... Kimde daha fazla olduğu ancak yakın temasta anlaşılabilir.
Geriye kalıyor disiplin...
Evet... Disiplin istiyordu Fenerbahçe.
Zico kendini sevdirerek, futbolcunun insaf ve insaniyetine seslenerek performans almaya çalışan bir hocaydı ve elinde “canı isterse oynayan” bir takım kalmıştı.
“Vitrinli” maçsa coşan, canı çekince koşan, ufak tefek maçlarda aktif dinlenmeye geçen bir takım.
Avrupa’da tarihi başarının da Türkiye’de şampiyonluğu kaçırmasının da sebebi buydu.
Kişisel tercihler, “vezir” de ediyordu Fenerbahçe’yi “rezil” de...
Takımın yapacaklarını, fizik/ teknik/ taktik kapasitesinden çok, futbolcuların “niyet” ve “istek”leri belirliyordu.
Biz o zamanlar faturayı Zico’ya kesmeye bayılıyorduk.
“Yanlış adamı yanlış yerde oynatıyor”!
“Yanlış sistemle oynatıyor”!
Lakin Euro 2008 sadece Aragones’i şampiyon hoca yapmadı... Bize de bir şeyler öğretmiş olmalı. Fatih Terim ispat etti ki, şablonların önemi yok. Hatta yıldızların bile.
Maç kafada kazanılıyor... Futbol, oynamak isteyenlerin ayağında yükseliyor. Onda biri fiyat biçilen bir futbolcu on misli para eden rakibinden on kat iyi oynayabiliyor.
Dünyanın en iyi topçuları sahaya “angarya” diye çıkıyorsa, nafile.
Madem ki, hoş tutmakla, parayla olmuyor; biraz disiplin gerekiyordu Fenerbahçe’ye.
En azından Fenerbahçe’nin “patronu” Aziz Yıldırım böyle düşünüyordu.
Ve futbolun terazileri, metreleri, kronometreleri Yıldırım’ın haklı olduğunu gösteriyordu.
O zaman, disiplin lazımdı bu takıma.
Hoş geldin Aragones!
Lakin dünkü disiplinsizlerle bugün disipline girecekler aynı adamlar.
Hepsi Aragones’e göre “ev sahibi”. Hepsi bize Aragones’den daha aşina.
Aralarında dayanışma var, paylaşma var, bir geçmişleri var.
Aragones yabancı.
Bir - iki ay daha yabancı olarak kalacak.
“Bekleyelim seneye” falan laflarına, ne Aragones’in yaşı müsait ne de Fenerbahçe’nin sabrı. Hemen, şimdi, dizginleri ele alması ve Fenerbahçeli futbolcuları alıştıkları “el bebek gül bebek” durumdan “hazrol”a sokması lazım.
Kendisinden beklenen disiplini sağlamanın en kestirme yolu “Kadıköy’ün en hızlı silahşoruyla” düello gibi geliyor bana.
Raul’e 2008’i göstermeyen, Fabregas’ı kulübeye mahkum eden Aragones, antrenmanlı bu tip toslaşmalara.
Acaba Alex hazır mı? Veya başkaları?
Zor bir dönem bekliyor Fenerbahçe’yi.