Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yüzde yüz yerli imalat bir yıldızımız oldu, onu da yarı parasına sattık çok şükür!..
12 milyon euroya aldılar, üzerine 30 milyonluk etiket koydular İspanyollar.
Zaten paranın ne önemi var!..
Bakın, Arda’dan ele geçen eurolar iki tane “fos” transfere denk. Galatasaray bunlardan elli tane yapmıştır son on senede.
Muhasebeyi ve futbolu bir yana koyun; Fatih Terim’in kırılan onuru yeter Arda konusunda.
İki hafta önce “Arda gidecek mi ?” diyen basın mensuplarına hafif dalga geçerek “Mümkün değil” mesajı veren Hoca, belli ki mahcup durumda.
“Bir futbolcusuna lafını dinletemedi” teşhisi konmak üzeredir!
Bundan sonra Yönetim Kurulu’na ayar vermek eskisi kadar kolay değildir.
* * *
Yanlış anlaşılmasın; boşu boşuna da gitmedi Arda. Geride kıymetli ve anlamlı bir sürü tecrübe bıraktı.
Birincisi Medya’ya:
Bir futbolcunun özel hayatını didik didik edip “zorlama” skandallar aramak, aldığı sinema biletinin sayısına bile karışmak, gözlüğünden ayakkabısına eleştirmek, hiçbir aşırılığı olmayan sevgilisini dile dolamak, o futbolcuya doğruyu göstermek değil “bıktırmaktır”.
Okunur olmak, dinlenir olmak için adam harcamaktır.
Mutlaka bedeli vardır. Kendi memleketinde rahat yüzü göremeyen Arda’ya yılda 500 bin euroya patladı bu saçmalık. Bir milyar eksiğine gitti.
Acaba Arda’nın “magazini” bir milyarlık tiraj, reyting ve itibar getirdi mi yapanlara?
* * *
İkinci deneyim Galatasaray’a:
Seyircisinden yönetimine kadar Arda’ya güven vermekten çok uzaktı Galatasaray. Kulübün “üst düzey” kapışmalarında tüm futbolcular olduğu gibi Arda da arka sıralara düştü.
Futbolcu yüksek egolu olursa yıldızlaşır. Yıldız oldukça egosu yükselir. Bir an bile “olsa da olur, olmasa da” tutumuna dayanamaz.
Bırakın Arda’yı el üstünde tutmayı; medyanın aslanları onu köşeye sıkıştırdığında, Arda kameralara gözyaşı döktüğünde bile siper olamadı Galatasaray Yönetimleri.
Sadece Fatih Terim garantisi, kırık gönlüne “yuvada kal” emri vermesine yetişmedi Arda’nın.
Demek ki, yıldızlar yetiştirilebilir ama yönetmesi zordur. Hele elinde büyüyen yıldıza hala dünkü çocuk muamelesi yapıyorsan, kulübün büyük aurası da yetmez onu tutmaya.
* * *
Üçüncü mesaj Türk Futbolu’na:
Arda’nın kapağı İspanya’ya atmasının yüzde kaçı Türk Futbolu’nun savcı-nezaret-mahkeme üçgeninden kaynaklanmaktadır sizce?
Bana göre yarısı.
Yabancı futbolcular tası tarağı toplayıp kaçmaya çalışırken, en az onlar kadar değerli olan Arda, bu coğrafyada en az üç-beş yıl ekmek olmadığını bilmiyor mu?
Bir dedikodu ile “aile boyu” skandala bulaştırılacağını, bezdiren, üzdüren polemikler ortasında kalacağını, yok olacağını hesaplamıyor mu?
Demek ki, şike operasyonunun kütüphane hacminde iddianameler ve yıllar süren gözaltılarla vicdan yaralayan davalara dönmemesi lazım. Ne olacaksa olsun, bir an önce olsun.
* * *
Arda gitti, hem kendini hem bizi mi yaktı?
Hayır.
Belki çalımının, zekasının daha çok dikkat çekeceği bir lige gitseydi daha iyi olabilirdi ama Arda 2020 yılına kadar iftihar vesilemiz olacaktır.
İki tip futbolcu vardır gurbete giden. Biri “uyum sağlayamayacak” cinsten, diğeri “doğuştan şanslı”...
Arda ikinci guruptadır. Yeteneği bir yana, insani açıdan meziyetleri olan ve insanlarla iyi geçinebilen bir futbolcudur. Sevimlidir. Pozitiftir.
Biz Arda’yı yönetmekte başarılı olamadık ama Arda başarılı olacaktır.
Yolu açık olsun, yaşattığı deneyimler için teşekkürler.