Bazı suçlar vardır, işleyene / işletene / ihmali görülene en ağır cezaları verseniz bile toplumun ruhundaki sıkıntıyı, bireylerin kalbindeki korkuyu dindiremezsiniz. Gelecekte tekrarlanmayacağından emin olamazsınız.
Olay toplumsal sabıkanıza yazılmıştır. Çıta yükselmiştir. Yinelenebilir... Hatta aşılabilir.
Ya oturup daha beterini beklersiniz ya da radikal önlemlere girişirsiniz.
Arena’daki “şişe” öyle bir şey işte...
Yerini bulsa, Milli Takım kalecisi şu anda ya aile kabristanında ya da komadaydı. Libya’ya müdahaleden sonra Dünya’da ikinci haberdik.
Iskaladı, rahatladık!
Galatasaray’a bir maç ceza; haydi geçmiş olsun!..
Ne atanı bulduk, ne sahaya sokanı. “Oturup daha beterini bekleyenlerden” olduk her zamanki gibi.
Aynısı veya daha fenası gelir mi?
Neden gelmesin. Yeryüzünde bedeli olmayan terörle kendini tatmin etmek isteyen o kadar çok hasta var ki.
Onlara açık çek verildi. Olmazsa şaşarım.
Korkunun bile faydası vardır
Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, spor yazarı olsaydı aynı saflarda mücadele ediyor olacaktık yabancı teknik direktör ve futbolcu konusunda!..
Bize gelen “ufuksuzluk” eleştirilerinden o da nasiplenecekti.
Neyse ki, kendisi Başbakan...
Neyse ki, Başbakan’ın sözlerini değil eleştirmek aksini bile düşünmekten korkuyor pekçok insan!
Hani derler ya; “Her şey işe yarar bir gün” diye... İşte “korkunun futbola faydası” ihtimali gündemde.
Artık “Yabancı sayısı bu kadar yükselirse, yarın Milli Takım oluşturmakta bile sıkıntı içerisine girebiliriz” cümlesini uzun uzun düşünüp gereğini yaparlar belki.
“Zirvedeki takımlarımızın hocaları bizden” tespitinden vazife çıkarırlar bakarsınız.
Biz yazdık, düşman kazandık.
Başbakan söyleyince fırıldak gibi dönenleri sayacağız şimdi.
Marş marş, soyunma odasına
Bir derbide konuk takımın soyunma odasındaki hoparlörler bangır bangır ev sahibi takımın marşını çalar mı?
Konuk takımın yöneticileri bu tuhaf uygulamayı sonlandıracak bir yetkili arayıp bulamaz mı?
Ve hoparlörleri kırarak yayını durdurmak doğal mı?
Türkiye’deyse doğal!
Sıradan ve olağan hadiseler bunlar.
Hatta yaratıcı... Üstelik komik!
Arena’da Fenerbahçeliler’in soyunma odasına basıyorlar Galatasaray marşını... Fenerbahçeliler de kırıyorlar hoparlörleri.
Lorel/Hardy filmi gibi.
Krizden sonra helalleşme vakti:
Soyunma odasını marşla dolduranlar “teknik hata” olarak açıklıyor meseleyi.
“Kırılanların masrafı neyse ödemeye hazırız” diyorlar misafirler.
Sanki, kötü bir senaristin aptalca hikayesi.
Bu ülke futbolunun en modern stadında en popüler takımları arasında en önemli derbi oynanıyor; manzara bu.
Ne dersiniz; Dünya ve Avrupa üçüncülüğü ile UEFA kupası fazla değil mi bize?