Bir buçuk ay önce “UEFA Baş Dansözü Cornu” diye yazdığımda, Fenerbahçe/Galatasaray/Beşiktaş taraftarlığımdan ciddi şüphelere bir de Mehmet Ali Aydınlar yandaşlığım eklenmişti.
Belgesi:
“UEFA Baş Dansözü Cornu” başlığı!
Bu kadar.
Koskoca UEFA’nın koskoca müfettişi...
Yalan mı söyleyecekti?..
* * *
Çıldırtırlar insanı:
Yahu, adam “doğrucu” biri olsa, yandı gülüm keten helva...
Bilgiyi kimden aldığı önemli değil; başta Fenerbahçe, gitti Türk Futbolu!
Düşünen yok.
Fenerbahçe Yönetimi, TFF’ye mi sallıyor; takıl peşine.
“Cornu dürüst... Kahrolsun TFF”!..
* * *
O yazıda Fenerbahçe’yi eleştirdiğim tek nokta Arıboğan ve Helvacı’nın “Galatasaray kimliklerine” gönderme yapmasıydı.
İddiaya “sokak sosu” katmak için amiyane bir seçimdi doğrusu...
O kariyerdeki insanlar, ilkel rekabet duygularının esiri olup Fenerbahçe’yi zor duruma düşürmek maksadıyla kuyu kazarlar ve kendilerinin de bir parçası oldukları kurumun zorluklarına zorluk katarlar mıydı?
Hem de bir daha sokakta yürüyememek pahasına!..
Sorduğum buydu.
Cornu, malumdu. Bir buçuk ay önce yazmışım:
“...ilk haberlerden anlaşılan o ki, bu işte “sağı solu oynayan” bir kişi varsa o da UEFA Başmüfettişi Cornu.
Adam İstanbul’a gelip belgesiz ve bilgisiz dönünce, yanında götürdüğü gazeteleri tercüme ettirip rapor yazmış besbelli.
“Hani belgesi ?” diyene de “Arıboğan ile Helvacı” söyledi deyip sıyrılmaya çalışmış.
Biraz daha sıkıştırılınca, “UEFA avukatlar ısrar etti öyle söyledim” diyor.
Başmüfettişe bakın. Dansöz gibi”.
* * *
Bitmedi.
Bu sefer de “ifadesini geri çekti” Cornu.
Kendini de UEFA’yı da rezil etti.
Lakin daha önemlisi, bizi birbirimize düşürdü.
Az daha yetişmiş değerli spor adamlarımızı durduk yerde kurban ediyorduk onun yüzünden. Az daha Fenerbahçe-Galatasaray düşmanlığını hortlatıyorduk.
* * *
Nedir bunun altında yatan?
“Aşağılık kompleksi”!..
“Avrupalı yalan söylemez” meselesi...
Ya bizim insanımız?..
“Söz konusu rakip takımsa şak diye satar; kimseyi tanımaz”!
Buyurun bakalım; kim kimi satmış, kim yalancıymış.
* * *
Şimdi...
Fenerbahçe’nin bir özür borcu var Arıboğan’a, Helvacı’ya, TFF Başkanı Aydınlar’a...
Sonra...
Bırakmak lazım birbirimizle didişmeyi.
Kenetlenmek, hiçbir şeyin üstünü örtmek değildir. Futbolumuz kenetlenerek de doğru yoldan sapmışlar varsa cezasını verebilir.
Aksi halde hem cezamızı çekeceğiz hem de eloğlunun elinde oyuncak olacağız yine.