Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Grup birinciliğini cami avlusuna terk edilen bebek gibi Kuzey Avrupa’nın buzlu suni çimlerine bırakıp gruptan çıkmayı bile son maçla averaj hesaplarına teslim eden Fenerbahçe’nin derdi neydi?
Önce adını koyalım:
Fenerbahçe takımı bir aydır “eksik” değil; “yarım”…
Hem de kayıp yarım, üstten kaymaklı kısım!
Koştuğu her parkurda önde olacak on birini, ortopediste, yatağa veya tribün koltuğuna göndermiş bir takımda sportif geri kayma yaşanacak bazı şeyler kaybedilecekti tabi.
Lakin bu kadar farkın ve rezaletin sebebi, Fenerbahçe’nin eksiklerini bilip ona göre oynamak yerine “sahaya 11 kişi çıkıyoruz ya” demesi.
Birkaç tanesi kopya gibi gollerle 6-1 yenilen Fenerbahçe şimdilik sadece Avrupa’dan “malulen emekli”.
Sakatlar yetişmezse benzeri Süper Lig’de yaşanacaktır kimse şaşırmasın. Çünkü orta sahasız ve savunmasız takımda hoca da donup kalırsa bu kaçınılmazdır.
İstanbul’daki ilk maçı nasıl 3-1 kazanmıştı Fenerbahçe?.. Önde baskı yapan Nordsjaelland’ın planlarını önde baskıyla bozarak!
Dün gece ne bozabiliyordu ne de yapabiliyordu ne yazık ki.
Topa sahip olmak için başladı Fenerbahçe. Hatta o kadar sahip olmak istedi ki, ilk yarının üçte birini kendi sahasında top çevirerek geçirdi. Rakip çıkarken de yalancı bir baskı yaparak.
Ancak, Nordsjaelland genç, hızlı, şimşek kanatlara sahip bir takımdı. İsmail ile Yusuf gibi birbirlerini ancak apartman komşusu kadar tanıyan Fenerbahçe tandemi, 21. Dakikada rakibin kornerden gelen topunu altıpas içinde asist yaparak ağlara göndermesini önleyemeyince hemen refleks göstermek gibi bir hata yaptı. Rakip santrafor Rasmussen F.Bahçe savunmasını üstüne çekerken hızlı kanatlar ve ileri çıkan rakip bekler Nordsjaelland’ın ikinci golünü attı.
Usta ayaklar azalmış olsa da Tadic, Szymanski, Osayi hala sahadaydı ve Fenerbahçe paniğe kapılmadı. Lakin ne fizik vardı ne taktik.
Ferdi’siz Tadic bisiklete binmiş Formula 1 pilotu gibiydi. Orta sahanın sağına itilen Szymanski tahtını kaybetmiş krala benziyordu. En hızlı Fenerbahçeli Osayi ise takım hücum ederken hızlı rakip hücumlarını kesmek için iki kat çalışmak zorundaydı.
Yine de 44’de skoru 2-1 yapıp oyuna tutundu önde oynamaya çalışan Fenerbahçe. Hemen bir dakika sonra Fenerbahçe’nin VAR tarafından “elle oynama” gerekçesiyle iptal edilen golü geçerli olsaydı çok daha farklı yazılabilirdi maçın hikayesi.
İkinci yarıya yine önde oynayarak başladı Fenerbahçe ve arkada dramatik boşluklar verdi. 55’de üçüncü golü de, sonrakileri de bu yüzden yedi. Oyuna ikinci yarıda giren Nygren göbekten koşu gösterdi, topla buluştu, Fenerbahçe stoperleri yanında bile değildi.
Sonra yine aynı hikaye… Batshuayi’nin golü ve golden önceki pozisyonda ofsayt olduğu için VAR incelemesi ile iptal kararı. Bu hakemler ve VAR’lar Fenerbahçe’ye karşı quantum parçacıkları gibi mesafe tanımadan birbirleriyle ilişki kurmaktalar sanki!
İsmail Kartal’ın Cengiz ve Batshuayi yerine aldığı İrfan Can ile Dzeko daha topa dokunmadan skoru 4-1 yaptı Nordsjaelland. Nasıl? Yine boş saha, boş adam ve topla rakibin arkasından koşan Fenerbahçe savunması… Sonra 5-1. Yetmedi 6-1.
Livakoviç sinirlendi, Tadic bağırıp çağırdı. Ve bence İsmail Kartal gerçekten utandı.
Haklı… Utanılacak bir maçtı.