Arda genç bir adamdı. Sevimliydi. Başarılıydı. Zekiydi. İftihar ettiğimiz bir topçuydu, ama her söylediğine kafa sallayacağız anlamına gelmezdi bu. Kariyeri ve karakteri, sadece “mazur” görmemizi kolaylaştırabilirdi belki.
Çok öfkelenen oldu kendisine, ama ben empati yolunu seçtim.
Onun iletişim kanalları, otuz yıldır kanayan “şehitler yarasını” dile getirdiği gibi göstermiş olabilirdi kendisine.
Olsun. Hiç fikri olmamasından iyiydi.
Kimlerin aklına güvenir, kimleri okur, kimlerin etkisinde kalırsa kalsın, kafası çalışan bir insandı ve her vatandaş gibi her konuda bir fikri bulunmalıydı.
Fikir ve ifade özgürlüğü ise temel haktı.
Tıpkı eleştiri hakkı gibi!
Öyleyse... Eleştirenlere kızmayacaksın.
Arda bu aşamada “tüy dikti”.
* * *
Şayet kızıyorsan. “Ülkeye geldiğim zaman görürüz bakalım yüz yüze” şeklinde “düello” davetiyesi çıkarıyorsan, Arda değil Süpermen olsan yetişemezsin sevgili kardeşim.
Asker, memur, polis şehitlerinin sayısından haberin yok galiba senin.
Bırak senin gibi düşünmeyenleri, sadece şehitlerin aileleri Arena’ya sığmaz sevgili Arda.
* * *
İşte “püf” noktası burada.
Birincisi, popüler bir Türk vatandaşı olarak, toplumun büyük kesimini karşına alacak fikirlerini kendine saklayacaksın.
Zihin açmak gibi bir misyonun yok ki senin.
İkincisi... Söyledin; o zaman eleştiriye katlanacaksın.
Ve üçüncüsü, nice entelektüel adamların eveleyip geveleyip etrafında dolaşarak dile getirmekten ürktüğü lafı “bağlam ve konu dışı” olarak damdan düşer gibi söyledikten sonra “lümpenlerin savunma mekanizmasına” sığınıp eleştirenlere dayılanmayacaksın.
Yaparsan...
Tek harfine katılmadığım açıklamandan sonra tek harf yazmayan ben ve benim gibi insanların açık tepkisini alırsın.
Ayıp ettin Arda.
‘Platini’ çamura atsan!
Çuvaldızı Arda’ya saplarken iğneyi Platini’ye saklamak lazım.
Ne diyor Platini?..
“Şikeyi ben mi yaptım, bana kızıyorsunuz”.
Protokol ve itibar parantezinde cumhurbaşkanı düzeyinde bir adamın ifadesi midir bu Allah aşkına?
“Param yok” desen; “Beraber mi yedik” diyecekÖ
“Tren”!..
“Öpsün seni Zeki Müren”.
Deli mi ne?
* * *
Önce hukuku gagalıyor Mösyö.
“Şike yapılmış” ona göre. Söylenti, iddia falan değil; şike... Boşuna iddianame bekliyoruz, boşuna mahkeme tarihini iple çekiyoruz.
Sahi nereden biliyor?
Gönderdiği müfettiş ile “gizli” belgeleri mi paylaştı yoksa bizim savcı? İddianamenin müsveddesini mi gösterdi?
Tut ki öyle!
Savcılık iddiası ile karar verilseydi, mahkemeler niyeydi?
* * *
Platin çamura düşse de değerini yitirmez, ama Platini hukuksal ve mantıksal ofsayta düşerse tek kuruşluk kıymeti harbiyesi kalmaz Dünya gözünde.
Bitmedi.
Ne yazık ki, ilkokul düzeyinde hazırcevaplık Platini’ninki... Kendine bağlı bir federasyona bağlı bir kulübün yaşadıklarına “Bana ne, bana ne” şeklinde yaklaşır mı bir UEFA Başkanı?
Biz de kendisine “Vay be ne adam” derdik.
Bir iğne ile patlayan balonmuş meğer.