Erzurum’dan mektubumuz var: Yazanlar “Rugby’ci Dadaşlar”!..
Rugby ve Erzurum!
Mesleki “intihar girişimi”nde bulunmuyorum. Derdim, rugby de değil... Bir ülke gerçeğine dikkat çekmeye çalışıyorum.
Geçen sene, bu “meçhul” sporu tanıtmak, sevdirmek için kulüp kurdular Erzurumlular... Bugüne kadar basında bir kere haber oldular, o da “topları yok” başlığıyla.
2011 yılında üniversite düzeyinde “kış olimpiyatı” düzenleyecek Erzurum’un eli yüzü düzgün son spor röportajını da 18 ay önce ben yapmıştım galiba.
Şimdi yeni bir talepleri var.
“Bilinsin” istiyorlar sporu sevdikleri. Bilinsin Doğu’nun futbola mecbur olmadığı.
Hevesleri, özlemleri, ihtiyaçları bilinsin.
Onlar “bir paragrafa” razılar, ben mektubu konu yaptım köşeme.
* * *
“Merhabalar,
Ben Erzurum Rugby Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyelerinden Sinan Bayram.
Dünya genelinde oldukça yaygın ve sevilen bir spor dalı olan Rugby sporunun Türkiye’de de yaygınlaşması için kulüp olarak yoğun çalışmalar içerisindeyiz. Kulübümüzün kurulduğu 2007 yılının son aylarından beri yönetim kurulu olarak hiç bir kurumdan, hiçbir firmadan herhangi bir destek almadan kendi ayaklarımız üzerinde durmaya çalışıyoruz. İnanın biz bu işi seve seve yapıyoruz, siz değerli spor basını yazarlarından ise tek bir ricamız var. Bu spor dalının ülkemizde de tanınması, bilinmesi ve hak ettiği konuma gelmesi için yazılarınızda bir paragraflıkta olsa yer ayırmanız bizi ziyadesiyle memnun edecektir.
Saygılarımla.”
* * *
Saygı bizden şerefiyle spor yapmaya çalışan Erzurumlular’a.
Ve sevgi...
Hatta kıskanıyoruz belki.
Bir tarafta rezil komplolar, utanç kaynağı şaibeler, çalımlar, entrikalar, adam yemeler, avanta götürmeler...
Diğer tarafta yokluk/ yoksulluk içinde, çocuksu masumiyetin “agu”su kadar sevimli sportif refleksler.
* * *
Tuhaf bir coğrafya burası.
İnsanlar asla kendi gündemlerine ulaşamıyorlar. Kendi dertlerini duyamıyorlar. Taleplerini işitemiyorlar.
Her sabah aynasız tıraş olup, gün boyu başkalarının “tıraşlarını” dert edinmek nasıl bir duygu acaba?
Onlara emrediliyor:
“Fenerbahçe’yi izle, Zico’nun performansını düşün”!
“Galatasaray’ın hocasını merak etmektir senin işin”!
“Beşiktaş’ın borçlarıyla birlikte hatır hatır kaşın”
Resmen müstebit bir baskı unsuru haline geldi futbol... Müşteri açlığı dinmeyen küresel sermaye enstrümanı oldu.
“Her büyük takımımızda bir Ronaldinho bulunursa mı mutlu olabilir bir Erzurum’lu!..”
Fenerbahçe/ Galatasaray/ Beşiktaş formaları alarak mı yaşamın en büyük hazzını tadabilir?
Mesaj bu...
* * *
Ama Türk insanı da bu!
“Derin beyin yıkama operasyonu”na geleneksel sporları ciritle, güreşle, atletizmle, kayakla direndiği gibi sporun -bize göre- en “bopstil”lerinden en yabancılarından “rugby”yi, ta Erzurum’dan kafamıza fırlatıyor aklımızı başımıza getirmek için.
“Ben buradayım” diyor. “Varım”.
Rugby jargonuyla futbolun “end zone”una girip “touchdown” yapıyor:
“Futbolum kadar mı konuşmak zorundayım”?
Rugby’ci Dadaşlar’ın mektubu bana bir çığlık gibi geldi.
Size?