Ben telefon mesajı yazmayı pek beceremiyorum; Ankaragücü Başkanı Ahmet Gökçek’e “gizli ve ivedi” mesajımı bu köşeden yollayayım:
“Sevgili Başkan’ım, Aziz Yıldırım yanımda... Seneye bırakırsam, Ahmet Gökçek, Fenerbahçe’ye başkan olmak ister mi diye soruyor”!
Yemezler mi?
Peki menajer Ahmet Bulut’un ortağı Ekrem Okumuş’un kendi telefonundan Emre adına mesaj yollayıp, Ankaragücü futbolcusu Kağan Söylemezgil’i şikeye yönlendirdiğinden ve bu işin “Aziz Yıldırım’ın emriyle, Emre Belözoğlu eliyle” gerçekleştirildiğinden nasıl emin olabiliyor Ahmet Bey?
“Ortada hiçbir şey yok” diyen yok!
Mesaj ve o mesajı başkası adına çeken adam kapı gibi duruyor.
İstediği kadar “Şaka yaptım” desin, yakasına yapışacaksın.
Ama nereden başlayacaksın?
O adamdan. Ekrem Okumuş’tan.
Onu şikayet edeceksin. Sorgulanacak.
Emre yanındaysa, mesajı Emre yazdırdıysa ortaya çıkacak. O zaman Emre’yi alacaklar sorguya...
“Kanaat hasıl olursa” veya Emre itiraf ederse, Aziz Yıldırım’a kadar uzanacak iş. Hatta, Aziz Yıldırım’ın akıl hocası Obama’ysa; ona da gıyabında tutuklama...
Lakin şu anda, “Benim Sayın Gökçek’e gönderdiğim mesaj aşamasında”, üç hamle ileri gidip Süper Lig’in altını üstüne getirmeye çalışmak, ancak Gökçek’lerin “intikam” kitabında yazar ve “Yakarım, Roma’yı da yakarım” şarkısına üç basar.
Husumet ve didişkenlik inandırıcılığı azaltıyor açıkçası.
Hep yazıyorum; Gökçekler futbolu bilmiyorlar. Çıkıp mesajı açıklasalar ve orada bıraksalar, Emre ve Aziz Yıldırım kamuoyunun vicdanında on kat daha zor durumda kalırdı. Fenerbahçe eklemlerine kadar sarsılırdı. Ahmet Gökçek’in direktifinden daha hızlı yürünürdü hedefe.
Oysa, “Gökçek = siyaset”!
Siyaset = mesaj ve kaset!
Şimdi neredeyse “mağdur” durumda Emre, Yıldırım ve Fenerbahçe. En azından suç sabit olana kadar masum.
Üç tane ‘verimli’ yabancı sayamıyoruz
“Yahu bizim futbolcular ateş pahası”!..
Ne olacaktı?
Sebebi, sevgili kulüplerimizin “yabancı futbolcu politikası”! Artık “almak” kolay “oynatmak” zor yabancıları.
Dilerseniz somut bir olayla anlatalım:
Şampiyonluktan sonra Fenerbahçeli Gökhan Gönül ve Emre Belözoğlu’na soruyor Rıdvan Dilmen ile Güntekin Onay:
- Oynadığı takıma büyük katkı yapan üç yabancı futbolcuyu sayar mısınız!
Tabi hemen ekliyorlar:
-Fenerbahçe dışında...
Biliyorlar ki, Alex’i ilk sıraya koyacak ve nezaket icabı devamını takım arkadaşlarından getirecek Gökhan ile Emre.
İkisi de üst düzey futbolcu... Sahayı, rakibi, futbolcuyu çok iyi biliyorlar. Ve ikisi de birer futbolcu söyleyebiliyorlar.
Quaresma ile Colman yanılmıyorsam.
Zaten önemli olan “ikinci verimli yabancıyı” bulamamaları.
Üçüncü hayal.
İşte “esamesi okunmayan” tüm bu yabancılar, formasını giydikleri takımın kontenjanını şişirmiş, sessiz sedasız bekliyorlar şimdi. Kısmet çıksa gidecekler, ama bu performansla en iyisinin kalmak olduğunu bal gibi biliyorlar.
Vergisiz kazanç kutsal!..
Bizimkilere gelince, hallerinden memnun hepsi... Artık onlar kıymetli. Burada buldukları değerin dörtte birine yurtdışına gitmelerini kimse beklemesin.
Şu futbolcu işinde hep “ithalatçı” kalacağımız kesin.