Allah kimseyi Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak’ın durumuna düşürmesin!..
Yanlış anlaşılmasın, bu üslup benim değil; sayın Bülent Arınç’ın.
Benim demek istediğim; “Sayın Özak zor durumda”.
Neden?
Sayın Başbakan, Galatasaray Stadı’nın açılışına gitmiş, protesto ile karşılaşmış. Tepki göstermiş. Bazı bakanlar Galatasaraylılığından vazgeçmiş. Emniyet protestocuların peşine düşmüş.
Bitmemiş...
İnsanlar sokaklarda sürdürüyor protestoyu. Galatasaray kulübü “tersyüz” olmuş.
“Stat” mı açıldı “dava” mı belli değil.
Bugüne kadar “Spordan Sorumlu Devlet Bakanı sayın Özak” susmuş. Bugün konuşuyor.
Diyor ki,
“O protestolar Galatasaray Başkanı’na idi”.
İyi...
Neredeyse tüm Bakanlar Kurulu ve sayın Başbakan niye kızdı o zaman?
Ankara’yı bilmem. Buna bizim jargonda “tevil” denir. Veya “olmuşu olduğundan başka şekilde gösterme çabası”.
Bir bakanın bu çabada olması, tek kelime ile acıdır.
Bir adım sonrası:
“Sayın başbakan nihavent sever; ıslıklayanlara değil ıslıkların rast makamında çalınmasına üzüldü” desin bari!
Bunun da riski var. Yarın sayın Başbakan çıkar “Ben rast makamına bayılırım” diyebilir.
Kültür Bakanı’nın durumuna düşebilir sayın Özak.
Mecburen, ihtiyaçtan, belki de direktifle saçmalamak bu olsa gerek.
Artık Adnan Polat hedefte!..
“Polat bizi zor duruma düşürüyor” diyor sayın Bakan.
Neden?
Sayın Başbakan’a biat edip kendi taraftarına fırça atacağına “Beni siyaset ilgilendirmez, ben Galatasaray başkanıyım” dediği için.
“Bir bizden, bir onlardan” meselesi... TOKİ Başkanı’nın kariyeri bitti, sıra Galatasaray başkanında.
Sorarım o yüce makama:
Polat görevinin hakkını vermiş bir başkan sayın Bakan... Neden sizin hatanızın bedelini ödemek için aslanların önüne atıyorsunuz onu?
Muhteşem bir spor geçmişi, muhteşem bir kişiliği, nezaketi, insan sevgisi belli ve apaçık ortada olan bir bakan, abuk sabuk durumları düzeltmek için abuk sabuk laflar söylemek zorunda kalıyorsa... Açıkça yazayım; bunu “kendisi bile inanmadan” yapıyorsa... Yazıklar olsun spora, siyasete, stada, futbola.
Tarzan ne yapıyor bilinmez ama “Bakan zor durumda”!
Bakınız, bir “yanlış” kaç “doğruyu” götürüyor.
Trabzonspor nasıl şampiyon olamaz ?
Başlıktaki sorunun yanıtı:
“Böyle”!..
Aynen bugünkü gibi davranırsa, asla şampiyon olamaz Trabzospor!
Yaptığım müneccimlik veya provokasyon değil. Durum tespiti.
Taraftarı maça gitmeyip, penaltı polemiklerine dalmış ve kendisine yeni düşmanlar yaratmış bir Trabzonspor’un şampiyon olması mümkün mü, sorarım size?
Hırçın medyası İstanbul düşmanlığını hortlatmış ve peşine Trabzon futbolseverini takmış bir şehrin takımı, asla sahip olmadığı olanaklarla donanmış “düşmanlarını” nasıl yenecek söyler misiniz?
Uzakdoğu felsefesinden feyz aldığını sandığımız teknik direktörü, ilk tökezlemede en kışkırtıcı polemiklere dalan bir Trabzonspor, ikinci tökezlemede hangi kaoslara sürüklenebilir tahmin edilebilir mi?
Sevgili Trabzonsporlular, sevgili Şenol Güneş... Bırakın bu işleri, önü açık yolunuzda etrafınıza bakmadan yürüyün. Yürüyün ki, uzun meslek yaşamımda bir “Trabzonspor Şampiyonluğu” nostaljisi daha yaşayayım ve canı gönülden alkışlayayım.