Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’a malûm, mukadder ve kaçınılmaz zaferini kazandıran unsur, aklınıza gelen her şey olabilir... Sadece Fenerbahçe futbol takımı olamaz!
Düşünsenize, tarihin en büyük katılımlı ve futbola sırtını dönmüş bir Fenerbahçe genel kurulu manzarası!..
Sadece bu yönüyle bile futbol tarihimize geçen ve “çimende başarısız olan gider” önyargısını dımdızlak bırakan, ezber bozan bir Genel Kurul idrak ettik dün...
Artık Genel Kurul üyelerinden 5053’ü “dünyada mekan ahrette iman” içgüdüsünden mi yola çıkmıştır, şahlanan amatörlerin etkisinde mi kalmıştır, antik Roma’da icat edilen “beton”a son bir 21. yüzyıl selamı mı çakmıştır bilinmez.
Ama oy verilen mekanı bile “yeniden yaratan insanı” harcamak kolay değildir bu alemde.
Yoksa Şadan Kalkavan’ın Fenerbahçe’yi yönetme ehliyetinden kimsenin şüphesi olamaz. Hayli çekingen başladığı için potansiyel oylarına ulaşamasa bile Fenerbahçe’ye sadece “aday” olarak büyük yararlar sağlamıştır sayın Kalkavan.
En ağır ve sinsi dedikodular gün yüzünde tartışılmış, bir çeşit arınma yaşanmıştır bunca yıldan sonra.
Kalkavan’ın aldığı 1261 oya gelince...
Aziz Başkan’a “balans ayarı”dır bu oy oranı. Uyarıdır.
Açıkça yazalım “mealini” isterseniz:
Bundan sonra Dereağzı’na “Taç Mahal”in eşini kondursa fark etmez Başkan... Bolu Dağı’nı bayrak dikse kesmez. Ataşehir’in tümünü salon yapsa, üç sene sonra bir üç sene daha alamaz.
Şampiyonluk varsa, Avrupa komşu kapısıysa başka...
O zaman ömür boyu başkan kalır.
Bıraksa, kolundan çekip getirir onu Genel Kurul.
Biz biliyoruz, Aziz Yıldırım bilmiyor mu durumu?
Muhteşem Genel Kurul iyi/hoş da... Futbolun kucağına bıraktığı bomba budur!..
Sayın Yıldırım sözünü verdiği “üç yıl üst üste şampiyonluk” için kesenin ağzını ne kadar açacaktır, nerelerden kısacaktır?..
Ve en önemlisi bu kadar zorlu bir sözü tutabilmek için çalışıp çırpınırken Genel Kurul’daki güler yüzünü ne kadar koruyacaktır?
Herkesin bildiği gibi futbolumuz ile Aziz Bey’in tansiyonu paraleldir.
“Balayı” bitsin ortaya çıkar.