Yabancı futbolcu kısıtlamasına isyan edenler, “bana ne milli takımdan, bana ne bizim gençlerimizden” mi demek istiyorlar yoksa?
“Ben kestirmeden Avrupalı olup cukkayı doldurayım, gerisi Allah kerim”!
Ya da...
“Milli Takım’a ilgi ne kadar azalırsa, ben o kadar prim yaparım”!..
***
Öyle ya...
Federasyon seçimlerinde “büyük” kulüp oylarının belirleyici olduğunu sokaktaki çocuk bile çok iyi biliyorsa ve TFF “büyük kulüplere rağmen” yabancı sayısını kısıtlama yoluna gidiyorsa, federasyon yöneticilerinin futbolcu adayı akrabaları falan olduğu için değil her halde.
Maddi manevi kişisel/kurumsal çıkar da söz konusu değil.
“Para onların, tercih onların” diye neden “bırakınız yapsınlar” yerine bu tip “mevki/makam düşmanı” projelere girişiyorlar?
Baksanıza, “değiştirmeyen değişir” tehditleri alıyorlar.
Taraftarın önüne atılıyorlar.
***
Çünkü, Türk Futbolu ve Milli Takım’ın ancak bu yolla yükseleceğine inanıyorlar.
Doğrudur/yanlıştır... Ki, bence çok haklılar.
Uzun yıllardır “hazırlop”dan başka hiçbir sistemli yola para ve emek harcamayan “büyük büyük” kulüplerimizin ancak “yumurta kapıya dayandıktan sonra” harekete geçebileceğini, ülke gençlerine mesai ve fırsat vereceğini çok iyi biliyorlar.
Zorlamak istiyorlar ki, futbol kazansın. Zoru gören hazırlopçuların bağırışı bu yüzden.
***
Kimse futbolu Brezilya’dan çok sevdiğimizi iddia etmesin bizim!..
Bakınız Brezilya sokaklarına:
“FIFA standartlarında hastane ve okul istiyorum” pankartı açmış halk, hükümeti titretiyor.
Futbol iyi hoş da... Ülke imkanlarının çok üzerinde fedakârlıkların hakkını “ülkeyi düşünerek” ödemeyip “şımarık çocuk” olduğunda, gına geliyor halka.
***
Şike onda...
Kavga onda...
Vergisiz yaşamak, avanta peşinde koşmak onda.
Keçi boynuzu gibi bir gram bal için bir çeki odun çiğnetiyorlar vatandaşa.
Futbolu ve renk renk formaları seviyoruz ama onlar da “kırmızı-beyazı” düşünsünler biraz değil mi?
***
Bakınız, Türkiye son bir aydır farklı bir ülke olmak yolunda. Kimsenin “şımarık çocuklara” tahammülü kalmamış.
Hesap soruyorlar artık.
Bu durumu iyi okumayıp, eski alışkanlıklarla kitleleri arkasına alarak istediğini yaptırmaya çalışan sevgili kulüplerimiz, şayet o istedikleri sadece kendi menfaatlerineyse arkalarında kimseyi bulamama gibi bir riske gidiyorlar. Sorun bakalım; futbolcu kısıtlamasının geleceği belli olduğundan beri iki yıldır ne yaptılar?
Avrupa güzel...
Avrupa’da olmak çok güzel.
Lakin “Avrupa’da olmak için para verin Barcelona takımını toptan alayım” de de al cevabını mesela.
Avrupa’da ol, fakat kestirmeden ve sadece bizim imkanlarımızı zorlayarak değil. Biraz da kendin emek harca.
Bul, yetiştir, yarat.
Sakın başka ülkeleri örnek verme...
Onlar takımın tamamını yabancıdan kuruyorlar ama yabancı ülkelerde 50 takım kuracak gençleri oynuyor.
***
Galiba eski alışkanlıklarla şanslarını deniyorlar!
Milli takımı ve gençlerimizi düşünmediklerine inanmak istemiyorum ben.
Fakat ne yazık ki, vatandaşı geriyorlar. Daha doğrusu gerilim yaratmaya çalışıyorlar.
Şunu da söyleyeyim; kimse eskisi kadar tınmıyor.
Gençlik uyandı.