Yıldırım Demirören’i Kulüpler Birliği Başkanı kimliği ile “Gerekirse birkaç sene Avrupa’ya gitmeyiz” dediğine pişman edenler, aynı cümle Başbakan’ın ağzından çıkınca dillerini yediler!..
Bakın, açıkça yazayım:
Gerek Sayın Demirören’in, gerekse Sayın Başbakan’ın mesajları tamamen doğrudur.
Evet doğru...
Bilgisizlik, duyarsızlık veya gafletle suçlanmaları ise verilen “mücadelede” karşı tarafa yardım etmek anlamındadır.
Çünkü, adı üstünde; bu bir mücadele...
Türk Futbolu’nda ne olmuşsa olmuş; şimdi “en az zararla kurtulma” savaşı verilmektedir.
Satranç gibi... Hamle hamle...
Kazanmak için gerekirse “blöf” de vardır, “neler yapabileceğini ima ederek” göz korkutma da “baskı” da “tehdit” de.
Üç-Beş sene Avrupa’ya kapıları kapatmak gibi bir çılgınlığa Recep Tayyip Erdoğan’ın bile cesaret edemeyeceği, ederse, Türk Futbolu’nu bitireceği apaçık ortada.
Başbakan bilmiyor mu buranın İngiltere olmadığını, Edirne’den çıkamayan futbolumuzun 7-8 takım düşmesinden daha hızlı batacağını?
Belli ki yeni bir hamle...
Mücadele sırasında her hamleyi “mutlaka olacak”tan çok “bu hamle ne yarar sağlayacak” diye değerlendirmek lazımdır.
“Blöf”se doğru.
“Ciddi” ise yandık!
İnönü Stadı
Yine bir siyasetçi... Yine futbola temas... Yine yanacak eli!
Siyasetçimiz, Kültür Bakanı sayın Ertuğrul Günay.
Futbolla temas noktası, İnönü Stadı.
Cayır cayır yakacak elini ki, Beşiktaşlılar şimdiden meşaleyi hazırladı.
“Stat başka yere taşınsın” dedi sayın Bakan.
İstanbul’un çok güzel seyir mekanlarından birisi olan bu yeri, stadı kaldırıp İstanbul’a bahşetmek Beşiktaş’ın şanına yakışacakmış!
Yakışırdı tabi.
Stadın yerine boğaza nazır rezidans veya alışveriş merkezinin İstanbul’a yakışacağından da çok !.. Yemezler!
Hâlâ mı Culio ?
Culio meselesi kadar enerji, zaman ve mürekkep ziyanlığı yaratan bir hadise görülmemiştir şimdiye kadar.
Bir kere baştan itibaren yalan dolan!
Adam “Galatasaray maçında oynamak istemem” demiyor ki... “İstemezdim” diyor ve devamını getiriyor:
“Ancak Orduspor camiasına karşı sorumluluklarım var ve oynayacağım”.
En sevdiğimiz “önü/sonu olmayan cümle” olayı.
Papa’ya bile rivayet ederler benzer bir vakayı:
-Sayın Papa şehrimizin genelevleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Bu şehirde genelev var mı?
Manşet: “Papa şehrimize gelir gelmez genelev sordu”!
O hesap... Herkes Culio’nun tercüme edilen cümlesinin yarısını kendine yontuyor.
Orduspor “Ha biz seni hiç istemeyruz” diyor iki aylık maaştan kurtuluyor.
Medya balıklama... “Terim ayarttı” imaları gırla.
Terim hiddetleniyor. “Kahraman” yorumcular Terim’e kafa tutuyor. Galatasaray açıklıyor. Federasyon olaya itiliyor. Canlı bağlantılar, manşetler, yorumlar.
Yarım bardak suda fırtına derler ya... Yarım cümleden kasırga yaratıyor arkadaşlar.
“Her malın bir alıcısı var” derler; inanmazdım.
Dinleyen, okuyan ve heyecanlanana mübarek olsun.