“Flaş... Flaş... Flaş...
Süper Lig ilk haftasında bir kişi öldü, 85 yaralı var. Taraftarlar polisle çatıştı, biber gazından etkilenen 10 kişi hastanelerde tedavi altına alındı. Bağdat Caddesi’nde hasar büyük. Yurt çapında gösteriler ikinci güne sarktı”!..
Maalesef olası.
İster “öngörü” deyin, ister “spekülasyon“... Asıl “olma” ihtimali, “olmama” ihtimalinin kaç katı onu söyleyin siz.
CEZA YETMİYOR İŞTE!
Evet... Ağzımızdan yel alsın!
Lakin işi “yel”e bırakmayın.
Doğu Amerika’yı ters yüz eden İrene kasırgası gibi göz göre göre geliyor işte... Ne yapacağız yumurta kapıya dayandığında; statların kapısını kilitleyip sokağa çıkma yasağı mı ilan edeceğiz?
Ceza... Ceza... Ceza...
Neşter falan tamam da... Önleyici hekimliğe ne oldu?
Yok mudur tansiyon düşürecek, adalet duygusu verecek ve ceza gerektiren davranışları önleyecek bir “fikir”, bir “jest” sizde?
“BİZ ŞİKE YAPMADIK”
Şu anda en dipteyiz diyoruz ama on gün sonra bugünleri arayabiliriz.
Çünkü fena halde rencide edilmiş, hedef gösterilmiş üzgün/kızgın kitleler söz konusu.
Futbolun “en büyük nüfusu” herkese karşı!
Bakın, sıradan bir Fenerbahçeli’ye verilen mesaj şu:
a)Biz şike yapmadık, teşvik vermedik.
b) Operasyon Fenerbahçe’yi bitirme planıdır ve arkasında başka güçler vardır.
c) Galatasaray jurnalci, Trabzonspor ıskatçıdır.
d) Beşiktaş “cici çocuk”u oynayarak Fenerbahçe’nin durumunu zorlaştırmıştır.
f) Federasyon Fenerbahçe’yi bitirme planında maşadır.
g) UEFA’nın yaptığı çifte standart ve Allahsızlıktır.
Bunlara hangi sağduyu dayanır?
“STAT
KAPLANI” DİŞ GICIRDATIYOR
Belki hepsi, belki bazıları doğru...
Diyelim ki, hepsi yanlış!
Ama mesaj bu.
Neye karşılık?
Başkanı, yöneticisi dahil altı ismi meçhul bir milatla Metris’te yatan Fenerbahçe...
Avrupa hakkı ve okkalı miktarda parası elinden alınmış bir Fenerbahçe...
“Bank Asya’ya düşürün” diyen, bu da kabul edilmeyip “süründürülen” bir Fenerbahçe...
Çile lafı az bile.
Ortada sadece futbol rekabeti varken belediye otobüslerinden stad tuvaletlerine kadar her yeri kırıp döken bir “stat kaplanı” bu maddelerden bir tanesine inansa, neler yapabileceğini düşünebiliyor musunuz?
Veya birine/hiçbirine inanmayan rakip “stat kaplanı”...
Dişleri gıcırdıyor.
HALKIN GÜNDEMİ TBMM’DE OLMALI
Ufakta alıştırmalar başladı bile... Kafeler falan basılıyor, antrenman mahiyetinde küçük çaplı gösteriler yapılıyor.
Neden yapılmasın?
“Otorite” türünden ne varsa yerle bir... Varsa da güvenilmiyor!..
Milli Takım eski teknik direktörü ve Trabzonspor’un teknik sorumlusu Şenol Güneş de dahil herkes “şüphe” içinde.
O zaman, Federasyonu falan aşmış olay.
Milletin sorunu olmuş. Türkiye’nin onda dokuzu her gün bu meselelerle yatıp her sabah bununla uyanıyor.
Milletin vekilleri nerede?
Niye TBMM gündemine gelmiyor?
Hükümet neden ilgilenmiyor, muhalefet neden sorgulamıyor?
“Bir ölü, 85 yaralı” haberleri mi bekleniyor?
Merak etmesinler, çok beklemezler... Bayram’dan sonra tufan!