Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Biz “yöneticileri” allame-i cihan sanıyoruz!.. (Ahmet Çakar’ın önderlik ettiği bazı pratik vatandaşlarımız “alem-i cihan” demekte ısrar ediyor, ama o lafın anlamı henüz çözülemedi).
Bize göre, her şeyi bilir yönetici Her soruya yanıtı vardır. Her zorluğu çözer, hepimizden farklıdır!
İşin kötüsü nedir biliyor musunuz?..Bir süre sonra yöneticinin kendisi de öyle sanır!
* * *
Oysa, hepsi farklı branşlarda kafa patlatan iş adamlarıdır yöneticiler. (Nedense çoğunluk müteahhit. Türkiye’de zengin bir fizik profesörü, obua virtiözü olamayacağına göre...Normal)
Yöneticilerin, yönetici olana kadar sahip oldukları arkadaşlar, danışmanlar, referanslar hep meslekleriyle alakalıdır. Öyle olmalı ki, mesleklerinde çok başarılıdırlar.
Futbol hobileridir. Fikir paslaşmaları, yine futbol hobisine sahip dostlarla yapılır.
Sonra bir gün... Bir de bakar mazbata elinde. Dev gibi bir camianın dümeninde, yeni ufuklar yaratmaktan sorumlu...
Dikkat ederseniz, her yönetici kendi meşrebinden yürür önce... Doktor, sağlık konularına önem verir. Müteahhit yeni tesislere. Gençliğinde çimene çıkmış olanlar hoca ve transfer işlerine el atar.
Tabu, ilk korku atlatılıp, “Her işten ben anlarım” aşamasına varana kadar.
* * *

Koskoca bir camia... Yetmiş iki milletten futbolcular... Milyonlarca Euro’luk hoca, alt yapı, üst yapı, medya, taraftar... Strateji, siyaset, otorite, halkla ilişkiler, hitabet, bilim, sanat, komple işin içinde...
Her mesleğin uzmanı yönetici ile bir kurul oluşturulamayacağına göre; bazı uzmanlıklar boşta kalır:
Mesela psikoloji... Mesela sosyoloji... Kriminoloji!..
En göz önünde ve en somut olanından başlayalım; bazen resmi ürün pazarlaması bile.
* * *

Bir kulübün bilgi bankası, yönetimi ile sınırlıdır.
Fenerbahçe antipatisinin önüne geçilememesi de bu yüzdendir, Galatasaray’ın potansiyelini kullanamaması da, Beşiktaş’ın Q7 formalarında yaşadığı hayal kırıklığı da...
Uzman yok. Yöneticiler ise her şeyi bildiğine inanıyor.
Fenerbahçe şakır şakır forma ve ürün satıyor da; Beşiktaş rekor kırmasını beklediği Q7 formalarında neden hayal kırıklığına uğruyor mesela?
Çünkü Fenerbahçe yönetiminde Abdullah Kiğılı var, Beşiktaş yönetiminde onun işini bir mühendis/bir doktor/bir iktisatçı yapıyor olabilir.
Olmadı. Başkan bilir!
* * *

Q7 formalarındaki “hayal kırıklığı” ortaya çıkmadan beş gün önce Kiğılı ile Başkan Yıldırım arasında benim de şahit olduğum şöyle bir konuşma geçti:
-Başkanım, Beşiktaş Quaresma formalarına 1 milyon hedef koymuş. Bu bir hayal. Türkiye’de en çok onda biri satar.
-Öyle deme Kiğılı, hedef koymak iyidir.
-Ama hayal kırıklığına uğrayacaklar.
Şimdi bu durumdan “Fenerbahçe çok daha iyi yönetiliyor” sonucu çıkaracak falan değilim. Fenerbahçe’nin forma satışında şansı var; çünkü o işin profesörü olmuş bir yöneticisi mevcut. Lakin başka bir sorunda apışıp kalabilir.
* * *
Hep öyle olmuyor mu? Bütün kulüplerde deneme/yanılma yoluyla öğrenilmiyor mu en hayati işler?
Çözüm, yine yönetimdedir. Ama rakip yönetimlerde!
Hadi, futbolla ilgili olanlar “rekabet” kapsamında... Bari şu ürün satışlarında, sokağın psikolojisini anlamada, futbolun marka değerini arttırmada birbirlerinin tecrübesinden ve uzmanlığından yararlansalar.
Kulüpler Birliği’ni sadece “naklen yayın parasını artırmak için” kullanmasalar.
Aynı mağazalarda üç büyüklerin ürünlerinin satılması iyi bir adım olabilir. Somut faydalar görüldüğünde , “yardımlaşma” genişleyebilir ve rekabetin düşmanlık olmadığı en kestirmeden, böyle anlatılabilir sokağa. Sokağa atılmayan paralar da cabası.