Beşiktaş’ın akordu o kadar bozuk ki, sıra Beşiktaş haberine gelince kocaman kocaman gazeteler boş kristal kadeh gibi çatlayıp kırılıyorlar.
İşte size aynı gün farklı gazetelerde çıkan iki haber:
Birincisi Hürriyet’ten.
Siyah-beyazlı camianın önde gelen isimlerinden Cemil Kazancı, Mustafa Erdoğan, Mehmet Kazancı, Tuncay Özilhan, Serdar Eren ve Bahattin Demir bir araya gelerek “Şimdi kenetlenme zamanı” demiş ve başkan Yıldırım Demirören’e destek kararı vermiş.
Diğeri Sabah’ta manşet:
Beşiktaş camiası sportif başarısızlığa ve ekonomik krize çare bulmak için Demirören’e karşı bayrak açmış, Cemil Kazancı “Beşiktaş sahipsiz kalmaz, yönetime talibiz” demiş. Tuncay Özilhan ise 4,5 yıllık başarısız yönetim yüzünden başkan adayıymış!.. Ve diğer adaylar sıralanmış; Murat Aksu, Yalçın Sabancı, Hüsnü Güreli, Sinan Vardar.
* * *
Biri “Beşiktaş dayanışıyor”...
Diğeri “Beşiktaş ayrışıyor”...
Normal koşullarda, medya adına skandal!
Lakin haberlerin kaynağı Beşiktaş olunca, iki zıt haberin ikisi de “doğru”dan nasiplenmiş olabilir!
Beşiktaşlı dediğiniz insan o kadar şaşkın durumda... Hangi eyleminin doğru olacağına karar veremiyor. Muhalefetle dayanışmayı aynı anda düşünüyor, ikisini de yapamıyor. Beşiktaş’tan haber çıkarmaya çalışan meslektaşlar da bu fırtınada savruluyor.
* * *
Bunun adı “Batan gemi sendromu”.
Hiçbir şey yerli yerinde değil ki...
Peki geminin dümeni çıkarılırken, motoru bozulurken, radarı uçarken, filikaları satılırken neredeydi Beşiktaşlılar?
Taraftarlar dahil.
“İstila etme, istifa et” isimli hip-hop güfteye gelinceye kadar şöyle nihavent bir uyarı yapamazlar mıydı?
Açık söyleyeyim; bugün sayın Demirören’in istifasını istemek hiç adaletli olmadı! Yakışık değil.
Ayıp belki!
Çünkü bugün gerekçe; “şampiyonluk şansını yitirmek”...
* * *
Etik midir “Takım şampiyon olamadı” diye başkanın istifasını istemek?
Ama dün, Rıza olayında, Del Bosque vakasında, Paf takımıyla çıkma blöfünde, Fulya gelirinin ipoteklenmesinde, Galatasaray’ın internet kuyruğu olmada, 4 hoca 60 futbolcuya ulaşmadan -sözgelimi 3. hoca 52. futbolcuda- kim çıktı da “istifa et” dedi en azından uyarmak adına?
Bekleyeceksin... Şampiyonluk şansı varsa, tüm etik/ekonomik/sportif hataları görmezden geleceksin... Kupa ümidi kalmayınca; “istifa”.
“Ne yaparsan yap bizi şampiyon yap” demenin jest ve mimiklerle ifadesidir bu.
“Ne yaparsa yapıp şampiyon yapacak” yönetici tipine yol vermek veya iyi niyetli yöneticiyi buna mahkum etmektir. Futbolun boynuna ilmek geçirip sandalyeye tekme atmakla eş değerdedir.
* * *
Aynı gün iki ayrı gazetede manşet olan “Dayanışma” ve “Ayrışma” haberlerinden hangisi “daha” doğru, sordum öğrendim ama gönülden inanmak istediğim doğruya uzak olan:
“Dayanışma”.
Keşke olsa...
Aksi halde Beşiktaş yeni/gıcır gıcır bir yönetime kavuşabilir ama o yönetim, eski yönetimi gönderirken çizilmiş “şampiyonluk için her şey mubah” rotasında yürümek mecburiyetini damarlarında hissedecektir. Mevcudiyetinin sebebi olacaktır bu...
Açık söyleyeyim; iç tüzüğü orman kanunundan alıntılarla yazılacak ve dengeleri ekonomik yeterlilikle belirlenecek futbolda, Beşiktaş’ın var olma şansı daha da azalacaktır.
‘Güvenlik’siz tur!
Uluslararası 44’üncü Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun Kuşadası-Bodrum etabında istenmeyen olaylar yaşandı. Söke girişindeki hemzemin geçitte iki bisikletçi tren raylarına takılıp düştü, ödül töreni öncesinde de güvenlik görevlileri basın mensuplarına saldırdı.
166 kilometrelik Kuşadası-Bodrum etabı İtalyan Lampre takımından Mirco Lorenzetto’nun zaferiyle sona ererken, finiş hattına yakın bir noktada iki trafik aracının bisikletçilerin yolunu keserek sporcuları engellemesi şaşkınlık yarattı. Usta manevralarla üzücü bir kazaya yol açmadan otomobillerden kurtulmayı başaran bisikletçiler, yarış sonrası olaya tepki gösterdiler.
Söke’ye girişte Fırat Huzurevi Sapağı’ndaki hemzemin geçitte tren rayına takılan Avusturyalı bisikletçi Matthias Krizek, tehlikeli biçimde düşerek yaralandı. Bu arada adı belirlenemeyen Fransız bir bisikletçi de aynı noktada raya takılarak düştü. Her iki sporcu da hastaneye kaldırıldı.
Ödül töreni öncesinde de, dereceye giren sporcularla röportaj yapmak isteyen Türk gazeteciler, güvenlik görevlilerinin tekmeli, yumruklu saldırısına hedef oldu. Devreye Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan girerken Türk gazetecilerin görüntü alması ve fotoğraf çekmesi engellendi.
YAŞAR ANTER-YILMAZ ÖLMEZ / DHA