Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bakan Kılıç, “24 yeni stat yapacağız” müjdesi verince sporun içindeki bizlere düşen ne?
Düğün, bayram!..
Oysa, “Aman” diyoruz.
Hatta “sakın”!
“Yapmayın”!
Ne saçmalıyoruz, ne de muhalefet manyağıyız.
Sebebi var tabi:

Birincisi, içimizi kemiren “siyasetçi futbolun rüzgârına yelken basmak mı istiyor” endişesi.
Bu “atılım” gerçekten bir plan/proje ürünü müdür yoksa futbolu sevdiğini iddia eden kentlere “oy verme günü geldiğinde” dönüp bakmaları için dikilecek birer beton anıt mıdır?
“Hayır, sporu seviyorlar” diyorsanız. Bir stat parasıyla onlarca olimpik sporcu yetiştirmek mümkünken, neden aynı özeni diğer branşlara göstermiyorlar?
“Öncelik” tartışmalı.

İkincisi... Bizim futbol bu kadar yatırımı hak etti mi?
Zaten “verdiğinden fazlasını” tüketmiyor mu futbol? Her türlü olimpik sporun ekmeğini çalmıyor mu?
Gerçekten futbol ve takım aşkıyla yananlar, futbol için bütçelerinin son sınırına dayanmışlar. Yeni yatırım yeni kaynak gerektirir. O kaynak da futbolun müşterileridir.
Arz -talep dengeleri hesaplandı mı acaba?
“Muhasebesi” tartışmalı.

Üçüncü:
İstediğin kadar stat yap, oraya “maç izlemek için” gelen bulamıyorsan,
Stat yaparak “temiz pak kitlesel ringlerin” yolunu açıyorsan neye yarar?
Hani spor izleyicisi yetiştirme projesi?
Evet... Bizim memleketin en öncelikli gereksinimi “nitelikli spor izleyicisi”.
Eğitim, eğitmen, paneller, ekranlara “kışkırtıcı” olmaktan çıkıp “spor sevdirici” hale gelmeleri için “ince ayar”, çocuktan başlayan ve sporu tıpkı bir sanat gibi kutsayan bilinç yüklemesi nerede?
Yoksa “popülist” bir hamle mi?

Söylemesi kolay... Peki, izleyici nasıl yaratılır?
Bizim gibi ülkelerde ilkel güdüleri gıdıklayan “kulüp rekabeti” bu işin en tehlikeli en sevimsiz yöntemidir.
Doğrusu; insanları sadece “seyirci” olmaktan çıkarıp, ucundan köşesinden sporcu yaparak ve buna konuşmayı öğrenmesinden itibaren başlayarak tabi.
Var mı böyle girişimler?
Yeni statlar güzel.
Lakin sporun altyapı sorununu çözmüş, yetenekli her gencin yükselme yolunu açmış, sevilmesini/yapılmasını sağlamış, müşterisini bulmuş, sorunlarını halletmiş olduğunuzda daha güzel.
Laf olsun diye eleştirmiyoruz.

Haberin Devamı

Kocaman’ın hatası

Haberin Devamı

Valla yazıyoruz, ama anlatamıyoruz Aykut Kocaman’a!..
“Futbolun jargonu bu değil”.
Maçtan sonra basın toplantısında yine “doğru” söyledi, yine “yanlış” anlaşılacak; çünkü futbolda söylem ile algı arasındaki ilişki normal hayattaki gibi değil.
Şayet kızdığın bir soruya “Umarım başkalarına da aynı şekilde soruyorsunuzdur” diye yanıt verirsen, “Ben açık yüreklilikle yanıtlıyorum diye her şeyi soruyorsunuz, bağıran çağırandan tırsıyorsunuz” şeklinde anlaşılmaz.
“Karizmatik olsam bana da soramazdınız” anlaşılır.
“Kimya dersinde şamata yapamıyorsunuz ama” yakınması içindeki matematik hocasının çaresizliği gibi gelir insanlara.
“İleri mi gittik acaba” diye düşünmezler, “Adam ol da sen de yaptırma” derler maalesef.
Futbol matematiği farklı... Bir doğruyu bölersen üç-beş yanlış çıkıyor. Aykut Hoca bunu bir türlü anlamıyor.
“Aslında bana ceza verilip Caner’inki kaldırılmalıydı” tespiti de -çok haklı olsa da- arada kaynadı gitti.