Süper Final’i bilmem, ama Lig bugün bitmiş olsa “Sezonun iki şampiyonu var” diye yazardım!..
Biricisi “maddi gerçek” Galatasaray, ikincisi “maneviyat kontenjanından” Fenerbahçe.
Peki, nasıl başardılar?
“Dayanışma” ile.
Sihirli sözcükler; “dayanışma” ve onu yaratan “yardımlaşma”!
Galatasaray’ın dayanışması sahada... Yeşil çimenlerin üzerinde. Fenerbahçe’ninki tesislerde... Yönetim’de.
GALATASARAY “YARDIMLAŞMASI”
Süper futbol oynamadı Galatasaray. Lakin süper yardımlaştı.
Basit bir cümle ama modern futbolun özeti sanki; “Takım için oynadı futbolcular”.
“Gol atmayan kalmasın” diye kaleci Muslera’ya penaltı ikram edilmesi, lige veda eden Manisaspor ile “empati” kuran Rıdvan Dilmen tarafından eleştirilse de, Galatasaray açısından “takım olmanın” son noktası.
Bu bir “Fatih Terim tarzı”.
İki sezonda topladıkları arasında “31 puan” fark varsa, işin sırrı futbolcuların lakayt ve egoist olmasına asla müsaade etmeyen, işini yapanı ödüllendirmeyi çok iyi bilen ve işine karışılmayan Hoca’da.
FENERBAHÇE’NİN “DAYANIŞMASI”
Fenerbahçe’nin futbolu, bırakın “süper”i falan; “vasat” bile değildi. Ama Yönetim’deki yardımlaşma ile milyonların dayanışması, Fenerbahçe tarihindeki en büyük dramı mümkün olan en alt düzeye indirdi.
Hatta kendini Fenerbahçeli hisseden futbolcuları ekstradan ajite etti.
Sadece saha değil...
Dayanışma/yardımlaşma olmasa bu koşullarda taraftara 100 milyonluk tahvil satıp borçları aşağı çekebilir miydi Fenerbahçe?
Gerisi normal... Bireysel kaliteleri, ikincilikten daha aşağılara inmesine müsaade etmezdi Fenerbahçe takımının.
SÜPER FİNAL’DE DEĞİŞMEZ
Peki, Süper Final değiştirebilir mi bu sıralamayı?
Hem dilemem hem sanmam!..
Heyecanlar/ümitler/derbiler güzeldir tabi... Lakin sıralama değişirse yazık olur. Haksızlık olur.
Şükrü Saracoğlu’da tur atmak zordur, ama Galatasaray dayanışmasını şampiyonluk kupası ile tescillemelidir, futbolun adaleti varsa.
Açık söyleyeyim; bu saatten sonra Lig’in şampiyonu ile Süper Final’in şampiyonu “farklı” olursa, futbolumuz “yöneticilerin” tetiklediği “taraftar” kaynaklı yeni bir “süper kaosun” kollarına düşecektir.
Çünkü, yeni ve tuhaf durum “hazmedilemeyecektir”.
FENERBAHÇE KUPAYA ODAKLANMALI
Fenerbahçe, bunca olumsuzluklara rağmen omuz omuza dik durmanın karşılığını 26 yıl sonra gelecek Türkiye Kupası ile alabilir pekala.
Almalıdır da...
Bu sadece bir “odaklanma” meselesidir.
Ezeli rakiplerin olmadığı kupa mücadelesi, sadece Fenerbahçe’nin sportif şansı değil, sinirleri keman teli gibi gerilmiş Türk Futbolu ve tribünler adına da bir şanstır.
Evet... Heyecanlar/ümitler/derbiler güzeldir elbet.
Unutmamak gerekir; tüm bunlar futbolun nimetleridir.
Artık en ufak bir bunalıma dayanamayacak hale gelen “futbolumuzdan yana olarak” Galatasaray’ın şampiyonluğu, Fenerbahçe’nin Kupa’yı almasını diliyorum canı gönülden.