Bravo Galatasaray taraftarına!.. Toplandı, yürüdü, Federasyon’un önüne geldi.
Kapkara çelengini koydu, açıklamasını yaptı.
Fena halde protesto etti Federasyon’u!
Zalim Federasyon yine mahvetmişti Cimbom’u!..
Bıktırmıştı.
Hesap vermesi lazımdı!
Fotoğraf bu.
***
Ne yapacaktı yani UltrAslan?..
“Allah razı olsun sahamızı kapatmadın” diye İstinye’deki merkeze baklava falan getirse uymaz!
“Teknik heyetin cezasını minimumdan kestin” diye Federasyonun kapısına karanfiller dökse, yanlış anlaşılır.
Kapıda dizilip alkışlasa; “Sağol, başkanımızın açıklamasını görmezden geldin” temposu tutsa, huylanan olur sonra.
En iyisi protesto!
“Al, yine iste” taktiği.
“Hiç memnun değiliz, biraz daha ilgi bekleriz”!
***
Galatasaray iyice “Avrupalı” oldu.
Malum, uluslararası ilişkiler de böyle yürür. “Hır çıkaran” barış havarisi pozlarına bürünür.
Kendi yarattığı sorunları protesto eden BM temsilcileri sıklıkla görülmüştür.
Maksat, kamuoyunu ambale etmek. “Yahu Galatasaray’a arka mı çıkıldı” sorusunu sorulmadan önlemek.
Ama yemezler...
Bıraksınlar bu işleri.
***
Bu sezon “suç ve ceza” kavramındaki bulanıklıktan koskoca bir balık da Galatasaray yakaladı.
-Ama ceza var ortada. Şampiyonluk yolundaki Galatasaray’ın kulübesi boş...
Onun hesabını kulübeyi boş bırakanlardan soracaksınız kardeşim. PFDK’dan bu kadar!
Bu da Belediye!
Siyasi ikbalin “şöhret” gerektirdiğini ve günümüzde şöhretin “futbol”dan geçtiğini hesaplayan kifayetsiz muhteris bir belediye başkanı ne yapar?..
Ya “belediyespor” diye bir takım kurar ya da var olan takımı ele alır, parayı basar, transferler falan... Bir de ünlü hoca. İki sene sonra yeri hazır şeref tribününün ilk sırasında.
Günahı boyunlarına; aynı zamanda “cebine para koymanın” da kestirme yolu olduğunu söylerler, ama henüz kanıtlanmadı.
Uçup giden paralar mı?
Babasının mı?..
***
Peki, sorumluluk sahibi ve halka hizmeti kutsal sayan bir belediye başkanının sportif yatırımları nasıl olmalı?
Bahçelievler Belediyesi’ndeki gibi.
Başkanı, Osman Develioğlu.
İnanmayacaksınız ama bende yalan yok. Bu satırları yazana kadar hangi partiden olduğunu bilmiyordum. Yazıyı bitirince bakacağım.
Çünkü ahtım var; bu köşeyi (gerçek)spora samimi hizmet verenlere önyargısız açacağım.
***
Evet, belediye- spor ilişkisi böyle olmalı... Bir yandan seçmenlerine spor tesisleri/alanı/imkanı yaratırken bir yandan ülkenin “büyük planlarının” ucundan tutmalı belediye.
Behçelievler Belediyesi’nin 2020 olimpiyatı için çabaları gibi.
Hasan Doğan Spor Kompleksi, Muhsin Yazıcıoğlu Spor Kompleksi, Fevzi Şeker Spor Kompleksi, Siyavuşpaşa Spor Kompleksi son eserler...
İsimlere de dikkatinizi çekerim; buram buram vefa kokuyor değil mi?
***
Spor adamı ve sporcuyla bitmiyor iş. Spora emek veren gazeteciler de baş tacı bu belediyede.
Parklara, bahçelere Namık Sevik, İslam Çupi, Kenan Onuk, Atilla Gökçe, Cem Atabeyoğlu, Nezih Alkış, Orhan Ayhan, Sami Özey, Turgay Şeren, Kazım Kanat, Doğan Koloğlu, Necmi Tanyolaç, Togay Bayatlı, Kahraman Bapçum isimleri verilmesi bu yüzden.
Bitmedi.
Salonlara Rıdvan Dilmen (Fenerbahçe), Şenol Güneş (Trabzon), Ziya Doğan (Beşiktaş), Hakan Şükür (Galatasaray), İbrahim Kutluay (Basketbol), Harun Erdenay (Basketbol) isimleri bu yüzden.
***
Peki belediye sınırlarındaki sporcu sayısı?
9 yılda 800’den 24 bine çıkmış. Hedef 40 bin.
Osman Develioğlu’na selam ederim.
“Kestirme” yerine en reklamsız ve en meşakkatli yolda azimle çabaladığı için...
Örnek olur umarım.
Çıldıran Denizli küfür etti mi
Manisaspor’la oynadığı maçın 49. dakikasında Ç.Rizespor’un golü ofsayt gerekçesiyle sayılmayınca sahaya yabancı madde yağdı.
“Ne yani bu da haber mi” demeyin. Her yerde oluyor, birkaç maç saha kapanıyor, sonra yine oluyor.
Evet... Hiçbir işe yaramıyor ceza.
Ceza arsızı olduk galiba!
***
Lakin Rize’de durum başka.
Rezaleti gören Ç.Rizespor Teknik Direktörü Mustafa Denizli’nin kendi seyircisine sinirlenip “Allah belanızı versin” dediği iddia ediliyor.
Hatta, rivayete göre pansuman yapmak için “Denizli şampiyon yap bizi” temposuna girişen tribünlere dönüp “SÖ..gidin” demiş Mustafa Denizli!..
Yok böyle bir şey tabi.
En ağır münakaşada bile sükunetini koruyan ve ünlü gülümsemesini yüzünden eksik etmeyen Mustafa Hoca’nın, saha jargonu bellidir ve küfür kafir içermemektedir.
***
Lakin, Ç. Rizespor tribünü teknik direktörünü çıldırtmak için hiçbir şeyi esirgememiştir .
Ve çıldıran hocadan beklenen tepki böyledir!
Neden?
Konjonktür öyle.
Galatasaray’dan başlayıp yurt sathına yayılması kaçınılmaz duruma göre, Denizli küfür bela saydırmalıydı tribüne!
Geçiniz...
Mustafa Denizli üzerinden “saldırgan teknik direktör” tarzını genelleştirip Terim ve ekibinin eylemlerini “sıradanlaştırmak” isteyenler başka kapıya.
