Futbol’un kirli sokaklarında gezinenler veya kirli sokaklarda gezinip üstünü başını futbolda temizlemeye yeltenenler o kadar çok ki, hiçbir kulüp “hijyenik” değil artık!
Ne o, rahatladınız mı?.. Kıyak tespit değil mi?
“Yapacak bir şey yok o zaman” kaytarmalarını duyar gibiyim.
Heveslenmeyin!
Yapacak çok şey var... Hem de pek çok; öyle kaytarmak yok.
Derhal hazırlanın.
Siz... Henüz kirlenmemişler... Tüm kitle iletişim araçlarıyla ulaşabildiğiniz her futbol odağına, kulübünüze, taraftar sitenize, tribündeki arkadaşınıza, okuldaki kankanıza, ananıza, babanıza, evladınıza bu pislikten kurtulmak istediğinizi bıkmadan usanmadan tekrarlayacaksınız.
Önce kendi kulübünüzdeki kötü kokuların üzerine gideceksiniz.
Yapmazsanız, teslimiyetçisiniz.
Teslimiyetçilik üç kağıtçılıktan beterdir. Üç kağıtçı hiç olmazsa bir çıkar peşindedir. Planı vardır. Cüretlidir... Eylemcidir...
Teslim olanın karakterini ise “tahlil etmeye mani oluyor hicabım”.
Şu kadarını yazayım; teslim olanın alın yazısı kaybetmektir.
* * *
Unutmayın; futbolun her unsuru enfekte olmuştur ama her unsurunda özellikle de kulüplerinde, tribünlerinde, hatta medyasında- sağlam ve temiz karakterler çoğunluktadır.
Belki uykulu, belki korkulu, belki tavşan b... ama çoğunluktur onlar.
Bu ülkede “tükenmeyen” şeylerin başında, “Devlet’in malı” değil ülkesini ve futbolu seven vatandaş gelir aslında.
Bir de ülkesini seven futbolseverler organize olabilse.
Neyse...
* * *
Dün “Hangi operasyon temizler bu pisliği” demiş ve kulüplerden girmiştim:
“Profesyonel yöneticisi ‘Simsar’la anılan Galatasaray mı elini taşın altına koyacak?
Asbaşkanı ‘Mavi Hat’la bilinen Fenerbahçe mi harekete geçecek?
Menajeri ‘vize operasyonu’ ile tanınan Beşiktaş’tan mı ümitlisiniz?
Eski başkanları ‘dinlemeye takılmış’ Bursaspor ve Ankaragücü’nden mi?
Keşke başımızda ‘Toplu otomobil kaçakçılığı hükümlüsü bir Disiplin Kurulu Başkanı’na sahip eski federasyon olsa’ mı diyebilirsiniz?
Yoksa, ‘Simsar’ operasyonuna paçayı kaptırmış yöneticisiyle yeni Federasyon’a mı güvenebilirsiniz?”
Hedefime ulaşmışım!..
Biraz olsun kışkırtmışım, alavere-dalavere içinde olmadığı halde ne sesi ne nefesi düzenbazlar kadar çıkan iffetli insanları.
Biraz olsun irkiltmişim sevgili meslektaşları.
Müjdemi isterim; bir örgüt de biz kuruyoruz yakında:
“Temiz futbol zinde kuvvetleri”
Ya düzeltiriz ya Sağmalcılar’dan yazarız artık.
* * *
Şaka bir yana; sadece necip kulüplerimizden çıt çıkmadı.
Ne bir itiraz; ne onay...
Onlara sorarsanız, “Birazcık sohbette ne zarar var”!..
Oysa “Bizde kirli adam barınamaz” türünden yağmasa bile gürleyen açıklamaya da razıydım, “Varsa dışlarız” palavrasına da.
Ne yazık ki çıkış noktasını “sohbet”te buldular hoşsohbet insanlar!
İşte kırılma noktası budur. Tehlike, kirli ilişkilerin kulüplere sızmasıyla değil bunların “sohbet” sayılmasıyla başlar.
Gelecek günler ya “unutturma” taktiklerine kurban giderse.
Ya “Bende var ama onda da var” gamsızlığı galebe çalarsa?
Ya bu güzide kulüplerimizin kıymetli taraftarları “Aman kulübe bir zarar gelmesin”cilerin peşine takılırsa?
Ya medyadaki dostlarımızın kulüplerini koruma sevdası, mesleklerine baskın çıkarsa?
Söylemeye dilim varmıyor ama futboldaki kirlenmeyi yok sayanların, kulağı üzerine yatanların, ahbap çavuşlarını kollayanların, korkup tarafsız duranların, bu pislikten nemalandıklarını iddia edeceğim en sonunda.
Saygıdeğer yöneticiler pek tınmasa da ben utanırım bu iddiada bulunmaktan.