Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2016 Avrupa Şampiyonası adaylığı kutlamalarından “pembe hayallerle” dönen bir grup Futbol Federasyonu yöneticisi, dün gece Arda Turan’ın evi önünde şüpheli bir araca rastlayınca şoke oldu!..
İlk şaşkınlığın ardından olaya el koyarlarken, otomobildeki Fenerbahçe formalı şahıslardan biri Arda Turan’ın ev krokisini, diğeri yönetici L.A.’ın şapkasını yuttu!
Bazı yetkililer, Arda Turan’ı kaçırmasından şüphelendikleri şahısların Aziz Yıldırım’ın “askerleri” olduğunu iddia etti. Ancak, olayın Futbol Federasyonu içindeki Fenerbahçe karşıtı “anti F” yapılanması tarafından organize edilen bir komplo olduğu da iddialar arasında.
Çok heyecanlanan Arda Turan, “Umarım sadece tarassut amaçlıdır” dan başka açıklama yapmadı. Bu arada cebinden çıkardığı kız arkadaşı Nazlı’nın ev krokisini yutmasına zorlukla engel olundu.
Ne o?.. Yutmadınız değil mi?
Artık böyle... “Büyüklerimiz” anlama ve bilgilenme düzeyinizin bu kadar olduğuna karar verdi. Fikirleri böyle süsleyerek dile getireceğiz biz de.
İşte size bir kroki de benden.
Hem kroki, hem eylem, hem de sorgulama planı!.. Sorumluluk bana ait.
Durumdan vazife çıkaranlar krokide görülen Futbol Federasyonu’na gitsin. Bahçe kapısından bağıra bağıra şu soruları sorsun. Vatan kurtulsun:
1) Cümle yerli teknik direktörlerimiz telef olmadan şu Milli Takım hocası işi halledilemez miydi?
2) Milli Takım hocası belli olmadan, onunla birlikte çalışacak Ersun Yanal’la anlaşmak, tersine inşaat gibi Japon icadı değil mi?
3)Hoca tercihinde siyasi, cemaat, ırkçı, ne türlü baskı varsa açıklayın. Baskı yoksa, “Biz beceremedik” deyin bari.
Evet sayın okuyucular. Umarız bir gün Arda Turan’ın evi önündeki şüpheli araçtan Manchester United formalı şüpheliler çıkar.
NOT: Yılmaz Özdil’den özür diliyorum. Köşesini bu yazıyı yazdıktan sonra okudum. İntihal gibi gözükün benzerliklerin farkına vardım. Ama onun kadar yetenekli olmadığım için değiştiremedim.
(Yarından sonra başka krokiler de var.)


Haberin Devamı
Bu da Federasyon’un krokisi

Muhtar olabilirsin ama!..
Dilediğini eleştirme yetki ve yeteneğinin bir kendisine gök kubbeden bahşedildiğini sananların, eleştiri ile karşılaştıklarında ne hale geldiğini görmek istiyorsanız sayın Reha Muhtar’ın perşembe günkü yazısına bakın.
Bakın ve Aziz Yıldırım’ın, Adnan Polat’ın, Yıldırım Demirören’in, cümle hocaların, futbolcuların kıymetini anlayın.
Yazısında bahsi geçen o “malum takıntılı” şahıs benim!..
“Takıntılı ve kendini bilmez”!.. Bilsem, Reha Muhtar gibi Türk Büyüğünü eleştirmeye kalkmazdım!..
Yine zıvanadan çıkmış olmalı.
Muhtemelen Mustafa Denizli ile dostluğum yüzünden kendisine takmışım. Zaten müdürümüz Cem Şengül ile genel müdürümüz Tayfun Devecioğlu’nu da yakından tanıyormuş. Artık ayağımı denk atarım.
Valla sayın Muhtar işlerini ve ilişkilerini böyle yürütüyor olabilir. Benim öyle değil. Takıntı, megalomani, ahbap çavuşluk, başkalarının arkasına saklanma işim değil. Futbolla ilişkin konuşuyorsan, futbola ilişkin eleştiri... Terbiye sınırlarını zorlarsan, ona da cevabımız var tabi. O, Milliyet’e girdiğinde ben yine bu masadaydım.
Sayın Muhtar sadece kendi adı geçen yazıları okumasa, hakikaten sporun içinde olsa bunu bilir.
Hatta Milli Takım için Yılmaz Vural adını bir-iki maç kazanmadan çok önce benim yazdığımı da bilir, “kapak” haberi “Federasyon’un Mustafa Denizli niyeti”ni dört gün önce Ali Şen’in söylediğini de...
Benim demek istediğim de budur zaten... Futbol artık o hale geldi ki, popülaritesi azalanların uğrayıp bir parmak reyting kapacağı yer olmaktan çıktı.
Muhtar olabilirsin ama... Bana tomas.