Son söyleyeceğimi başa alayım: Beşiktaş Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Sekreter Metin Albayrak’a helal olsun.
Kendisi Taksim Direnişi ile yeniden yazılan sosyal tarihimizi çok iyi algılayıp, doğru okuyup, gençliğin yaşadığı dayanışma ve kardeşliği futbola taşımak için fikir üreten ve cesaretle ortaya çıkıp söyleyen ilk “yönetici”dir.
“Kim ne der, taraftarımız beni aforoz eder mi, dengeler, hesaplar” diye düşünmemiş ve “üç kulüp armasını bir tişörtte toplamak” projesini deklare etmiştir.
***
Gerçi Beşiktaş taraftarının “Çarşı” markası altındaki tavrı, Taksim’de belli olmuş ve tüm barışçı, çevreci yüreklere silinmemek üzere kazınmıştır.
Gerçi Fenerbahçeli taraftarların platformu “12 numara”, Süper Kupa’yı üç büyük takım taraftarının omuz omuza izlemesini isteyerek yolu açmıştır.
Ama sayın Albayrak’ın yaptığı da “yönetici tarihi” ve “yönetici tavrı” açısından altın varaklı bir sayfadır.
***
Koskoca başkanların bile kulak üstünde yattıkları şu süreçte hem gençlik hareketini kutsamak, hem de aynı güzelliği futbola taşımak için “ilk kurşunu atmak” (geleneksel yönetici tipi düşünüldüğünde) az buz iş değildir.
Evet... Milyonlarca taraftara sahip dev gibi camialara yol haritası çizen yöneticilerin “devletten arazi apartmak, vergiden sıyırmak, beton makinası çalıştırmak ve başkasının parasıyla en iyi futbolcuyu almaktan gayrı” sosyal sorumlulukları olduğunu hatırlatmak az buz iş değildir.
Hem helal olsun hem örnek olsun.
***
Destek olurlarsa, “üçü bir yerde” arma ile bebek adımlarını atan bu rota neler mi katar futbolumuza?..
Şimdi şu anda Taksim’de nasıl küfürbaz, çıkarcı, avantacı, kavgacı yoksa, tribünlere de aynı havayı soluma fırsatı yaratılır.
Bu bir fasit dairedir.
Taraftarları kucaklaşan kulüplerin zehir zemberek başkanları/yöneticileri frene basmak zorunda kalır.
Medya, zerre kadar vatandaşı düşünmese bile “dostlukta reyting var” mesajını alır.
Gerisi çorap söküğü...
Yönetici ve medya gibi iki önemli unsurun sadece birkaç derecelik yön değiştirmesi, futbola 180 derece yansır.
Onlar değişince, herkes değişir. Herkes değişince onlar!
***
Sayın Metin Albayrak kıvılcımı ilk çakan olmuş ve kalbimizi kazanmıştır, ama tüm bunların sebebi Taksim’deki o çocuklardır.
Gözlerinden öpmek lazım.
Siz yorumlayın!
Meşalesi bile paraşütlü Türk Futbolu, dünya sıralamasında paraşütsüz düşmüş, on basamak sonra yere çakılıp 54.lüğü idrak etmiş!..
En son 15 sene önce 57. idi bildiğiniz gibi... Bir daha da 50’leri görmemişti.
Şayet Türk Futbolu dünyada 4. sıraya yükselmiş olsa kimi alkışlayacaktık biz?
“Şimdi ona hesap sormalıyız” diyeceğim, ama dilim varmıyor!
Konuyu Abdullah Avcı göreve geldiğinde “ümit ve hayal” pompalayan kanaat önderleri ile hür vicdanlarına bırakıyorum.
Onlar yorumlasın.
“Avcı ile olmaz” diyen bir yazar olarak, şu hüzünlü sıralamadan kendime yontmak istemiyorum.
Zaten bir şey söylenecek hali kalmamış Milli Takım’ın.