Medya, Fenerbahçe ve futbol ailesi, Mehmet Ali Aydınlar’ı yeniden keşfetti eksik olmasınlar!..
Makbul olanı, en başta hizmet verdiği Fenerbahçe kulübü marifetiyle başlayan ve rüzgara yelken tutanın yalın ayak koştuğu, biraz insaflı ama ürkeklerin sessiz kaldığı, bizim gibi Donkişotların karşı durduğu “linç kampanyası” sırasında elinden tutmaktı.
Lakin hiç yoktan iyidir.
Günah çıkarıyorlar ya... Bu sefer de sayın Aydınlar üzerinden saçma sapan analizler yapıyorlar:
“Aydınlar UEFA ile pazarlığı yapmış puan silmeye razı etmiş. Kabul etsene”!..
Yahu başta Aziz Yıldırım, tüm Fenerbahçe’nin iddiası, “Biz şike yapmadık” değil miydi?..
Hala öyle. Olay hala dava sürecinde. Niye kabul etsin o sırada Fenerbahçe? Nasıl kabul etsin?
“Puan silme cezasını resen bastırsaydı Aydınlar keşke”...
Bekara karı boşamak kolay... Mahkeme “beraat” verseydi, tüm yorumcular bir araya gelip ömür boyu gelirlerini ortaya koysalar bile ödenmeyecek tazminat davaları çıkardı ortaya.
Bakınız, anlı şanlı UEFA “ancak CAS’a itiraz edebilecek” başka yerde dava açamayacak kulüplere bastırdı cezayı.
Yahu kulüp canlı mı?.. Yapmışsa bir hata, başındaki insanlar yapmış. Ama o şahıslara “henüz” ceza yok.
Neden?
Tazminat korkusu...
Ya Yargıtay’dan dönerse karar hesabı...
Kestirmeden gidelim.
Doğa kanunu gibi! Ne olduysa, olması gereken oldu.
Sayın Aydınlar da yapabileceğini yaptı, yapılamayacak noktada bıraktı.
Bakarsınız Fenerbahçe’ye başkan yapıp gönlünü alırlar.
Müjdemi isterim
Dünkü Ters Köşe’de “Türk Sporunu saran doping mikrobundan” söz etmiş ve resmen dibe vuran atletizm ile bizi bekleyen tehlikelerden bahsetmiştim.
Bir tanesi de sponsorların rahatsızlığı idi.
Acaba Turkcell, atletizme 8 milyon dolarlık desteğini çeker miydi?
O rakam aslında 14 milyon dolarmış.
Kurumsal rahatsızlıklarını ise Genel Müdür Yardımcısı sayın Cem Yavuzer bir yazı ile aktarmış; müjdemi isterim:
“Turkcell olarak konunun ciddiyetle ele alınmasından yana olduğumuzu, bu sürecin Türk sporunu daha fazla olumsuz etkilememesi için alınacak tedbirlerle bir an önce çözüme kavuşmasını umduğumuzu belirtmek istiyoruz. Ayrıca atletizm projemizde 2020 hedefiyle yola çıktık ve desteğimizi devam ettireceğiz.”
Sayın Yavuzer’e teşekkürler. Turkcell’e de...
Spor tarihinin bu en büyük sponsorluğu ile planlananlar arasında, sporcuların biyolojik pasaportlarına referans olarak kullanılabilecek programların da olması ise tam isabet.
Bakınız, Atletizm Federasyonu ve devlet kurumları sporcunun yanlış yola sapmasını önleyemiyor, yatırımcı gayret ediyor.
“Ali Şen duruşu”
Duydunuz sayın Ali Şen’in sesini:
‘’Galatasaraylılar ceza almamız için bizim aleyhimizde çalışıyormuş. Asla öyle bir şeye inanmam”!..
Diyelim ki, birkaç fanatik Galatasaraylı girişimde bulunmuştur, bazı boşboğazlar olur olmaz konuşmuştur.
Ama “eski” de olsa bir Fenerbahçe başkanına yakışan tek kelime vardır:
“İnanmam”.
Yapan yaptığından utanır, dostluk baki kalır o zaman.