Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün Fenerbahçe-Galatasaray derbilerinin 100. yıldönümü...
Sabah erken saatlerde sarı-kırmızılı taraftarlar Bağdat Caddesi’nde konvoy yapıp, sarı-kırmızı karanfiller dağıttılar. Fenerbahçeliler de, Galatasaray Lisesi önünde toplanıp alkışlı/çiçekli/şiirli sevgi gösterisinde bulundular.
Aziz Yıldırım ile Adnan Polat, yanlarına takım kaptanlarını alarak Anıt Kabir’i ziyarete gittiler. Özel deftere imzadan önce, “Sana layık olmak için kardeşçe-el ele” yazdılar.
100 yıl önce 17 Ocak’ta ilk derbinin oynandığı Papazın Çayırı ve çevresi bayram yeri gibiydi erken saatlerden itibaren... Bebekten dedeye Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar, Cumhuriyet’ten eski bu geleneğin rekabet kısmını bir kenara bırakıp dostluğuna ve birbirlerine sarıldılar.
İnsanlar duygulanmış, ağlıyorlardı.
Akşama fener alayları.
Laf aramızda, medyanın da büyük payı var bu dostluk kutlamalarında.
Yılda 220 bin 546 kez Fenerbahçe, 188 bin 326 Galatasaray haberi yapan medya 100 yılda bir gelen bu haberin hakkını vermiş, sayfalara yaymış, ekranlardan nostalji, sevgi, kardeşlik pompalamışlardı.
İyi ki, futbol vardı... İyi ki, Fenerbahçe- Galatasaray vardı.
Çünkü çok ihtiyaç vardı böyle kucaklaşmalara.
Tam zamanıydı.
“Büyük” kulüpler, futbolseverler ve medya, tam da kendilerinden bekleneni yaptılar!..
(Kırk yılda bir, biz de yalan yazalım)


Futbolu siyasetçilere bırakamayız
Mahmut Özgener federasyon başkanı olduğunda dedikodu gırla gitmişti:
“AKP popülaritesini artırıp İzmir belediye başkan adayı yapacak”.
Hemen sormuştum kendisine:
“Mümkün mü böyle bir proje”?
“Asla”!..
“Peki ısrar ederlerse”?
“Reddederim... Kariyerim için değil, futbolumuz için başkan oldum”.
Helal olsun... Sözünün eri çıktı. Özgener’e helal olsun da... Siyasetin futbola nasıl baktığı da ortaya çıktı!..
Dedikoduların yarısı doğruymuş demek ki. AKP’nin teklifini kabul etseydi İzmir belediye başkanı adayı olacaktı Mahmut Özgener.
Şu günlerde koltuk boşalsa, futbolda yaşanacak hengame kimin umurunda?
Şimdi anladınız mı; futbolun siyasetçilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olduğunu



Her şey 20 katı
Almanya’daki Türk kökenli futbolcu sayısı, Türkiye’deki lisanslı futbolcu sayısından fazlaymış...
Neden?
İki topluluk var. Biri diğerinin yirmi katı. İkisi de aynı dili konuşuyor, aynı düşleri görüyor. İkisi de aynı yeteneklere sahip, aynı ağız tadına, aynı kafa yapısına...
İkisi de futbola hasta.
Peki fark neden?
Bu soruya yanıt vermeden, futbolumuzun küresel düzeyi hakkında ahkam kesmek, uluslar arası başarı reçeteleri vermek komik olmuyor mu?
Lakin soru zor. Yanıt tehlikeli.
Milleti, memleketten soğutmaya teşebbüs sayılıp kodeste bitebilir her türlü “derin” yanıtlama girişimi.
Oysa hakemlerimizin durumu da bu sorunun yanıtında, tribünlerin de, yönetici profilinin de, medyanın da...
Olumlu şeyler orada yirmi katımızsa... Olumsuzlar da burada yirmi katı olacak elbet.