Yıktı bizi Roberto Usta... Hasta etti... Üzdü, sıktı, gerdi!
Dünya yıldızı bir futbolcu “avanta faul” almak için artistlik eder mi?..
Belki eder... Gençliğinde... Süper Kupa finalinde falan. Ya da Real Madrid’i transferi söz konusuysa.
Lakin adam yolun yarısında. Futbola göre yaşlı bir “bilge”.
Ve Fenerbahçe Ankaraspor ile oynuyor. Kendi sahasında. Bir lig serüveninin ortalarına doğru orta karar bir maç. Kazanmak kuvvetle muhtemel. Güçler ve silahlar belli...
Hakem falan da gerekmez hani...
Ama o da ne?... Roberto Carlos usta, karasaban gibi yere saplayıp çimenleri sürdüğü ayağıyla hem Şükrü Saracoğlu’nun zeminini patates tarlasına çeviriyor hem de hakemi ters köşeye yatırıp Melih Gökçek’in “duyumlarını” güçlendirecek bir faul alıyor.
* * *
Sayın Gökçek’in ki de ayrı mesele... Sanki bugüne kadar ilk kez maçtan önce hakem hakkında duyum alınıyor!..
“Ankaraspor ince ince kıyılacakmış”!..
Yahu bunlar vaka-i adiye olalı çeyrek yüzyıl geçti. Her maçtan önce her vatandaş hakem için bir şeyler yumurtluyor. Hakem kötü günündeyse “bildi”; iyi günündeyse paranoyak arkadaş “dedikoduları” dile getirdi. Yaptırımı yok nasıl olsa.
İlginç olan, Melih Gökçek gibi bir “siyaset cini”nin üfürmeleri ciddiye alması ve bundan yağ çıkarmaya çalışması.
Bence ciddiye almış gibi görünmek işine geliyor ya, neyse.
Bir an biz de inanalım... Sayın Gökçek’in duyumları gerçekse, Roberto Carlos da işin içinde olmalı. Hakemle ortak çalışıyorlar. Hafta içi gizli gizli bu pozisyonu çalışmışlar!..
Yok deve!..
Melih bey bunlara inanıyorsa, seçimde Ankara Belediye Başkanlığı tehlikede demektir.
* * *
Dönelim Roberto Usta’ya...
Ülkemize teşrif etmesiyle bizleri sevince boğan, Fenerbahçe’nin karizmasına karizma katan centilmen, neşeli bir büyük sportmen, acaba nasıl bu hale geldi?
Kromozomlarında üç kağıtçılık olmadığı Roberto Carlos’un geçmişinden ve İstanbul’daki günlerinden belli.
Peki neden saptı doğru yoldan?
Fenerbahçe’nin gidişatından mı endişelendi?
Birileri kulağını mı büktü “Biraz sık kendini” diye?
Yoksa bizdeki durumu gördü ve “hakeme üçkağıt açmayanın aptal kategorisine girdiğini” gördü, bize mi özendi?
Tıpkı hakkında şaibe yaratmak gibi hakem kandırmanın da müeyyidesi yok ki... Üstelik hangi büyük takımın futbolcusu yaparsa futbolseverlerin en az üçte birinden alkış alıyor.
O zaman... Yapmayan ya gerçekten centilmen ya da aptal.
Roberto Carlos bıktı mı bu rolden?.. Bilemem.
Ama bildiğim bir şey var ki, o da “Roberto Carlos’un hapşırdığı yerde, cemaat potansiyel Kırım Kongo Kanamalı Hastasıdır”... Ve en büyük kan kaybının adresi hakemlik müessesesi olacaktır.
Bundan sonra hakeme madik atmak “kariyer ön şartı” haline gelecektir.
Taze futbolculara “bilge”den mesaj bu,
Bir an önce çıkıp özür dilemeli Roberto Carlos.
O faul gidip gol oldu diye değil... Türk futboluna gerçekten yaptığı büyük katkıyı gölgelemesin diye. Fenerbahçe’ye eklediği saygınlık güme gitmesin diye. Futbolcular onun yeteneklerine özensin diye... Şeytana uymasına değil.